AVUSTURYA’DAN… 23 Nisan kutlu olsun

Değerli Ağabeyim Cemal Çukacı’ ya 

En güzel ay hangi aydır dersiniz? Baharın başlangıcı Mart mı, Nisan mı, yoksa Mayıs mı? Peki yaz aylarına ne demeli, sonbaharın habercisi Eylül ayının güzelliği bizi büyülemez mi?
Her ayın kendine göre güzelliğini yaşarız, kimisinde üzülür, kimisinde sevinir, kimisinde üşür, kimisinde ise kemiklerimize kadar ısınıız. Mart, Nisan ve Mayıs aylarını ayrı ayrı severim. O aylara olan sevgim hem mevsim özelliklerindendir, hem de o aylardaki tarihi olaylardan dolayıdır. Mart ayı bahara rağmen biraz hüzün ayıdýr benim için. İlk babalığı bu ayda tattım; annemi Mart ayında yitirdim, en büyük acıyı da Mart ayında yaşadım.

Mart’ tan sonra gelen Nisan ayının kokusu köyümün dağlarında hep beni büyülemiştir. O büyünün hayalini kurarım hep. Sadece kokusu mu, hayır. Yoksul geçen çocukluğumun uzun süren kışının sona ermesinde güneşin sıcaklığını hissettiğim aydır ayrıca. Soğuk dam evlerimizden çıkar, sırtımızı güneğe dönerdik de, kemiklerimiz ısınırdı.
 
Ayrıca pek de bereketli olmayan dağlarımızda karın kalkmasından  sonra başlarını topraktan çıkartıp bizleri selamlayan çiçekler, madımak ve yemlik türü bitkiler besin kaynağımız olurdu da,  sürekli yediğimiz un ve bulgurdan baska şeyler de midemize düşerdi. Onun için de çocukluğumda “Hele şu Mart ayı sonuna kadar sabır”  sözünü çok duymuşumdur.

Bir de Nisan ayında okul günleri vardı, dolayısıyla okulda yılın ilk bayramı. 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı.  Mustafa Kemal Pağa Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için İstanbul’dan Samsun’a 19 Mayýs 1919 günü gelmiştir. Samsun’dan Amasya’ya, oradan Erzurum’a ve Sivas’a gider. Sivas ve Erzurum’da kongrelerini toplar. Mustafa Kemal Paşa egemenliğin ulusta olduğuna inanmıştır. Bu inançla «Ulusu yine ulusun gücü kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da ulusal egemenliktir» demiştir. Yurdun dört bir yanından seçilip gelen temsilciler – milletvekilleri – Ankara’da 23 Nisan 1920 günü toplanırlar, TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) oluşur. Ulusal Kurtuluş Savaşımızla ilgili bütün kararlar bu mecliste alınır. Mustafa Kemal Paışa’nın önderliğinde ulusumuz dünyaya Ulusal Kurtuluş Savaşı dersi verir ve  ezilen uluslara kurtuluş yolunu gösterir. Bağımsızlık savaşlarının öncüsü olan kurtuluş savaşımız yeryüzünün öteki uluslarına da örnek olur. 23 Nisan 1920 ilk Büyük Millet Meclisi’mizin toplandığı, ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladışı gündür. Bu gün Milli Egemenlik Bayramı’mızdır.
 
İşte Milli Egemenlik Bayramı’mızda şiir okumak ilk okulda çocuklar arasında bir yarışma haline gelmistir. Ben de “Sen okuyacaksın,ben okuyacağım” tartışması içinde en sevdiğim arkadaşımla itişmiş, kalkışmış, 23 Nisan`i izleyen gunlerde küs günler geçirmiştim. Daha sonra ağbeylerimiz, arkadaşarımız bizi barıştırmak zorunda kalmıştı.
  
İşte benim yaşadığım rekabetin bir benzeri Sivas, Hafik, Dündar köyünde yaşanır.  Dündar Köyü, Sivas’ın Hafik ilçesine bağlı Alevi bir köydür. Hem yurt dışına,  hem de İstanbul’ a çok göç veren bir köydür. Köyün bir bilgesi vardır; Aşık Cumuk derlermiş kendisine, gerçek adı Cuma Karataş. O,  köyün yetiştirmiş olduğu aydınlardan biridir.  Aşık Cumuk beceriklidir,  elinden çok çeşitli işler gelir, bunlar köy için çok değerlidir.  Çarık diker, saz yapar ve şiir yazarmış. 
 
İki oğlu,  bir kızı olmak üzere üç çocuğu vardır.  Aşık Cumuk özellikle kızı Meymune’ yi çok severmiş. Meymune  ismi de çok anlamlıdır; Eba Müslim’e darda kaldığında sürekli  yardım eden kadının ismidir. Rivayete göre Meymune erkek kılığna girer ve ağbeyi Eba Müslim’ in daraldığı yerde yardımına yetişir ve tehlikelerden korurmuş. O, kendisine yardım eden  kişinin kız kardeşi olduğunu bilmez. Onun kim olduğunu merak eder. Biraz da kız kardeşi Meymune’ den de şüphelenir. Bir gün  kendisine yardım edenin kız kardeşi olduğunu tesbit eder ve kendisine artık evden çıkma yasağı uygular.
 
İşte Cuma Karataş kızına Eba Müslim’ in kızkardeşinin ismini verir. Meymune 23 Nisan şenliklerinde şiir okumak ister.  Ancak öğretmeni ona şiir vermez. Babası Cumuk kızının ağladığını ve üzüldüğünü görür. Derdini sorar. Kızı da  durumu anlatır ve  üzüntüsünü bildirir. Baba Aşık Cumuk “Gel kızım, gel üzülme” der, “ben sana bir şiir yazayım da, onu  oku” der. Bir şiir yazar ve kızına verir,  Meymune babasının şiirini  Dündar köyünde o yıl yapılan 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda okur.  Şiirin kime ait olduğunu öğretmenler bilmezler ve Meymune’ ye şiiri nereden aldığını  sorarlar. O da gururla şiirin babası tarafından yazıldığını söyler. 
 
Bu nedenle Aşık Cumuk’ a daha nice uzun ömürler diler ve 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutlarım. Aşık Cumuk’ un kızına yazmış olduğu şiirin dört kıtasını burada sizlerle paylaşmak isterim.

Vatan icin can veririz her zaman
En küçüğümüz aslan olur dar zaman
Cihan bizi tanımıştı her zaman
Bayrağın rengi kanımız bizim
 
Bacı kardeş savaşırız savaşta
Yorganımız kardan döşeğim taştan
Harp zamanı gidecegim en baştan
Yıkarız kale olsa önümüz bizim
 
 
Namus bizde mukaddestir koruruz
Bu vatana yan bakanı vururuz
Atom olsa süngü takar yürürüz
Dünya da bilmiştir ünümüz bizim
 
Kahramanız kar kış olsa donmayız
Her tarafımız ateş olsa yanmayız
Önümüze kurşun yağsa dönmeyiz
Daima hedefe yönümüz bizim

 

1596950cookie-checkAVUSTURYA’DAN… 23 Nisan kutlu olsun

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.