Erdoğan, AB’de Türkiye ile ilgili oluşan olumsuz atmosferi kırmak ve Müzakere Çerçeve Belgesi ile Katılım Ortaklığı Belgesi’nin Türkiye’nin beklentileri doğrultusunda çıkmasını sağlamak için ABD ziyareti sonrasında AB’yi ikna turuna hazırlanıyor.
Dışişleri Bakanlığı, “17 Aralık benzeri yeni bir sancılı sürece girmek üzereyiz” diyerek Hükümete müzakerelerin açılacağı 3 Ekim tarihine kadar “tehlikeli” bir dönemden geçileceği uyarısında bulundu.
3 Ekim’e kadar Türkiye ile müzakerelerin hangi amaçla yapılacağı ve hangi esaslara göre yapılacağına dair Müzakere Çerçeve Belgesi’nin son halini alacağını ve bunun hemen ardından Katılım Ortaklığı Belgesi yani Türkiye’ye “uyulması zorunlu” bir yol haritası sunulacağını vurgulayan Dışişleri, “Bu süreci kazasız belasız atlatmak amacıyla gecikmeksizin harekete geçilmeli” dedi.
YENİ KOŞUL ENDİŞESİ
Dışişleri’nin Hükümete “Bu iki kritik belgede Türkiye’ye karşılanması zor koşullar” öne sürülebilir bilgisini verdiği ve şu noktalara dikkat çektiği kaydedildi:
“Müzakereleri yavaşlatacak ve tamamlanmasını imkansız hale getirecek koşullar öne sürülebilir. Ayrıca Kıbrıs’dan asker çekilmesi gibi Kıbrıslı Rumların dayatması nedeniyle KOB’a koşullar eklenebilir. Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin ifadeler belgede yer bulabilir.”
Dışişleri’nin yaptığı bu uyarının ardından uygulamaya sokulmasının önemli olduğunu işaret ettiği yeni bir eylem planı belirtildi. Diplomatikkaynaklar bu kapsamda başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Başmüzakereci Ali Babacan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün AB’yi ikna turlarına çıkmalarının öngörüldüğünü bildirdi. Bu amaçla bir çok Avrupa ülkesi nezdindegirişimde bulunacağı bildirilirken ziyaret edilecek ülkeler arasında önümüzdeki dönem AB Dönem Başkanlığı’nı devralacak olan İngiltere başta olmak üzere, Almanya ve Avusturya gibi ülkeler sıralandı.
Avrupa’nın önde gelen liderlerine “ikna ziyaretleri” gerçekleştirecek olan Erdoğan “Müzakerelere gölge düşürecek herhangi bir olumsuzluğun sonuçları ağır” olur mesajlarını verecek. Erdoğan’ın ayrıca “Türkiye siyasi kriterleri büyük ölçüde karşılamıştır. Reform sürecine devam edeceğiz ve uygulanmasını sağlayacağız ancak yeni siyasi kriterler kabul edilemez” görüşünü iletecek. Erdoğan son olarak ise Kıbrıs konusunda Türkiye’nin üzerine düşenleri yaptığını Kıbrıslı Türkleri izolasyondan kurtarmak için sıranın artık AB’de olduğunu vurgulayacak. Ermeni soykırım iddiaları konusundaki baskıları ise Erdoğan, “Biz iyiniyetli çerçevede harekete geçerek bu iddiaların araştırılması için çağrıda bulunduk. Sizin istediğiniz bu değil miydi? Yaptık işte. Ancak karşı tarafan iyiniyet görmüyoruz” sözleriyle bertaraf edeceği belirtildi.
KRİTİK BELGELERDE KAVGA BAŞLADI BİLE
MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ: Üst düzey Dışişleri kaynakları 4 Ekim 2004 tarihinde AB Komisyon’u tarafından açıklanan tavsiye metninde yer alan müzakere koşulların Müzakere Çerçeve Belgesi’ne birebir dahil edilmesine Türkiye’nin itiraz ettiğini bildirdi. Dışişleri kaynaklarını “Bizim zaten mevcut müzakere koşullarına itirazlarımız vardı” derken AB’li kaynaklar “Türkiye bu koşulları bu şekliyle kabul etmeli. Komisyon’un tavsiyesi dışına çıkıldığı takdirde değişiklik yapılmasına yapılır ancak Türkiye’nin istemeyeceği çok daha sert koşullar için de bazı Türkiye karşıtı ülkelere kapı açılır” dedi.
KATILIM ORTALIĞI BELGESİ (KOB): Türkiye’nin adaylık statüsünün teyit edilmesinin ardından 2001 ve 2003 yıllarında AB tarafından Türkiye’ye sunulan belgeler adaylıktan üyeliğe geçiş sürecinde atması gereken somut adımları bir yol haritası gibi ortaya koyuyor. Müzakerelerin açılmasının hemen ardından Kasım ayında açıklanması beklenen KOB konusunda Ankara’da endişeli bir bekleyiş var. Türk tarafı “siyasi kriterlerin tatmin edici ölçüde” yerine getirildiğinin Avrupa Konseyi’nin 17 Aralık’ta aldığı kararla teyit edildiğini bildirerek ek siyasi kriterlere yer verilemeyeceğini vurguluyor. AB’den ve özellikle Kıbrıs Rum Kesim’nden ise farklı sesler çıkıyor.
