CHP’de güzel gelişmeler oluyor.
18 Aralık 2010 tarihinde gerçekleşecek olan CHP Kurultayı’na Avrupa’daki Sosyaldemokrat Partilerin temsilcilerinin gelmek için can attığını çok uzun yıllardır ilk defa yaşamaktayım. Eskiden CHP çağırdığında gidecek “adam” bulmak çok zor olurdu. Hele Deniz Baykal ile görüşülmesi gerekirse “hep o konuşuyor” denilerek kimse gönüllü gitmek istemezdi.
Şimdi ise 18 Aralık 2010 Cumartesi Günü yapılacak olan kurultaya davet edilen Avrupalı Sosyaldemokratlar çok sıcak bakıyorlar. Normalde Avrupa’dan birini 18 Aralık tarihinde yapılacak bir etkinliğe kazanmak çok güçtür. Çünkü 24 Aralık Noel Akşamı nedeniyle Avrupalıların bir çoğu ister politikacı, ister iş adamı isterse fabrika işçisi olsun 17 Aralık Cuma Günü’nden itibaren tatil havasındadir ve ailesinin bulunduğu yerden pek uzaklaşmak istemez.
CHP 18 Aralık 2010 Cumartesi Günü’ne davet etti ve Avrupalı Sosyaldemokratlar 24 Aralık Noel Akşamı’na rağmen koşa, koşa geliyorlarsa bu çok önemli.
CHP kadroları da bu konuda önemli bir rol oynamakta. CHP’de “sözde avrupa ilişkileri ile geçinenler” değil gerçekten Avrupa’daki Sosyaldemokratlarla çok yakın ilişkilere sahip olan Şule Bucak ya da Ülkü Caner gibi alt kadrolar tek, tek tüm önde gelen yoldaşları aramaktalar. Ulaşamakdıklarına ulaşmak için gerekirse bizlerden mobil telefpn numaralarını alıp herkese davetiye iletmeyi ustaca başarıyorlar.
Yaşamımda ilk defa ben de gönüllü olarak bir CHP Kurultayı izlemeye Ankara’da gideceğim. O gün Almanya ve Brüksel’den çok sayıda yoldaşımla beraber olacağımdan da eminim.
CHP’nin yeni Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Başkan Yardımcıları ve de Genel Sekreteri kendileri bağlı yardımcıları ile gerçekten kısa zamanda büyük iş başardılar. Deniz Baykal zamanında “0” olan imajı çok yükseklere çıkarttılar.
Şimdi sadece Türkiye’de bu gelişmeyle heyecanlanan ve umutlanan sosyaldemokrat kesim değil Avrupa’daki yoldaşlarının da tek bir isteği var: Baykal’lar ve Sav’lar bu güzel gelişmeye zarar veremesinler! CHP eskiye dönecek olursa Türkiye ve Avrupa’da hayal kırıklığı büyük olacak. Baykal’ın ya da Sav’ın egemenliğinde bir CHP’nin itibarının tekrardan “0” olacağından kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın!
18 Aralık 2010 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu ve Başkan Yardımcıları’nın başlattığı “yeni” CHP’nin yoluna devam etmesi Türkiye’nin hak ettiği muhalefetine kavuşabilmesi için bir “olmazsa olmaz”.
CHP Delegeleri tarihi bir sorumluluk bilinciyle bu kurultayda Türkiye’nin geleceğine yönelik karar verecekler. Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarısı için çabalayan ekibini desteklerlerse Türkiye kazanacak. Eğer Başkan Kılıçdaroğlu’nun başarısız olmasını amaçlayan ekiplere şans verirlerse sadece Türkiye değil aynı zamanda CHP’de kaybedecek.
CHP’deki bu gelişmeleri Sosyaldemokrasi için bir şans olarak gören biz Avrupa’dan gelen misafirler kurultay akşamı CHP’nin hali hazırdaki kadrosunu kutlayarak ve Türkiye’ye yönelik umutla ayrılmak istiyoruz Ankara’dan. Dilerim delegeler ve biz misafir yoldaşları aynı dileklerle 18 Aralık’ta hep birlikte olur ve 19 Aralık’tan itibaren hak ettiği muhalefetine kavuşan Türkiye’yi yaşarız.
