8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Day-Mer Kadın Komisyonu’ndan Kudret Göçebe, Zübeyde Aydemir ve Günay Demirci sorularımızı yanıtladı..
– 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün anlamı üzerine kısaca değerlendirme yapabilirmisiniz?
– 1800’lü yıllarda işçi ve emekçilerin yaşam koşulları çok ağırdı. Düşük ücretle 15-16 saat kötü koşullarda çalışan işçiler daha iyi yaşam koşulları, sendika hakkı vb. taleplerle mücadele ediyorlardı. 1857’de tekstil işçisi kadınlar aynı nedenlerle direnişe geçtiler. Bu nedenle 8 Mart işçi ve emekçilerin kadınların sömürüsüz bir dünya isteyenlerin mücadele tarihinde önemli bir gündür. 8 Mart sadece bir kadın günü değil, kadın-erkek tüm ezilenlerin cinsel, ırksal, dinsel ve sınıfsal her türlü ayrımcılığa, sömürü düzenine başkaldırı günüdür.
– İngiltere’de yaşayan Türkiyeli kadınların yüzyüze geldiği sorunlardan biraz bahsedermisiniz?
– Tekstil işçisi bayanların mücadelesinin üstünden yaklaşık 150 yıl geçmesine rağmen, sorunlar kısmen değişiklik göstererek kronikleşerek devam etmiştir. Bizim Türkiyeli Kadınlar ise var olan genel sorunların dışında bazı özgün sorunları var.
Türkiyeli kadınların gözlemlediğimiz en önemli sorunları şunlar:
1-Dil sorunu; yanlış politikalar yüzünden topranklarından koparak buralara gelen yüzlerce yoksul aile, para kazanarak dönmeyi hedeflemiş, tekstil atölyelerinde fabrikalara girip çalışmışlar. Yaşadıkları ülkenin dilini öğrenme yönünde önemli bir çaba göstermemişler. Zaman içinde buraya yerleşmişler, atölyelerin de kapanmasından sonra bu ülkede yerleşmiş ama dil bilmeyen yüzlerce insan var. Bunların çoğunluğunu yine kadınlarımız oluşturuyor. Bunun sonucu, en önemli konularda sağlık, belediye, resmi daireler, okul gibi yerlerde kendini ifade edemediği gibi, en yakın komşusuyla bile kaynaşamıyor ve yanlızlığa mahkum oluyor.
2- Yabancı olma sorunu; burada iki kültür arasında kalmış insanlar zaman zaman ırkçı saldırılarla karşılaşabiliyorlar.
3-İşsizlik ciddi bir sorun. İşsizlik oranı kadınlarımız arasında çok daha büyük. Dil bilmemesinden, belli bir mesleği olmamasından, yabancı olmasından ve geleneksel yapıdan dolayı kadınlarımız kendilerini geliştiremiyor ve evin dışında (ücretli) işlerde çalışamıyorlar. Bu durum da ekonomik bağımsızlığı olmayan kadının zaten var olan kendine güvensizliğini iyice pekiştiriyor. Sosyal yaşamdan tamamen kopmasına neden oluyor.
4- Aile içi, eşler arasındaki sorunlar maalesef artarak devam ediyor. Maalesef diyoruz çunku hala aile içi şiddeti yaşayan pek çok kadınımız var. 5- Kültür ve kuşak çatışması önemli sorunlardan biri teşkil ediyor. Buraya ilk gelen göçmen ailelerin çocukları büyüdü ve yeni bir kuşak oluştu. Yeni kuşak İngiliz kültürüyle ve eğitimiyle yetişiyor. Ebeveynler ve çocuklar biribirini anlayamıyorlar ve aile içinde ciddi sorunlar yaşanıyor. Ayrıca gençlerde kullanımı yaygın olan uyuşturucu, çeteleşme ve Türkiyelilerin genelinde görünen dejenarasyonda anne, kızkardeş ve eş olan kadınıda olumsuz etkiliyor.
– Bu sorunların çözümü sizce nereden geçiyor?
– Giderek kötüleşen yaşam koşullarına, ırkçılık, kültür farklılığı ve dil bilmemekten kaynaklı sorunlar, koca dayağı, cinsel sömürü, sosyal yaşamdaki eşitsizliklere karşı top yekün mücadele yürütmek gerekiyor.
Ayrıca emekçilerin yıllar önce kazandıkları sosyal hakla bir bir geri alınıyor. NHS’in durumu, GP ve hastanelere gidenler görüyorki içler acısı. Eğitim daha da kötüye gidiyor. Okullar kapatılıyor, eğitim paralı hale getirilmeye çalışılıyor, İşsizlik, kötü çalışama koşulları, işten çıkarmalar devam etmekte.
Bu sorunları bizim çözmemiz olanaklı değil. Ancak biz çözümün bir parcası olabiliriz. Kalıcı başarılar elde etmek zor, uzun ve istikrarlı çalışmalar ister. Sorunlarımızı yine biz çözebiliriz. Haklarımızı biz koruyabiliriz.
Biz Day-Mer Kadın Komisyonu olarak sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz. Çeşitli kurslar, kültürel ve sanatsal faaliyetler, ve bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Yanlız olmadığımızı biliyor, diğer emekçi kadınlarla ve kesimlerle ortak sorunlar temelinde birlikte çalışmalar yapıyoruz, birlikte yaşamı hayata geçirmeye çalışıyoruz.
Savaşa karşı, hak gasplarına karşı mücadele eden insiyatiflere, sendika ve kurumlara destek veriyoruz. Bağımsız kadın örgütlenmesini yaratarak her kesimden kadınlarla kucaklaşmayı hedefliyoruz.
Kadın sorunlarının cins olarak sömürülmesinin sınıfsal yapıdan kaynaklanması nedeniyle kadın sorununu diğer emekçi kesimlerin talepleriyle, demokrasi mücadelesiyle birleştirme çabasındayız. Bizler kadınlar olarak örgütlü mücadelenin bir bileşeni olmak zorundayız.
Birlikte Güçlüyüz, bu nedenle tüm kadınlarımızı Day-Mer çatısı altında örgütlenmeye çağırıyoruz. , 8 Mart etkinliklerimize ve 19 Mart’da yapılacak işgal karşıtı yürüyüşde görüşmek dileğiyle, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.
