AÇIK GAZETE’DEN… İngiltere basını ve olaylara bakışı

Britanya adasında geçen hafta dünya gündemi için iki önemli olay vardı. İskoçya’daki G-8 Zirvesi ve Londra saldırısı… İngiltere basınının bu iki olaya bakışını ele almak istiyorum…

Önce saldırıdan başlayayım… Londra’ya böyle bir saldırı bekleniyordu. Hatta Londra polisi periyodik aralıklarla tatbikat bile yapıyordu. İstanbul’daki gibi kamyon yüklü patlayıcılara karşi bütün araçlar kamera ile izleniyordu. Hırsızlık ya da kayıtsız bir araç saptandığında derhal müdahale ediliyordu. Güvenlik güçlerini yanıltan 5 kilogramın altında yüksek tahrip gücüne sahip (bazılarına göre) uzaktan kumandalı patlayıcıların kullanılması oldu sanırım. Benim dikkatimi çeken halkın ve polisin söylenildiğinin tersine panik olmadan olayı karşılamasıydı…

İngiltere basınının olaya yaklaşımındaki farktan da söz etmeliyiz… Saldırı olduğu gün arkadaşlarıma bir öngörüde bulunarak “İngiltere’nin ciddi basını yarın çuvaldızını kendisine batıracak” demiştim. Dediğim de oldu… Örnegin politik çizgi olarak merkezdeki The Independent, Başbakan Tony Blair’in saldırıyı yapanlara “Barbarlar” tanımlamasından yola çıkarak “Kim barbar” diye sordu. Gazete, “Londra’yı vuran bombalar, barbarcaydı ama 2003’te ABD-İngiliz ittifakının işgal ettiği Irak’ta sivillerin öldürümesi, Iraklı çocuklarin atılan misket bombalarıyla paramparça olması, ABD ordusunun kontrol noktalarında masum Iraklıların vurulması da barbarca değil mi?” diye yazdı. Ayrıca yeni anti-terör önlemleriyle yurttaşlık haklarının gaspedilmemesi için de hükümet uyarıldı… Sanırım bu yaklaşım Türkiye’de olsaydı, haberdeki iyi niyet gözardı edilir “Sen teröristlerden yana mısın?” diye garip tepkiler gösterilirdi…

Türkiye’deki televizyon kanalları da canlı bağlantılarla olayı olay yerindeki İngiliz meslektaşları kadar anında ve kapsamlı verdiler. Biz de Açık Gazete olarak olayı anında aktardık. Biz belki küçük bir gazeteyiz ama milyarlarca sterlin değerindeki BBC’nin internet sitesinden 15 dakika önce olayı aktarma başarısı gösterdiğimizi söylemeyi de unutmamalıyım… Burada BBC’nin hantallığını anlatmak istemiyorum. BBC için haberdeki doğruluk, çabukluktan önce geldi belki de. Ama yine de çok geç kaldılar…

Saldırıyı olaydan hemen sonra bilgisayarımıza düşen polis bültenlerinden ögrendik. Ben bu saldırıda yaklaşık 1000’e yakın mağdur arasında yalnızca iki Türk ismine rastlanmasını büyük bir şans görüyorum. Çoğu Londra’da yaşayan Türkçe konuşan toplum, azınlık olarak yaklaşık 350 bin nüfusla Hintli ve Karayipliler’den sonra üçüncü sırada yer alıyor. Bu da 7.7 milyonluk Londra nüfusunun yüzde 4,5’i ediyor, saldırı mağduru oranı ise binde 2…

Sonuç olarak bence ciddi ulusal İngiliz basını saldırı olayını aktarmada sınıfı geçti.

***

G-8 Zirvesi’ne gelirsek. G-8 Afrika’ya 50 milyar Dolar yardım kararı aldı ve küresel ısınmada en çok payları olmasına karşın bir anlaşmaya varılamadı.

Açık Gazete’de Afrika yardımını İngiltere’nin bir aldatmacası olduğunu hep yazdık, çizdik. İngiltere’ politikasının nabzını tutan bir gazete olarak gerekçeleri şöyle anlatabiliriz:

– İngiltere’nin başta Hong Kong olmak üzere Uzak Doğu’da fason üretim yaptırıyordu. Güney Asya Tsunami felaketinden sonra işçilere “telef oldu” gözüyle bakarak yumurtaları tek sepete koymamaya ve Afrika’ya yönelmeye karar verildi. Bunun için önce Maliye Bakanı Gordon Brown Afrika turu yaptı ve kara  Afrika’nın kapitalist dünyaya entegre olabilmesi için gerekli yardımı “Afrika Marshal Planı” kapsamında formüle etti. Bunun finansmanı için de “Afrika’ya yardım” adı altında IMF’deki altın rezervleri ve dönem liderliğini üslendikleri G-8 yardımı çare olarak gösterildi.

– Ayrıca Afrika’nın borçlarının silinmesi için de kampanya yürütüldü. Kimse Afrika’nın borçlarının kaynağını sormadı tabii. Oysa Afrika’daki çogu sözde cumhuriyetlerin diktatör yöneticilerinin, açlık sorununa karşin satın aldıkları topların, tüfeklerin borcuydu. Alacaklı ülkeler de başta İngiltere ve demokrasi havarisi kesilen Fransa’ydı… Afrika’nın borçlarını döndürebilir hale gelmesi en çok Avrupalı silah tüccarlarını kurtaracaktı. G-8 bir anlamda silah tüccarlarını kurtarma operasyonu oldu.

– İngiltere dilini ve kültürünü unutturduğu eski sömürgesi Afrika ülkelerinin gerçekten kalkınmasına karşi kayıtsız olduğunu son göçmenlik yasasında da gösterdi. Örnegin yeni yasayla Afrika’dan İngiltere’ye gelecek doktor, hemşire, bilgisayar uzmanı gibi profesyonel işleri olanlara hemen oturum vizesi verirken işsizlere kapıları kapattı. Düşünün bir kere Afrika’da onca yoklukta binbir çileyle doktor yetiştiriyorsunuz ve yararlanacağınız zaman daha iyi bir ücretle “sizin kalkınmanızı isteyen” İngiltere tarafından elinizden çalinacak… 

Afrika’ya yardım da her şeyden önce beyin göçü durdurulmalı ve silah değil kalkınmalarını sağlayacak üretim araçları sağlanmalı… Afrika ile adil ticaret yapılmalı ve bilgi aktarımı ve eğitimi yapılmalı…

– Ayrıca Olimpiyat konusuna da değinmek istiyorum. 2012 Olimpiyatları için finalde İngiltere ve Fransa yarıştı. Başbakan Blair, 2012 Olimpiyatları’nı Londra’ya isterken “işsizliği azaltacak ekonomimizi canlandıracak” açıklamasını yapmıştı. Şimdi sormazlar mı? “Sizin zaten yaşam standartınız yüksek, bıraksaydınız da Afrika’da yapılsaydı 2012 Olimpiyatları!” diye… Madem kıtanın kalkınmasını istiyorsunuz… Silah borçlarını silmek yerine  olimpiyat tesislerini yapsaydınız. İnşaattan turizme pek çok sektörün canlanmasına ve işsizliği azaltmada otomatik olarak katkıda bulunacaktı…

İngiltere’nin başına çektigi G-8’in “Afrika’ya yardım”ı başta BBC olmak üzere pek çok ciddi basını inandırmışa benziyordu. Biz küçük bir gazeteyiz ama manipule haberler filitremize takıldı işte… İngiltere basını, G-8 konusunda, saldırı haberindeki performansını pek gösteremedi gibime geliyor…

1082340cookie-checkAÇIK GAZETE’DEN… İngiltere basını ve olaylara bakışı
Önceki haberATO’dan ‘Harçlı Seferleri Raporu…’
Sonraki haberÇeşme’de patlama: 20 yaralı
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.