Ülkemiz siyasetçilerinin bazılarını dinledikçe, bazı gazetecilerin yazılarını okudukça, Cumhurbaşkanı adaylarından bazılarının konuşmalarına kulak verince, “Dünyayı Kurtaran Adam” aramızda diye düşünüyorum.
Dünyayı Kurtaran Adam, Çetin İnanç’ın yönettiği ve Cüneyt Arkın’ın başrolünü oynadığı absürt bir filmdi. İlk Türk uzay pilotu olan Cüneyt Arkın, bir uzay yolculuğunda sürüklendikleri bir gezegende dünyanın tehlikede olduğunu görüp dünyayı kurtarmak için girdiği macerada bazen dünyayı omuzluyor, bazen dünyaya yaklaşan bir göktaşını yakalayıp fırlatıyor, bazen de bir kaya gibi gezegenleri yörüngesinden uzaklaştırıyor. Biraz abarttıysam kusura bakmayın. Bu film, dünyanın en saçma filmleri arasında belki de en başlarda yer almaktadır.
Ülkemizde de Dünyayı Kurtaran Adamlar var. Bazı gazetelerdeki köşe tutucular, sanki kendilerinden başkası gazetelerde yazı yazamaz, televizyonlarda konuşamaz, görüş ve önerilerini açıklayamaz sanıyorlar. Onlar, Dünyayı Kurtaran Adamlar olduğu için, akademisyenlerin akademisyenliğini sorguluyor, bilim üzerine ahkâm kesiyor, çok konuşup kimseyi konuşturmamak için bin bir laf cambazlığı yapmayı çok seviyorlar. Şükür ki, Dünya onlar sayesinde ayaktadır ve dönmeye devam etmektedir !
Sadece gazeteciler arasında değil, sendikacılar arasında da Dünyayı Kurtaran Adamlar var. Hak ve çıkarlarını korumaları gereken kitlenin özlük hakları gerilerken, maaşları düşürülürken uykuya yatan bazı sendika ağaları, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde taraf olup bir partinin adayını ve bir siyasi partiyi eleştirmek konusunda aslan kesiliyorlar. Kendi işlerini doğru düzgün yapmasalar da ülkeyi ve onun da ötesinde dünyayı kurtarmak peşindeler.
Cumhurbaşkanı adaylarımız arasında da Dünyayı Kurtaran Adamlar var. Cumhurbaşkanı adaylarımızdan birisi çıkıp diyor ki, Ben Seçilmezsem Barış Olmaz. Zat-ı muhterem seçilmezse, çözüm olmazmış. Zat-ı muhterem seçilmezse, barış gelmezmiş. Zat-ı muhterem seçilmezse, Kıbrıs Türkü gülmezmiş. Sen Tanrı mısın arkadaş, ele güle bizi güldürdün, ölmeden mezara koydurdun? 7 yıl iktidarda kaldın, 5 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptın, ne çözüm var, ne barış, ne izolasyonlar kaldırıldı, ne ambargolar altındaki ekonomi düzeldi, ne bir EVET ile dünyaya bağlandık. Sonunda, elimiz kolumuz bağlandı. Olsun, zat-ı muhterem yine de Dünyayı Kurtardı !
Dünyayı kurtaran adam diyor ki, benden başkası müzakere yapamaz. Neden yapamaz kardeşim ? Sonuçta bu müzakereleri iki kişi yapmıyor, iki ülke heyetleri arasında müzakereler yapılıyor.
Dünyayı kurtaran adam diyor ki, Dünya beni destekliyor. Zat-ı muhteremi destekleyen Dünya, Kıbrıs Türkü üzerindeki ambargoları ve izolasyonları neden kaldırmıyor ? Annan Planı’nda Evet denmesi karşılığında verdiği sözleri neden tutmuyor? Neden, hep Rum’un yanında yer alıyor? Neden, zat-ı muhteremin çok istediği çözüm için yoldaşı Hristofyas’a baskı yapmıyor?
Dünyayı kurtaran adam diyor ki, benden başkası bu işi yapamaz. Benden başkası sorunu çözemez. Benden başkası konuşamaz. Benden başkası görüşemez. Benden başkası göremez. Benden başkası duyamaz. Benden başkası Dünyayı Kurtaramaz.
Hadi, Hayırlı Tıraşlar !
