Bu böyle sürmez…

Ulusal Stratejik Siyasetler Meclisi’nin yetkileri ve İçişleri ile Savunma Bakanlığı adayları üzerindeki anlaşmazlıklar aylardır bitmek bilmiyor.

Irak çok-kültürlü, çok-mezhepli ve çok etnikli bir yapıya sahip olmanın olumsuzluklarıyla karşı karşıya kalan bir devlet olarak nitelendirilebilir. Çeşitlilik dünyanın başka yerlerinde bir zenginlik olarak addedilirken bu ülkede her olumsuzluğa kaynak olarak gösterilebilir. Böyle gibi durum devletin işleyişini felç etmekle kalmıyor, toplum-devlet ilişkilerindeki güvenilirliliğin ortadan kalkmasına yol açıyor ve bir üst kimlik olan “Iraklılık”ın yerini alt kimliklere bırakılmasıyla sonuçlanıyor.

2003 yılında değişim rüzgârının Irak üzerine esmesi halkın beklentilerinin kabarmasına neden oldu. Ama meydana gelen gelişmeler, 2003 sonrasında siyasi sahada yıldızları parlamaya başlayan lider veya yöneticilerin “Samimiyetten” yoksun olduklarını kanıtladı.

7 Mart 2010 tarihinde ülkede üçüncü demokratik seçimler yapıldı. Ama beklenenler bir türlü elde edilemedi ve halk hayal kırıklığına uğradı. Siyasi kitlelerin kazandıkları milletvekili sayısının birbirine yakın olması işleri daha da zorlaştırdı. Kör düğüm haline gelen hükümet kurma çabalarının 7 ay sürmesi, siyasi kitle liderlerinin bir başarısızlığı olarak tarihe geçti.

Zayıf performansıyla bilinen Nuri El Maliki hükümeti, tökezleyerek tekrardan iş başına geldi. Nasıl başladı? İçişleri ve Savunma Bakanlığı adayları ve Ulusal Stratejik Siyasetler Meclisi üzerine mutabakata varılamadan başlanmıştı. Başbakan, bu iki bakanlığı vekâleten yürütmekle mükellef oldu.

Kısaca belirtmek gerekirse Maliki ile Allavi arasındaki anlaşmazlıklar, hem İçişleri ve Savunma Bakanlığı adayları üzerinde mutabakata varmakta hem de Ulusal Stratejik Siyasetler Meclisi yetki sınırlarının belirlenmesini kısır döngü haline getirmektedir. Günümüze kadar süren anlaşmazlıklar halk arasında büyük tepkiye yol açmaktadır.

Tunus’ta Yasemin Devrimi ile başlayan Orta Doğu değişim süreci Arap devletlerini domino taşları gibi tek tek devirmektedir. Siyasi liderler, Irak’ın Orta Doğu’daki isyanlardan payını alacağı olasılığını göz önünde bulundurularak tartışmalı konularda acil bir mutabakata varmaları gerekmektedir.

Ocak ayından itibaren artış kaydeden patlama ve suikast olaylarının sonlandırılması için yetkililer tarafından ciddi ve samimi adımların atılması gerekmektedir. Aksi takdirde Irak’ın da Orta Doğu değişim sürecinden payına düşeni alacağı şüphe götürmez…

1634130cookie-checkBu böyle sürmez…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.