Libya deneyiminin dış güçlerin Suriye’de Esad rejimini hafife almalarına neden olduğunu, ABD, İsrail ve Ürdün yetkililerinin Suriye liderinin kısa bir süre içinde gideceği tahminlerini dile getirdiklerini anımsatan Cockburn, bunun gerçekleşmediğini, Esad’ın daha bir kaç yıl ülkenin başında kalabileceğini belirtiyor.
Independent on Sunday yazarı, ülkedeki iç savaş riskinin altını çizerken, Sünni muhalefetin hedeflerini mercek altına alıyor.
Hükümetin karşıtlarının büyük bölümünün zihinlerinde iktidarı toplumlararasında daha eşit paylaştırmaktan daha kökten değişimler olduğuna dikkat çeken Cockburn, şöyle devam ediyor:
”Sünnilerin büyük bölümünü oluşturduğu isyancıların arasındaki bazı gruplar, Alevileri, Şiileri ve Hıristiyanları ortadan kaldırılması gereken kafirler olarak görüyor. Televizyonlar ve yazılı basının büyük bölümü, gelişmeleri şeytani bir hükümetin kahraman insanları baskı altında tuttuğu biçiminde gösterme eğiliminde. Ancak başka güçlerin faaliyette olduğuna ilişkin kanıtlar gözardı ediliyor.”
Bu kanıtlara örnek olarak da Halep’teki intihar saldırılarını gösteren Cockburn, El Kaide’ye bağlı Sünni intihar bombacılarının Irak savaşında Şii güvenlik güçlerine düzenledikleri saldırıların benzerlerini Suriye’de gerçekleştiriyor olabileceklerine dikkat çekiyor.
Cockburn, muhaliflerin ise ılımlı görüntülerinin lekelenmemesi için suçu rejimin üzerine attıklarını belirtirken, muhalefetin sorumluluğu üstlenmediği haberlerine eleştirel yaklaşmadıkları gerekçesiyle aralarında BBC ve El Cezire’nin de bulunduğu uluslararası yayın kuruluşlarını eleştiriyor.
Independent on Sunday yazarı, çatışmanın mezhep boyutunun hafife alındığının altını çizerken, Suriye’nin ülkenin toplumlarını paramparça edecek bir çatışmaya doğru başaşağı sürüklendiği uyarısında bulunuyor.
