ALMANYA’DAN… ODTÜ Güzelyurt’taki ayrımcılık

Almanya’ya uçarken ODTÜ Güzelyurt’taki ayrımcılığa taktım.

Başbakan Ferdi Sabit Soyer ve CTP milletvekili dostum Mustafa Yektaoğlu ile yine Berlin yollarındayız. Her geçen gün arttırdığı kalitesi ile diğer havayollarını geride bırakan THY uçağında yolcuların büyük bir çoğunluğu uyumakta. Sadece iki kişi laptoplarımızın başındayız. “Başbakan ne yazıyor ?” bilmiyorum. Ben ise bu satırları kaleme alıyorum. Çünkü sabah 04.55’te başlayan yolculuğumuz saat 11.00’de Berlin Tegel Havaalanı’nda sona erdiğinde maratonumuz başlayacak. Sosyal demokrat bir başbakan ile koşturmak güzel bir duygu. Alman sosyal demokratları ve yeşillerinin öyle hiç bir baskıya filan pabuç bıraktığı yok. Bugün Almanya’nın eski Şansölyesi ve SPD Onur Başkanı Gerhard Schröder ile buluşuyoruz. Ardından SPD’nin Türkiye ve Kıbrıs Politikaları’ndan sorumlu biriminin başkanı federal milletvekili ve eski Federal Çalışma Bakanlığı Müsteşarı ve de aynı zamanda SPD içindeki “en fazla devleti taşıyanların” oluşturduğu “Seeheimer Kreis Grubu” Lideri Gerd Andres’in Başbakan Soyer’in onuruna verdiği akşam yemeğine katılacağız. Yemeğe aralarında eski Federal Savunma Bakanlığı Müsteşarı ve SPD Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Walter Kolbow’un da bulunduğu milletvekillerinin yanı sıra Gerhard Schröder’in yakın dostu iş adamları da katılıyorlar. Özellikle turizm alanında çok planları var. Bu yemekte de Gerhard Schröder karşımıza çıkarsa şaşırmayacağım.
Sizin bu yazımı okumakta olduğunuz sıralarda da SPD Genel Sekreteri Hubertus Heil, Yeşiller Eş Başkanları Claudia Roth ve Cem Özdemir ve de elbette dostlarımız Berlin Eyaleti Yeşiller milletvekilleri Özcan Mutlu ve Bilkay Öney ile beraber olacağız. Tüm bunların ardından Başbakan Soyer SPD Türkiye ve Kıbrıs Politikaları birimi “KOGRU Türkei’ isimli çalışma grubunun konuğu olacak. Çok sayıda milletvekiline birinci ağızdan Kuzey Kıbrıs Gerçeği anlatılacak. Bu arada Başbakan bazı Alman gazeteciler ile ropörtajlar da yapacak. Kısacası dolu, dolu bir Berlin Turu!

İşte bu gezinin daha planlamasında çok şey getirecek olmasının ortaya çıktığı gerçeğinin çoşkusuyla uçarken aklıma dün beni arayıp sorunlarını ve çeşitli konuları benimle görüşmek isteyen iki üniversite öğrencisi bayan geliyor. 22 yaşında olmalarına rağmen bir çok “entellektüel kurdu” geride bırakacak bir birikime ve o oranda da yaşam sevincine sahip iki genç insan. YDÜ’de okuyorlar. Başarılılar. Ne istediklerini ve nereye gittiklerini çok iyi biliyorlar. Kimin Alevi, kimin Sunni, kimin Hristyan ya da kimin Budist olduğunun kimseyi ilgilendirmediği bu güzel Kuzey Kıbrıs Toplumu’nda onlar da türbanlarıyla günlük yaşamın iki aktif üyesi. Birlikte “mahalle baskısını”, “yobazlığı”, “sahte kemalistleri”, dini istismar edenleri tartışıyoruz. “Keşke tüm türbanlı kadınlar bu iki genç kız gibi olsalar” diye düşünmeden edemiyorum. Gülerek anlatıyorlar kendilerine “kabuklu fıstık” diye laf atıldığını. Gözleri ışıl, ışıl olanı “benim adım Leonardo” diyor ve sonradan türbanla yaşamaya karar veren ve hep “devrimci” sözünü konuşmayı seven arkadaşını da “o da Mikalanjelo” diye tanıtıyor. Türbanlılara “ninja” diyorlarmış. Tüm bunlara onlar da gülerek takılmaktalar.
Ancak ODTÜ Güzelyurt’ta yaşadıkları bir olay beni üzdü.  Tamam üniversitelere yasa gereği türbanlı öğrenci kabul edilmiyor. Ancak ziyaretçi konusu ilginç. Bir görüşme için Güzelyurt’a ODTÜ’ye gidiyorlar. Otomobillle giriş yaparken kapıdaki görevli şöförün yanındaki kızların türbanlı olduğunu görüp içeri telefon ediyor. O sırada oraya gelen Prof. yaşlarında “kelli felli” bir öğretim üyesi türbanlı kızlara bakıp görevliye “bu Pekinlileri içeri sokma” diye buyuruyor. Oysa yasa uygulanacaksa bu hakaret etmeden olmalı. Geçenlerde ODTÜ’ye götürdüğüm Münih Belediye Başkanı bir bilim yuvasında sarfedilen “Pekinli” lafını duysaydı o üniversiteye adım atmazdı. “Bu adam artık kızlara “ördek mi” dedi yoksa sadece türbanlılarla değil Çinlilerle de mi sorunlu?” bilmiyorum. Münih Belediye Başkanı kentinin Çin Halk Cumhuriyeti ile olan sıkı ilişkilerinden dolayı üniversiteye “Pekinli” olanların girmesini yasaklayan kafa yapısını “ırkçı” diye açıklardı. Bu öğretim görevlisi acaba Pekinlilere “türbanlı mı?” diyor çok merak ediyorum. Ancak bu kafa yapısı güzelim Kuzey Kıbrıs’a hiç mi hiç yakışmıyor!

1616720cookie-checkALMANYA’DAN… ODTÜ Güzelyurt’taki ayrımcılık

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.