Erdoğan’ın “mebus” algısı…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Obama arasında neler oluyor?
Erdoğan sık sık Obama’ya “laf geçiriyor” ama karşılık bulamıyor.
Bu ise Erdoğan’ı sanırım çileden çıkarıyor olmalı ki, daha sivri dil kullanmayı tercih ediyor.
Nitekim Meksika yolunda bu kez daha ağır bir dil kulandı ve Gülen’e destek anlamına gelen bir rapor hazırlayıp ABD Başkanlığına sunan 88 kongre üyesini hedefe koydu.( Erdoğan konuşmasında 80 diye telaffuz etti ama bu, küsurları sevmiyor anlamına gelebilir)
Bu milletvekillerini “kiralık kişiler” olarak tanımladı ve Obama’ya yüklendi.
Aslında ABD’de seçilmiş insanın, yani milletvekili ya da senatörün, bir başka ülke Cumhurbaşkanı tarafından suçlanması pek görülmüş, yaşanmış değil.
En azından ben hatırlamıyorum.
Hele 88 seçilmişin “kiralık” sıfatıyla suçlanması akıl alır gibi değil.
Bu sorun Obama ile Erdoğan arasında olan bir son gelişme.
Ben aslında bu yeni ve görülmemiş gelişmeden hareketle bir başka noktaya taşımak istiyorum suçlamanın altında gizlenmiş gerçeği.
Bu gerçeği de bana kadim dostum ve sevgili meslektaşım Metin Aksoy hatırlattı.
“Bu suçlamada Erdoğan’ın seçilmişlere yönelik algısı çok daha önemli” diyen Aksoy, 13 yıla yakın süredir parlamentoda çoğunlukla temsil edilen AKP’nin seçilmiş milletvekillerine Erdoğan’ın bakış açısını hatırlatmış oldu…
Başka ülkelerin seçilmişlerini suçlayan Erdoğan’ın ,gerek kendi ülkesinde ve gerekse genel anlamda seçilmişlere yönelik algısı gerçekten böyleyse, yani “kiralık” olmasa bile “kapıkulu” noktasındaysa, vay bizim mebusların haline.
“Nasılsa onları ben seçtiriyorum” noktasına uzanan bu bakış açısı ve seçilmişlere yönelik Erdoğan algısı son derece tehlikeli.
Üstelik hazin.
Onun için 1982 Anayasa’sından sonra çıkarılan en “defolu” yasalardan biri olan Seçim Yasası’nın değiştirilmesi gerektiğini savunmamız boşuna değil.
Genel Başkanlara “toprak ağalığı” ötesi yetkiler veren faşist Seçim Yasası yürürlükte kaldığı sürece, Erdoğan ve onun gibilerin algısı değişmez.
“Ben seçtirdim, onlar benim kapı kulum gibi davranırlar, davranmak zorundadırlar” takıntısı ve algısı her dönemde hükmünü sürdürebilir.
12 Eylül Askeri yönetimin çıkardığı ve 33 yıldır tüm siyasi liderlerin işine gelen bu yasa yürürlükte olduğu sürece bu tür “aşağılanma” lara daha çok tanık oluruz.
Alan razı, veren razı (mış) gibi…