Toplumların, kendilerine göre bağışıklık sistemleri olduğu söylenir. İnsanı, içine giren ya da girmeye çalışan zararlı mikroplardan koruyan bağışıklık sistemi bulunduğu gibi, toplumların da böyle sistemleri vardır.
Bu bağışıklık sistemi, tarih, inanç, kültür vs. gibi değerlerdir. Bir toplumu, diğerlerinden ayırtan işte bu değerlerdir. Bir toplumu, geçmişten geleceğe sağlıklı bir şekilde taşıyan da yine bu değerlerdir.
Bahsettiğimiz şeyler, zaman içinde değişen adetler, giyim, yemek ve kullandığımız yeni eşyalar değildir. Her toplum, çağa, bilime, teknolojiye ayak uydurmak zorundadır. Bunu yapamayan toplumların, diğerleri tarafından tarih sahnesinden silineceği açıktır.
Temel değerlerini koruyamayan toplumlar ise, kendileri olmaktan çıkar, başka toplumların ve kültürlerin ancak taklidi olabilirler. En önemlisi, böyle bir durum nesiller arası çatışmalara da sebep olacağından toplumu derinden sarsacaktır.
Kimse, neler olduğunu bile anlayamayacaktır.
Bir küçük çanta için, hiçbir acıma duygusu hissetmeden, insanları yerlerde sürükleyebilen, yaralayan insanlar nereden çıktı?
Üç beş kuruş için köşe başlarında insanların yollarını kesen, hatta öldürenler kimler?
Eğitimli insanlarımızın, kendilerine emanet edilen imkan veya paraları çarçur etmelerini nasıl izah edeceğiz?
Başarısını, başkalarının başarısızlıkları üzerine kuranlar, bunun için hiçbir ahlaki ya da insani değer tanımayanlar nasıl yetiştiler?
Bu sıkıntıların ucu herkese dokunmaya başlayınca feryat etmeye başladık. Fakat halen, bunun sebepleri üzerinde bilimsel bir araştırma yapamadık. Sadece, istatistik tuttuk ve sonuçları konuştuk. Ya sebepler?
Bizlere ne oldu ki, bu hale geldik?
Ne oldu ki, en iyi eğitim alanlarımız, en fazla yanlışı olanlar oldu?
Ne oldu ki; toplumsal hafızamızı kaybettik gibiyiz?
Gülümseyen, her zaman mutlu ve huzurlu görünen insan yüzlerine ne oldu?
Toplamaktan değil, paylaşmaktan mutlu olanlar nerede?
Belli ki, bir şeyler bizden adeta intikam alıyor. Fakat, intikam alanlar herhangi birileri değildir. Sanki, terk ettiklerimiz bizden intikam alıyor.
Sanki; terk ettiğimiz değerlerimiz bizden intikam alıyor.
Değerlerin intikamı…
