DAY MER’in yazılı basın açıklaması şöyle:
‘ABD’den sonra ekonomik krizden en fazla etkilenen ülke olan İngiltere’de oluşan siyasi kriz, milletvekillerin usulsüz harcamalarından kaynaklanan yolsuzluk skandalarıyla farklı bir boyut kazanırken, Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri sonucunda daha da derinleşti.
İngiltere’de yaşıyan Türk, Kürt ve Kıbrıslı Türk göçmen seçmenlerin de katıldığı 2009 yılı AP seçimlerini önceki seçimlerden ayıran ve İngiliz siyasi krizini derinleştiren üç temel gelişme var. Birincisi, İngiltere tarihinde ilk kez seçimler sadece üç ana sermaye partisinin (Muhafazakar, İşçi ve Liberal Demokratlar Partisi) oyların neredeyse hepsini paylaştığı bir seçim olmadı. İkincisi, seçmenlerin sadece yüzde 34.7’si ya da, başka bir değişle, 44, 173. 690 seçmenin sadece 15,136. 932 oy kullandı. Üçüncüsü, İskoçya’da ulusalcı İskoçya Ulusal Partisi (SNP), Britanya’nın üniter yapısını savunun üç ana sermaye partisinden daha fazla oy aldı.
AB karşıtlığı ve “temiz politika ve politikacılık” üzerinden oy toplamaya çalışan UKIP, AP seçimlerinde oyların yüzde 16.5’ini alarak ikinci oldu. Bunun en temel sebebi olarak UKIP’in salt AB karşıtlığı üzerinden politika yürütmesi olduğu bildirildi.
BNP’nin oylarını arttırdığı, İngiltere tarihinde ilk kez iki faşist adayın seçildiği ve faşistlere karşı ortak mücadele edilmesi gerektiği doğru. Ama BNP’nin beklenenin çok altında oy aldığı da doğru.
AP seçimleri İngiliz siyasetinin içerisindeki bulunduğu kriz sürecini derinleştireceğini iddia etmek yanlış olmayacaktır. Ekonomik krizden dolayı yerli ve göçmen emekçilerin yaşadıkları sorunlar her geçen gün daha da aynılaşmakta. Bu aynılaşan sorunlara karşı en etkili ve başarılı mücadele iş yerlerimiz, okullarımızda ve mahallerimizde var olan ortak sorunlara karşı ortak mücadele etmektir. Yan yana değil de ortak bir şekilde yaşadığımızda ve mücade ettiğimizde: sağcı ve ırkçı politikaların başarılı olmasınınve göçmen toplumların günah keçisi olmalarının koşulları sınırlanacaktır.’
