Bilgi aktarmak, eğitim değildir

Her konuda olduğu gibi, eğitimle ilgili tartışmalarımız da çok sığ kalıyor. Meselenin derinliklerine inemiyoruz. Ya da inmek işimize gelmiyor. Belki de, gerçeklerle karşılaşmak istemiyoruz.
Her nedense?

Problemlerle karşılaştığımızda; “ efendim, eğitimsizlik” deyip geçiyoruz. En acı olanı da eğitimi, okur – yazarlık oranı olarak görüyoruz. Hâlbuki eğitim; davranışların olumlu yönde değiştirilmesi ya da, kafaların çağdaş bilimle örtüşmesi değil mi?

Öte yandan, toplumun en fazla sıkıntı çektiği kesimler, birden fazla yüksekokul diploması olanlar olursa, bunu hangi eğitimle izah edeceğiz?

İhalelere fesat karıştıranlar, toplumun çağdaşlaşmasına kendi çıkarı için engel olanlar, banka boşaltanlar, yolsuzluk içinde boğulanları şöyle bir gözünüzün önünden geçirin neler göreceksiniz?

Tablo çok ürkütücü.
Toplumu kurtarmaya soyunanların, kimi kurtarmaya çalıştığı kafaları karıştırıyor.
Milli eğitimin amaçlarını okuyanlar bilir. Gerçekten, satır aralarında ideal insan tipi hedeflenmiştir.

Peki, bu eğitim süreci sonunda hedeflenen ideal insan nerede?
Hedeflerle sonuçlar neden örtüşemiyor?
Bu hususta kafa yoranlar, bunun sebebini, verilen nazari eğitimi alanların günlük hayatta, bunun pratik örneklerini görememeleri ya da çok nadir örnek görmeleri olarak izah etmeye çalışıyorlar.

Nasıl mı? En masum gerekçelerden başlayalım;
Yalan söylemenin kötülüklerini sürekli çocuklarına anlatan bir babanın, evinde bir akşam telefonla arandığında; “ evde yokum “ demesi,

Öğretmenlerin derste anlattıklarıyla, dışarıda yaşadıklarının tamamen ters olduğunu gören gençlerin yaşadıkları çelişkiler,

Yeri geldiğinde, kürsülerden insanlık ve dürüstlük dersi verenlerin daha sonra bin bir türlü çirkin iddialarla gazete manşetlerinde arz-ı endam etmesi,

Zaman zaman, hoşgörü ve sabırdan söz eden büyüklerin, en basit olay karşısında hakkaniyeti çiğneyerek tartışmalara ve kavgalara girmeleri,

Kısacası, söylediklerimiz ile yaptıklarımız birbirini tutmuyor. Bu mümkün olmadıkça gerek aile içi ve gerekse okulda, sadece söylemlere dayanan eğitimle olumlu sonuçlar almamız güç görünüyor.

Anlatılanlara uygun örnek insanlar azaldıkça, bu sorunu sürekli yaşamaya devam edeceğiz.

Bu iş, sadece bakanlıkların işi değil. Eğitim, bir hayat boyu sürdüğüne göre, bu konuda herkese büyük görevler düşmektedir.

Eğitim, süreklidir ve ciddi bir iştir.
Sadece bilgi aktarmak, eğitim değildir.
Galiba, biz bunu yapıyoruz.

762540cookie-checkBilgi aktarmak, eğitim değildir

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.