Ancak 6 Mart 2015 tarihi sabahında belki de tüm dünyanın hemfikir olabileceği bir buluşla güne uyanabiliriz. Bu buluş kendi güneş sistemimizde yer alan bir cüce gezegen “CERES”.
1801 tarihinde İtalyan astranom Giuseppe Piazzi keşfedilen bu cisim ilk olarak bir kuyruklu yıldız sanılmış. Ancak daha sonraları bunun cüce bir gezegen olduğu fark edilmiş. Piazzi bu gezegene Sicilya’nın koruyucu tanrıçası CERES ismini koymuş. 50 yıl boyunca da CERES 8. gezegen olarak anılmış.
CERES bizden sadece 419 milyon kilometre uzaklıkta. Yani komşumuz sayılabilecek kadar yakın. Yüzölçümü de sadece 950 kilometre çapında. Yani Amerika’nın Texas eyaletinden biraz büyük. Yaklaşık 100 kusur yıl boyunca üstünde fazla durulmayan bu cüce gezegen teknolojinin gelişmesiyle bir anda bilim adamlarının ilgi odağı haline gelmiş.
Amerikan senatosünden istenen 480 milyon Dolarlık bütçe kabul edildikten sonra Dawn ışımlı uydu 2007 yılında CERES ile buluşmak için yola çıkmış. Şu ana kadar herşey NASA’nın planladığı gibi gitmiş ve Dawn 7 yıldan fazla yaptığı yolculuğu Martin 6’sında tamamlayarak CERES’in yörüngesine oturacak.
Peki CERES neden bu kadar önemli? Meşhur Hubble teleskopunun çektiği fotoğrafta bilim adamları CERES’in mavi renkte olduğu tezine ulaştılar. Yani milyarlarca ışık yılı uzaklıkta ve ya başka galaksilerde aradımız o mavi gezegen belki de hep yanıbaşımızdaydı.
Merkezi Kalifornia’nın Pasadena ilinde olan JPL (NASA’nın uzay araştırma üssü) 2 ay önce yaptığı açıklamada CERES’in 3 ayrı bölgeden şu püskürttüğünü tespit ettiğini açıkladı. Ayrıca bilim adamları CERES’in dünyadan sonra en büyük şu rezervine sahip gezegen olabileceğini belirttiler.
Sıcaklığın -39 derece olduğu tahmin edilen CERES’te eğer okyanuslar varsa bunlar yüzeyde donmadan var olan denizler anlamına geliyor ki bu da yaşamın ilk kanıtı olarak kabul edilebilir.
JPL CERES’e çok çok yaklaşılmasına rağmen hala neyle karşılaşacaklarını bilmediğini belirterek “emin olduğumuz tek şey şu ana kesinlikle görmediğimiz bir şey olacağı ” dediler.
Pek çok komplo teorisyeni NASA’nın ısrarla görüntü yayınlamamasını eleştirerek sadece 200.000 kilometre uzaktan çekilen son fotoğrafların komik olduğunu iddia ettiler. Her ne kadar JPL fotoğrafların çok düşük çözünürlükte olduğunu açıklasa da 2004 yılında 419 milyon kilometre uzaktan çekilen fotoğrafların bile daha net olması ister istemez herkesi şaşırttı.
NASA’nın da ısrarla açıklama yapmaması CERES’i daha daha da gizemli bir hale getirdi. Bakalım ayın 6’sında bu koruyucu tanrıça bizlere ne gibi sürprizlerle merhaba diyecek.
