Enerji mi, çevre mi önemli?

Kelime oyunlarına ve mugalataya (yanıltıcı söz) gerek yok, Türkiye’nin enerji ihtiyacı ile çevre tartışmasını yaparken ikisini birbirine karıştırmamak ve bu konuda çok dikkat etmek gerekiyor.
Çevrecilik vazgeçemeyeceğimiz bir olgu.
Enerji ise refah düzeyimizi yükselten, bizi sanayileşmiş ülkeler sınıfına yükselten ve milli gelirimizi arttırmak için başta gelen hayati ihtiyacın olmazsa olmazı.
Yani ikisi de gerçek.
İkisi de somut.
İkisi de birbirinin içine girmiş durumda…
Türkiye’nin enerji açığı büyük.
Enerji üretecek tüm alternatiflerin devreye sokulması gerekiyor.
Nükleer santraller dahil.
Çevremizdeki ülkelerin enerji açısından avantajları dikkate alındığında, ya kendi üretimizi kendimiz yapacağız.
Ya da düne kadar bizden elektirik enerjisi satın alan geçmişin demirperde ülkelerine muhtaç kalacağız.
Doğalgazda Rusya ve İran’a muhtaç olduğumuz sürece…
Elektrik açığı için yarın Romanya ve Bulgaristan’a el açtığımız
sürece…
Ne üretimimizin artması para eder…
Ne de hedeflenen kalkınma hızına ulaşılır.
Dünyada petrola karşı alternatif arayışlar sürerken, bizim eli kolu bağlı durarak bir yere varmamız mümkün değil.
Doğayı da koruyacağız.
Çevreye de duyarlı olacağız.
Ekolojik dengeleri de hesaba katacağız.
Birini yaparken diğerini gözden çıkarmamak sihirbazlık isteyen bir şey değil.
Neyin nasıl yapılacağını, ne yapıldığında çevrenin bozulmayacağını yeniden keşfetmeye gerek var mı bilemem ama bunu yapan ülkeler gözümüzün önünde.
Halkımız çevreye karşı son yıllarda haklı olarak daha duyarlı.
Bugün Artvin için başlatılan doğanın dengesi bozuluyor tartışması, yarın bir başka kente sıçrar.
Başbakan Erdoğan’un “Ben çevreciliğin daniskasını bilirim” mealindeki sözlerini mugalata (gerçeği yansıtmayan söz) olarak algılamamak,  tepki gösterenlerin aptallığını peşinen kabul etmesi anlamına gelir ki, bu büyük haksızlık olur.
Eskiden olsaydı bu halk siyasetcinin her dediğinde “keramet” arardı.
Bence artık “Geçti Bor’un Pazarı” dönemine girdik.
Eğer ülke için birşey yapacaksanız herkesin kabul edeceği noktayı bulmak zorundasınız.
Uzlaşma kelimesini unutmamanız gerekir.
Bırakalım CHP’lilerin ve koyu laiklerin “ Her konuda consensus (konsensus) gerekir” ukalalığını bir tarafa.
Halkın Türkçe uyarısına ve çevre duyalılığına kulak verelim.
Yani uzlaşmaya…
Halk ile uzlaşın…
Çevre mi enerji mi sorusuna gelince.
Bence her ikisi de…
Uzlaşarak ve doğaya zarar vermeden enerjiye ulaşalım.
Hepsi bu.

1625200cookie-checkEnerji mi, çevre mi önemli?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.