Büyükelçi’den KTHY yorumu

Şimdi KKTC’yi kötü tecrübelerden hareketle yepyeni bir sayfa açarak sıfırdan başlayıp daha sağlıklı temellerde bir havayolu şirketine kavuşturmak gerektiğini belirten Türkmen, KKTC bayrağını taşıyan yeni bir havayolu şirketine kavuşulacağına inandığını ifade etti.

“Turizm sektörünü yaşatmak ve daha ileriye götürmek KKTC’yi yaşatmak ve ileriye götürmek ile eş anlamlıdır” diyen Türkmen, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için sürdürülen görüşmelerin bugün geldiği noktanın çok fazla ümit verici olmadığını belirtti.

Büyükelçi Türkmen, Lefkoşa Surlariçi’nin hem orada yaşayanları, hem de Kuzey Kıbrıs’ın sosyal dokusunu tehdit eden bir yara haline geldiğini söyleyerek, tepkilerin haklı olduğunu söyledi. Türkmen, hem orada yaşayanları, hem de surlar içini pejmürdelikten kurtarıp bir turistik cazibe merkezi haline getirmenin herkesin amacı olması gerektiğini ifade etti.

Türkmen, çevre sorunlarının kendisini üzdüğünü de belirterek, şehirlerarası yollarda gördüğü manzaranın içini yaktığını ve bir seferberlikte yer almaya hazır olduğunu açıkladı.

Büyükelçi Kaya Türkmen, dün akşam BRTK’nın Bayrak Haber televizyonunda yayımlanan bir programında, KKTC’nin bir başarı öyküsü olduğunu, Kıbrıs’a ilk geldiği 1975 yılı ile bugünü değerlendirdiğinde gerçekten bir başarı öyküsü gördüğünü söyledi.

Türkmen, ekonomik sorunlar ve devlet işleyişinde bazı reforme edilmesi gereken taraflar bulunduğunu belirterek, kıskanılacak tarafı da bulunduğunu, turizm konusunda hayranlık uyandıran bir gelişme gösterildiğini ifade etti.

Kıbrıs’tan önce görev yaptığı Portekiz’de turizmle ilgili bilgiler aktaran Büyükelçi Türkmen, Kıbrıs turizminde de büyük bir gelecek olduğunu düşündüğünü çünkü turistin aradığı temel malzeme olan denizin ve uygun iklimin Kıbrıs’ta bulunduğunu kaydetti.

Türkmen, Kıbrıs’ta muhteşem bir doğa yanında muhteşem olmayan şeyler de bulunduğunu belirterek, çok güzel oteller ve yatırımlar olduğunu ifade etti.

Turizmde yeni politikalar uygulamak ve çeşitlendirmek gerektiğini vurgulayan Büyükelçi Türkmen, 12 ay boyunca yapılabilecek kongre turizmi konusunda Kıbrıs’ın büyük bir avantajı bulunduğunu; eko turizme ve spor turizmine de yönelinebileceğini söyledi.

Türkmen, “Daha değişik turizm dallarının gelişmesine çok müsait bir ortam var burada. Bunu da gerek KKTC hükümetinin, gerek bizlerin teşviğiyle daha ileri noktalara taşımak azmindeyiz” dedi.

“KTHY TİCARİ AKILLA DEĞİL SİYASİ AKILLA İŞLETİLMEYE ÇALIŞILDI”

KTHY’yle ilgili bir soruya karşılık, içine düşülen durumu “acıklı” diye niteleyen Kaya Türkmen, şöyle konuştu:

“Yalnız bu bir kötü işletmeden kaynaklanan sonuçtur. Ticari akıl ile değil de siyasi akılla işletmeye çalışıldı KTHY. Bana sorarsanız olacağı da buydu. Beş uçağa sahip bir havayolu şirketinin 120-140 milyon dolar barca girmesi kabul edilebilecek bir şey değildir. Bunun kötü işletmeden başka bir nedenini ben doğrusu göremiyorum. Belki de hayırlısı olmuştur. Şimdi bütün bu kötü tecrübelerden hareket ile yepyeni bir sayfa açmak sıfırdan başlamak ve daha sağlıklı temeller üzerine oturacak bir havayolu şirketine kavuşturmak gerekiyor KKTC’yi. Bu konuda bazı çalışmalar var. Bazen uzun sürebiliyor bunlar. Ama ben inanıyorum ki KKTC’ni bayrağını taşıyacak yeni bir havayolu şirketine kavuşacağız.”

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kaya Türkmen, KTHY’nin içine düştüğü kötü duruma rağmen, devreye giren diğer bazı havayolları nedeniyle rakamları incelediğinde otellerdeki doluluk oranlarının geçen yaz çok da fazla etkilenmediğini gördüğünü ifade ederek, Kuzey Kıbrıs’ın turistsiz kalmadığını söyledi.

Doğrudan uçuşlar üzerinde çalışmaların sürdüğünü, bunun olmamasının ülke turizmine büyük zarar verdiğini kaydeden Büyükelçi Türkmen, Avrupa’dan gelecek bir turistin Türkiye’ye iniş kalkış yapmasının bilet fiyatlarını artırdığına işaret ederek, “Nihai amacımız KKTC’nin içinde bulunduğu ambargoların hepsinin kaldırılmasıdır. Benim için bunların arasında öncelik taşıyanı Ercan Havaalanına doğrudan uçuşların serbest bırakılması konusudur. Bütün enerjimizi bu konuda harcamamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Büyükelçi Kaya Türkmen, Rusya, Azerbaycan, İran, Suriye gibi ülkelerden Kuzey Kıbrıs’a turist potansiyelinin kullanılması gerektiğini ve bu konuda THY yetkilileriyle konuştuklarını, çalışmaların da süreceğini belirtti.

“TURİZM SEKTÖRÜNÜ YAŞATAMAK KKTC’Yİ YAŞATMAKLA EŞ ANLAMLI”

THY’nin iyi yönetilen bir şirket olarak bu fırsatlara da cevap vereceğini ve bir politika da yürüteceğini kaydeden Türkmen, turizmde daha fazla yatırım, daha fazla yenilik ve daha yeni politikalar için yoğunlaşıldığını vurguladı. Türkmen “Turizm sektörünü yaşatmak ve daha ileriye götürmek KKTC’yi yaşatmak ve ileriye götürmek ile eş anlamlıdır” diye konuştu.

Türkmen, turizmdeki teşviklerin, bir master planın, ana politikanın ağrılıkları olarak kullanılması, hem de işin sosyal tarafı düşünülerek, daha az avantajlı kesimlere yardım etmek amacıyla kullanılması gerektiğini belirtti. Teşvikler uygulanırken, turizmde çeşitlendirmeye dikkat edilerek, avantajını kaybetmiş bazı kesimlerin sorunlarına da çare olunmasının önemli olduğunu anlatan Büyükelçi Türkmen, Kıbrıs’ın 70 kadar ülkeye en fazla 4 saatlik mesafede olmasının avantajını kongre turizminde kullanmak gerektiğini söyledi.

“GÖRÜŞMELERDE GELİNEN NOKTA ÇOK FAZLA ÜMİT VERİCİ DEĞİL”

Başka bir soruya karşılık Kıbrıs konusunda devam eden müzakerelere de değinen Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kaya Türkmen, “Görüşmelerin bugün geldiği nokta doğrusu çok fazla ümit verici değil. Bir anlaşmaya varılacaksa, ki varılabilir, iki tarafın da bu anlaşmayı ayni derecede arzu ediyor olması gerekir” ifadelerini kullandı.

Türkmen, Kıbrıs Türk tarafı görüşme masasında bir anlaşmaya ulaşalım amacı ile oturduğunu, Rum tarafının ise “40 yıldır olduğu gibi biraz daha vakit kazanmak, bu işi geçiştirmek, nasıl olsa ben avantajlıyım, ben AB üyesiyim, bütün dünya beni tanıyor, Kuzeyi tanımıyor, bugünkü durum bana zarar getirmiyor, kuzeye getiriyor, benim tuzum kuru” anlayışıyla oturduğu sürece bu işin olmayacağını ifade etti.

Rum tarafının da zihniyet değişikliğinden geçmesi gerektiğini vurgulayan Türkmen, şöyle devam etti:

“Eğer ‘Kıbrıs bir Helen adasıdır. Burada Türklere yer yoktur. Türkler olsa olsa bir azınlık sıfatında, azınlık statüsünde bizlerin sığıntısı şeklinde yaşamaya devam ederler’ diye bir zihniyet bugün hâlâ varsa Rumlarda, demek ki bir çözüm olmayacak demektir. Ben ondan endişe ederim. Gerçekten çözüm istiyor olsa Rum tarafı, bu çözüm mutlaka bulunur. Fakat önümüzdeki kısa dönem için çok fazla ümitli olduğumu söyleyemem.”

Kıbrıs’a Türkiye’den içme su ve elektrik getirilmesi çalışmalarında kasım ayının ikinci haftası Dragon çayındaki barajın temelinin atılacağını kaydeden Türkmen, yılda 75 milyon metreküp suyun içme suyu olmasıyla, bugün kullanılanların da sulamaya tahsis edileceğini; böylece Kuzey Kıbrıs’ın çehresinin değişeceğini, sulu tarımın yayılacağını anlatı.

Türkmen, uzun vadede suyun Güney Kıbrıs’a da verilebileceğini kaydederek, bunun siyaseten yakınlık da sağlayacağını belirtti.

Büyükelçi Türkmen, öncelikli amaçlarının, KKTC devlet bütçesinin kendine yeterli hale gelmesi olduğunu kaydederek, “Kendi günlük harcamalarını, mesela memur maaşlarını, kamu harcamalarını, belediye giderlerini, kamu giderlerini, hastaneleri, okullarını ayakta tutsun kendi imkanlarıyla… Türkiye Cumhuriyeti yardımları da bu ekonomiye sıçrama yaptıracak yatırımlara yönelsin istiyoruz. Yani bizim önceliğimiz yatırımlardır. Fakat tabi ister istemez bazı acil sorunlara, gündelik hayatta gördüğümüz önemli sıkıntılara da eğilmek istiyoruz” diye konuştu.

İki yıldır sosyal destek projesi sürdüğünü, bazı okulların ihtiyaçlarının karşılandığını ve Lefkoşa Surlariçi gibi bölgelerdeki insanlara sosyal yardımlar götürüldüğünü anlatan Büyükelçi Türkmen, Lefkoşa Surlariçi için hayalinin, restore edilip ışıklandırılmış, güzel cafeler, lokantalar, butikleri olan, turistlerin yoğunlaştığı, yaya bölgesi yaratmak olduğunu anlattı. Türkmen şöyle devam etti:

“SOSYAL DOKUYU TEHDİT EDEN YARA”

“Ben gitmeden önce bu hayalin ne kadar gerçekleşeceğini şu an kestiremiyorum. Fakat bunu yaparken surlar içinde yaşayanların da yeni konutlara taşınması, işyerlerine yakın yerlere taşınması gerekir. Çünkü orda hem bir takım atölyelerde iş yapıyor insanlar hem de onun yanındaki konutun içinde yığınlar halinde yaşıyorlar. Bu sosyal bir yara. Sadece o insanlar açısından değil Kuzey Kıbrıs’ın sosyal dokusunu tehdit eden bir yara haline gelmiş. Haklı olarak tepkiler var. Her iki taraftan da tepkiler var. Tek bir taraftan bakmak mümkün değil. Dolayısı ile surlar içi benim gerçekten önem verdiğim ve sembol niteliği taşıyan bir bölgedir. Buradaki hem o insanları o pejmürdelikten kurtarmak hem de surlar içini de o pejmürdelikten kurtarıp bir turistik cazibe merkezi haline getirmek hepimizin amacı olmalıdır.”

“ÇEVREYE ÜZÜLÜYORUM… YOLLARDAKİ MANZARA İÇİMİ YAKIYOR”

Büyükelçi Kaya Türkmen, çevre sorunlarının kendisini üzdüğünü de belirterek, şehirlerarası yollarda gördüğü manzaranın içini yaktığını belirterek, “Yani insanların arabada giderken camlarını açıp da pet şişelerini savurmaları oranın böyle çöp yığını haline gelmesi çok üzücü bir şey. Devletin onları toplama imkanı sınırlıdır. Kolay bir şey değildir bütün ülkenin çöpünü tek tek toplamak. Bu insanların bilinçlenmesiyle olacak bir şeydir. Kuzey Kıbrıs Türk toplumu son derece eğitimli, eğitim düzeyi yüksek Türkiye’ninkinden fersah fersah yukarda olan bir toplum. Bu toplumun bu çöp konusuna bu kadar duyarsızca yaklaşıyor olmasına doğrusu hayret ediyorum ve bu konuya böyle bütün bir toplum olarak hassasiyet ile eğilmemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Türkmen, bir soru üzerine bir çevre temizliği seferberliğine hazır olduğunu belirterek, “eline çöp torbası alıp akşama kadar doldurmak dahil” çevre için her türlü katkıda bulunmayı istediğini vurguladı.

1513060cookie-checkBüyükelçi’den KTHY yorumu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.