”Barış İçinde Yaşama Hakkımıza Sahip Çıkıyoruz!”

Devlet başkanının, başta Birleşmiş Milletler Şartı olmak üzere uluslararası anlaşmalar ve tüm dünyada kabul gören uluslararası hukuk uyarınca suç sayılan eylemleri benimseyen[1], iki gün sonra ise geri alan[2] beyanları sadece bir ciddiyetsizlik örneği değil, aynı zamanda ülke için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Bir devletin,  bir diğer ülkenin iç işlerine karışması, onun egemen devletini, hükümetini kuvvet kullanarak devirmek amacını gütmesi, bu amaçla o ülke topraklarında silahlı kuvvetler bulundurması, veya silahlı birlikler oluşturması ya da desteklemesi, uluslararası hukuk düzeninde saldırı olarak değerlendirilir [3] ve suç teşkil eder [4,5].

Ne yazık ki,  Birleşmiş Milletler Şartını hiçe sayarak, Güvenlik Konseyi kararları olmadan, çeşitli devletler ya da kurdukları koalisyonlar bu suçu defalarca işlemişler, son yıllarda da, Körfez savaşından itibaren Ortadoğu coğrafyasında, Irak’ta ve Suriye’de, milyonlarca insanın canından, evinden, yurdundan olmasına neden olan müdahalelerde bulunmuşlar ve bulunmaktadırlar.

Savaş ve barış, sadece hükümetlere bırakılamayacak kadar ciddi bir meseledir. Hele hele bir günden öbürüne tutarsız beyanlar ile yüzbinlerce insanın kaderi ile oynanmasına hiç bir surette rızamız yoktur.  “Barış içinde yaşam” sadece soyut bir özlem değil, uluslararası anlaşmalarla tanımlanmış bir haktır.[6,7] Hem ülkemiz sınırları içinde hem de içinde yaşadığımız bölgede bu hakka sahip çıkmayı, en azından çocuklarımıza borçluyuz.

 

2035650cookie-check”Barış İçinde Yaşama Hakkımıza Sahip Çıkıyoruz!”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.