Kimse, benim çoluğum çocuğum var… Çocuklarımın yaşamını ve geleceğini riske atamam… Sabahtan akşama kadar ancak ekmek parası peşindeyim… Macera peşinde koşamam… Donkişot’luğa hiç soyunamam… Ülkenin başında seçtiklerimiz var, vatanımıza yönelik tehlikeleri onlar önlesinler türü, bilinen gerekçeler ortaya koyarak, Vatandaşlık görevini yapmaktan kendisini soyutlamasın!
Çok kritik günler içerisindeyiz! Bilinen dış güçler, Türkiye’yi çökertmek için oluşturdukları senaryonun parça parça uygulamasını yaşama geçirmenin azgınlığına geçtiler. Akbabalar, ülkemiz üzerinde ki alçak uçuş turlarını sıklaştırdılar! Böyle bir durum ve ortamda: “Maçı trübinden seyretmeyi tercih ederim” deme hakkınız yok. Çünkü oturduğunuz tribünün altında da bomba var. Aymazlığın devam ederse, ne zaman havaya uçacağın belli olmaz.
Ne demiş ünlü düşünür Perikles:
“Hiçbir şeye karışmayan insan zararsızdır ama yarasızdır da.”
Herkes artık şunu bilmelidir ki, ülkemiz hakkında yürütülen hain planlar, “benim çoluğum çocuğum var hiçbir şeye karışmam, ailemi düşünmek durumundayım” diye düşünenleri de, çökertip tüketmenin dışında tutmuyor. Gemi batarsa, içinde ki herkesle birlikte batacaktır.
Zararsız olurken yararsız duruma da düşmeyelim!
Durumu ve olayları abartmıyoruz, ajite etmiyoruz! Hiçbir şey olmaz olmaz değildir. ABD’nin Türkiye’yi işgal etmek için İstanbul depremini beklediği tezi dahi ortalarda konuşulur durumda iken, “Yok canım bizim ülkeye bir şey olmaz, bize kimse dokunamaz!” türü hamasetle gün geçirmenin yanlışlığını, sonra çok ağır zor demek zorunda kalırız.
Vatandaş olarak peki ben ne yapmayalım diye safça sorular sorulmayacağını ummak istiyoruz. En azından olayları yakından takip ederek, Ülkeye zarar verilecek davranışların bilincinde olmak, Gerektiğinde gereken yerlere demokratik biçimde, Sözlü, yazılı ve eylemsel tepki ortaya koymak, İçteki ve dışta ki düşmanlara; Her zaman güçlü Türkiye olduğumuzu gösterir, Ülkemizin varlığı ve bütünlüğü konusunda, Kararlı ve dinamik Türk toplumu olmamızın fotoğrafı yansıtmamız gerekir.
Önce Türk olmamızın gururunu taşıdığımızı, vatanımızı, bayrağımızı, Ulu Önder Atatürk’ü, Türk Silahlı Kuvvetlerini ve onun şerefli komutanlarını her şeyin üstünde tuttuğumuzu,
Vatanımız için; yeni “Çanakkaleler” “Sakaryalar”, “Büyük Taarruzlar” yaratmaya,
Gerekirse üzerinde şanlı Türk bayrağının dalgalandığı vatan toprakları üzerine seve seve kanımızı dökmeye hazır olduğumuzu, cihana haykırarak ve eylemlerimizle anlatmalıyız ve göstermeliyiz!
Bu ülke; Belçika’dan (AB’den) değil Türkiye’nin başkenti Ankara’dan yönetilmektedir.
Belçika’nın(AB’nin), Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üzerinde oynadığı oyun, ne denli inkar edelerse etsinler, son olaylarda, artık net olarak ortaya çıkmıştır.
Dış güçler (AB) için artık çok net olarak biliniyor ki, çökertilmesi gereken en önemli hedef ordumuzdur. Türk Silahlı Kuvvetlerini, baştaki komutanlarına gölge düşürerek, tartışılır duruma getirmek ve halkın gözündeki güvenirliğini zaafa uğratmaktır.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt bu amaçla hedef seçilmiştir. Atatürkçü, vatansever, laik ve Cumhuriyetçi Büyükanıt Paşa, içte ve dışta ülkemiz adına hain emeller besleyenler için önemli engeldir.
Ağustos 2006’da, Özkök’ten sonra Genel Kurmay Başkanlığı koltuğuna oturmamalıdır.
Ne yapıp edip, bir şekilde Büyükanıt Paşa’nın önü kesilmelidir.
Orhan Pamuk, ülkemizi dışarıda her fırsatta kötülesin ağır eleştiri hatta suçlamalarda bulunsun,
O AB’li dostlarımızın (!) büyük çabalarıyla affedilsin, Yaşar Büyükanıt Paşa, söylemiş olduğu çok normal bir cümleden ötürü neredeyse çete reisi konumuna düşürülsün ve bu gerekçeyle hakkında iddianame düzenlensin!
Siz kimi kandırıyorsunuz, söyler misiniz?
Oyun içersinde oyun sürüyor. Akbabalar alçak uçuşta turlarına devam ediyor 2006 yılı içersinde bekleyin başka daha ne oyunlar sahnelenecek.
İktidar, ne yazık ki olayların çözümünde ve ülkenin kaosa sürüklenmesinde gidişatı önleyecek basireti gösteremiyor. Vatandaşa bu yönde güven vermiyor!
Ekonomide alarm zilleri iyiden iyiye çalmaya başladı. Kürsülerden hamaset dolu sözlerle, rakamlara makro mikro diye adlar takarak, akrobasi yaptırarak, ekonominin iyi olduğu yönündeki açıklamalara vatandaş artık inanmıyor!
Halk git gide umudunu yitirmekte, geçinebilme ve ayakta kalabilme konusunda çaresizleşmekte.
Başbakan aşırı sinirli, hükümet yorgun, Unakıtan, hakkında ki iddialarla iktidara büyük ölçüde gölge düşürmüş durumda. Yolsuzluk iddiaları, AKP de de parti içersinde de büyük huzursuzluklara neden oluyor. Partiden yeni istifalar bekleniyor. Halk, AKP’den artık bir icraat beklemiyor, sadece ne zamana kadar ayakta kalabileceklerinin beklentisi içersinde!
Akbabalar tepemizde alçak uçuşlarını sürdürürken,
Umarız, sağduyu, basiret, uyanıklık ve kararlılığınız tek dayanağımız olur!
E-mail: [email protected]
