Damara girdiler ama çıkamadılar…

dile getirilen 65 milyar dolara ulaştığı söylenilen dışarıdan gelmiş olan sıcak paranın çekildiği anda, ülke ekonomisinin baş aşağı olacağını, gidişatı yakından izleyen uzmanlar yeri geldikçe ifade ediyorlar.


Kimi okurlarımız, hükümeti eleştirmek ve kötümser yazılar yazmamız yerine, “Milleti ümitlendirecek ve şaha kaldıracak” yazılarla bu sütunlarda karşılarına çıkmamızı istiyorlar. Önce şunu belirtelim. Hiçbir zaman gerçek manada bir başarı ve topluma moral ve umut verecek somut gelişmeler olmadığı sürece, ne bu hükümeti ne de benzer niteliklerde ki gelecek hükümetleri övmemiz, onlar adına” Milleti ümitlendirecek ve şaha kaldıracak”  yazılar yazmamız söz konusu olamaz.


İktidarda hangi parti olursa olsun, solun ya da sağın temsilcisi, halka vermiş olduğu sözleri tutmamışsa, hele hele orada burada sürekli “vatan millet nutukları” atarken, kendileri bataklığın içine düşmüş, yolsuzluklara bulaşmışsa, bizden o parti ya da hükümet adına kimse hoşgörü ve tolerans beklemesin!


AKP hükümeti hakkında çeşitli kesimlerden yolsuzluk iddiaları ortaya atılıyor. Hemen hemen her ilde, kamu ihalelerinin pek çoğununun AKP’lilere ve yakınlarına verildiği iddiası, neredeyse her gün gazetelerde yer almakta. İddiaların hangi ne ölçüde doğru olduğunu bu aşamada bilemiyoruz. Ancak,  yakından bildiğimiz bazı olayları da, kimileri yolsuzluk olarak nitelerken,  muhataplarıysa iddiaları yolsuzluk olarak kabul etmemekte.


Örneğin, bir ilde AKP il başkanı, AKP’li bir belediye başkanının yönetiminde bulunan belediyeye ait büyük bir şirkete, ihalesiz olarak önemli bir miktarda sürekli olarak mal satmakta. İddialara göre de mal pahalı olarak satılmakta. Pahalı olup olmadığı ancak konu ve iddialar incelenip soruşturulunca ortaya çıkacak bir durum. Ancak,  AKP İl başkanının firmasından, ihalesiz olarak belediye şirketine mal satın alınması, hiçbir araştırmaya gerek olmadan hemen söylenebilir, normal ve vicdani değildir!


Bir olayın yolsuzluk kapsamı içerisine girmesi için, mutlaka evrakta sahtekarlık, naylon fatura düzenlemek ya da cebe usulsüz para atmak şeklinde oluşması mı gerekir? İhalesiz olarak iktidar partisi il başkanının firmasından belediyeye mal satın alınması, en azından AKP il başkanına bile bile rant sağlamak eylemi değil midir?


AKP il başkanının olay ortaya çıkınca kamuoyuna yansıyan yanıtı ilginç; “Ticaret yapmayalım da aç mı kalalım?”. Peki Sayın Başkan, ticaret yapacaktınız da neden o halde siyasete girdiniz? Siyasete girdi iseniz, devlet kurumları ile ticari ilişki içerisinde olmayacaksınız.


Çünkü siz iktidarda ki yani devleti yöneten partinin il başkanısınız. Ya da siyaseti bırakıp, ticarette yer almaya devam edeceksiniz! İkisinden birini seçeceksiniz.


Partinizin Genel Başkanı değil miydi yakın süre önce yolsuzlukların damarına girdiğini söyleyen? Hani ne oldu, damar nerede, bulunan ve ortaya çıkarılan yolsuzluklar nerede?


Bundan bir süre önce partinizin Adana Milletvekili Zeynep Ayhan Tekin’in AKP’li belediyelerde ki yolsuzluk iddialarının arttığını ve Bakan çocuklarından halkın şikayet eder duruma geldiğini, bir raporla Başbakan Tayyip Erdoğan’a üzüntü ve isyan içerisinde sunmuş olduğunu basında birlikte okuduk..


Her şey süt limandı da, kendi milletvekiliniz neden yolsuzluklar ve Bakan çocuklarından halkın şikayeti konusunda artık bıçağın kemiğe dayandığını ifade etmek zorunda kaldı?


“Hacdan döneli daha bir ay olmadı, ben beş vakit namazını aksatmadan kılmaya çalışan Müslüman dindar bir adamım, öyle yanlış işlerle bir ilişkim olamaz” demekle acaba dürüst, namuslu insan olunabilir mi?
Siz ne dersiniz değerli okurlar?


Belediye’nin şirketine ihalesiz ve sürekli olarak mal vereceksiniz (satacaksınız)  o sayede düzenli ve tatlı bir gelire sahip olacaksınız, sonra da Hac’dan daha yeni dönmüş bir kimse olarak, bize din, iman, fazilet, dürüstlük ve Müslümanlık dersleri vermeye kalkacaksınız!
Partinizin (AKP’li) bir milletvekilinden öğrendiğimiz bir kelime ile yanıtlayalım. YEMEZLER!


AKP İl Başkanı olarak Hac’ca gitmiş olmanız, kıldığınız ya da kılar göründüğünüz namazlarınız sizi ilgilendirir, kendi çıkarınızadır! Sosyal yaşamda, ne hacılığınızın ne de namazlarınızı kılar görünmenizin toplumsal açıdan toplum bireylerine fayda yönünden, hiç bir yararı yok. İbadetinizi (eğer iyi niyetle) yapıyorsanız kendiniz için yapıyorsunuz.
Söyler misiniz toplum için, halk adına ne yapıyorsunuz?
İşte o bizi ilgilendirir…


Konunun özüne dönüyoruz.
Mevcut ortamda “Milletin ümidini artıracak ve milleti şaha kaldıracak” yazıları hükümetin icraatı olarak, hangi sevinç unsuru gelişme ve icraatlara dayandıralım da yazalım, söyler misiniz? Damara girdik edebiyatına benzer, makul dayanağı olmayan gerekçelerle mi, “Milletin ümidini artıracak ve milleti şaha kaldıracak” yazılar yazalım?


Kimse kusura bakmasın, tekrar ediyoruz, hangi parti iktidarda olursa olsun, söz verdiği halde, vaatlerini yerine getirmemişse ve “bal tutan parmağını yalar” misali, hükümet olmanın avantajlarını kullanarak; kendilerine, yandaşlarına, çoluk çocuklarına rant sağlıyor duruma gelmişse,  o partinin hükümette ki varlığını ve icraatlarını; kimi sevgili okurlarımızın isteğine dayanarak “Milleti ümitlendirmek ve şaha kaldırmak” şeklinde niteleyecek tek bir satırımızı bu sütunlardan kamuoyuna yansıtmamız söz konusu olamaz!


Türk halkı, Sayın Başbakan’ın vermiş olduğu söze dayalı olarak; AKP’nin  “Yolsuzlukların damarı”  içerisinde nerede olduğunu ve ne yaptığının kamuoyuna açıklanmasını bekliyor.


Tabi, AKP’li kimi belediyelerde ki zaman zaman basına yansıyan çeşitli yolsuzluk iddiaları konusunda da!


[email protected]

687500cookie-checkDamara girdiler ama çıkamadılar…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.