Dış kaynaklı ya da iç kaynaklı!

12 Eylül öncesi olayların büyük bir bölümü dış kaynaklı değildi diye düşünebilirsiniz, dışarıdan bakan biri olarak. O dönemde yaşamış olmakta önemli değil, o dönemi anlatan bir çok araştırma kitaplar ve belgesel filmler çıktı. Halkların birbirine düşman edilmesi, katliamların yapılması öyle sıradan bir olay değildir. 12 Eylül darbecisi general kendisi açıkladı; ‘henüz zamanı değil, biraz daha gelişsin sonra müdahale edelim!’ demek ki olaylara müdahil olma durumu varken seyirci kalınmıştır. Bu seyirci kalanlar, darbe yapanlar ve onun yalakalarıdır. Darbe dışarıdan planlandığı ve uygulandığını ise ‘bizim çocuklar’ sözünden çıkarabilirsiniz.

12 Eylül bilerek ve planlı olarak Amerikan politikalarına uygun olarak geldi. 12 Eylül yargılansın derken sadece ülke içindeki işbirlikçiler değil, dış ellerinde sorgulanmasıdır. Evet, 12 Eylül öncesi her gün kan akıyordu, şimdi ne oluyor? Kan durdu mu? İşkenceler ve işkencede ölümler ne zaman doğallaştı? Kayıplar ve kayıpların oluşturduğu mezarlıklar?

12 Eylül öncesi ortamdan kimse memnun değildi, çözüm içinde arayışlar sürüyordu. Sistem tıkanmıştı, bu tıkanıklık bir plan doğrultusunda olmuştu ve Ecevit açıklamada bulunmuştu, ‘seyirci olmayın, sahaya inin’ diyerek! Fakat seyirci büyük bir kesimdi ve oyun bozulamadı. Oyun bozulmadı ama ülke daha da geriye gitti. Bugün devletin elindeki imkanlar ile o günkü imkanlar karşılaştırılmış olsa, elbette teknolojinin gelişimi göz önüne alınarak, hangi dönemde insanlar daha mutluydu? 12 Eylül askerlerini savunmak demek, bugünü savunmak ve bugünden memnun olmak anlamına geliyor.

Türkiye sadece Türklerden oluşmuyor, oluşmadığını 12 Eylül yasaları gösterdi. Kürt dilinin yasaklanması ve Kürtçe isimlerin değiştirilmesi 12 Eylül ile daha sıkı şekilde gerçekleştirilmiştir. Ulus devleti anlayışı içinde olan ama hayata geçirilmekte zorluk yaşananlar, 12 Eylül ile birlikte ‘realize’ edildi. 12 Eylül neden Mamak ve Diyarbakır olarak anılır? Orada insanlık dışı uygulamalar sonucunda ne kazanıldı? Teslim olmuş vatandaştan, işkence ile ne öğrenilmeye çalışıldı? Suçu henüz sabit olmayan biri, önce asıldı sonra kararı yazıldı. Bu hangi dönemde hayata geçirildi, bunu yapan mahkeme hangi dönemde çalışmasına devam etti? 12 Eylül’ü savunmak bu suçlara ortak olmaktır…

12 Eylül beş general ile sınırlı değildir, beş general sadece görüntüseldir. O beş general arkasında duran yargıyı sorgulamak gerek. (bütün idamlar yargı kararı ile olmuştur.) Alt kademede görev yapan ve sıkıyönetimin yetkisinde olmayanı yapanı sorgulamaktır. Bunu sorgulayacak ülkemizde hukuk yapısı var mı? Elbette generallerin yaptığı yasalar ile bu iş zor. Zor olduğu için yargılansın diyen bir savcı işinden oldu.

Bugün Ergenekon davası ve darbe yapmaya teşekkül edenler yargılansın denmektedir, yapanlar ortada duruyor, onlara karşı ne yapılmaktadır? Eğer, hükümet bu konuda sonuna kadar gidecekse, yapmış olanlardan başlaması gerek. Sondan geriye doğru gidildiğinde beklenmedik sonuçlar ile karşı karşıya kalınır. Yapanlar ile yapmaya teşebbüs edenler ve o ortamı yaratanlar yargılanmalıdır. Bir taraf kollanarak olmuyor, olmadığı içinde Susurluk erken bitmiş dava olarak tarihte yerini aldı.

Bugün görev başında olan, halen TV ekranlarına çıkıp yorum yapanlar ve gündem değiştirenler bulunmaktadır. Onların şimdiki maskeleri 12 Eylül sorgulanması ile düşecektir. Bugün demokrasi havarisi olan Nazlı Ilacak, o gün askeri başarısından dolayı alkışlıyordu. O gün Emin Çölaşan askeri kızdırmayacak haberler yapıyordu. Savaş Ay idam edilen Erdal Eren’i haber yapıyordu, tabi askerin isteği doğrultusunda. Bugün demokrasi isteyenler, o gün neden askeri alkışlıyordu ve göklere çıkarıyorlardı? Bugüne bakarak cevap verebilir misiniz?

Demokrasi kavgası olarak türban özgürlüğü ile sınırlı olduğunu, diğer ötekilerin özgürlüğünü ağızlarına almayanlar ne kadar demokrasi istedikleri kanıt olarak ortada durmuyor mu? Bugün 12 Eylül ile ve o dönemde yaşananlar ile hesaplaşılmadan, kişilerin gerçek yüzlerini göremeyiz. Bugün en çok demokrasi istediğini söyleyenler, demokrasi için ekranlarından her görüşü açıklayanların o gün neler yaptığına bakın ve kimler gerçek demokrat olduğunu görün!

Ülkemizde nelerin dış kaynaklı, nelerin iç kaynaklı olduğunu söyleyebilmek için, tarih bilincine ve tarihte biçilen rolleri görme ile ilgilidir. Dış güçlere karşı mücadele ettiğini söyleyen sağ güçler, genelde Amerika’ya bağlı kalmalarını şu şekilde mi açıklamak doğrudur; “bizler Amerika’yı dış değil, onun parçası ve içimizden görüyoruz!” iç güç görenler, darbeleri yapmış ya da darbe için zemin hazırlayanlardır!

http://www.cemoezkan.de
http://cemoezkan.blogcu.com

1584880cookie-checkDış kaynaklı ya da iç kaynaklı!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.