Yürütme Kurulu Başkanı Mustafa Gençsoy ve Onursal Başkan Prof Dr Salahi R. Sonyel’in imzasını taşıyan mektupta, adada Kıbrıslı Türklere, Rumlarla eşit haklar sağlanmadığı için, İngiltere’de yaşamayan yaklaşık 300 bin Kıbrıslı Türk’ün Kıbrıs’taki yakınlarıyla olan ilişkileri muhafaza etmesinin gün geçtikçe daha da zorlaştığı belirtildi.
Haksız izolasyonlar nedeniyle İngiltere’nin suçlandığı mektupta,’Bu vaziyet, geçmiş İngiliz yönetimlerinin Kıbrıslı Türklere karşı takip ettiği yanlış ve akılcı olmayan politikaların sonucudur’ denildi. Mektupta, Kıbrıs’taki durumdan Kıbrıslı Türklerin sorumlu olmadığı, Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumların adayı Türklerden arındırma emellerine karşı mücadele vermek zorunda bırakıldığı ve sonucunda da KKTC’nin kurulduğu anlatıldı.
İngiltere’nin Kıbrıslı Rumları gücendirmeme ve Güney Kıbrıs’taki askeri üslerine sorun çıkarılmaması düşüncesiyle KKTC’yi tanımadığının belirtildiği mektupta, İngilizlerin, hiçbir etik, yasal ve anayasal temeli bulunmadan ve 1959 Kıbrıs Anlaşması’nda garantör ülke olarak tüm sorumluluklarına ters bir şekilde Kıbrıs Rum Yönetimi’ni ‘adanın tek idaresi’ olarak tanıdığına da işaret edildi. Bu haksızlıkların sonucu olarak KKTC’nin ‘istenmeyen devlet’ muamelesi gördüğü ifade edilen mektupta, bunun Kıbrıslı Türkleri çok zor bir duruma soktuğu vurgulandı.
Mektupta, Kıbrıslı Türklere adadaki iki eşit halktan biri gibi davranılmadığı vurgulanarak, ticaret, sosyal, seyahat, eğitim ve sağlık alanlarında Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonlara işaret edildi.
Uluslararası yardımların Kıbrıslı Rumlar tarafından gasp edildiği ve AB’nin de Kıbrıslı Türklere adil davranmadığı kaydedilen mektupta Gordon Brown’a şu çağrıda bulunuldu:
‘Başbakan olarak, bu haksızlıkların hafifletilmesi yönünde herhangi bir şekilde yapacağınız yardım, İngiltere ve Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Türkler tarafından sonsuza kadar unutulmayacaktır.’
