The Evening Standard gazetesi Türkçe konuşan toplumdaki çeteleşme ve şiddet olaylarına “Kuzey Londra’da Türk çetelerin terörü: Eroin Savaşları, tefeci kıskacı ve infazlar…” başlığıyla tam sayfa ayırdı.
Kurşunlanmış Türk bayrağı fotoğrafının kullanıldığı haberde polisin uzun süre uyuşturucu kaçakcılarına göz yumduğu için bölge sakinlerinin polisle işbirliğinden kaçındıkları öne sürüldü. Çetelere karşı dernek temsilcilerin bile konuşmaktan çekindiğini aktaran gazete Seven Sisters Road’da çeteler tarafından intikam amacıyla bir evin kundaklandığını belirtti.
Haber özetle şöyle devam etti:
“Türkçe konuşan toplumun yoğun olarak yaşadığı Haringey, Hackney, İslinton ve Enfield’deki emniyet amirlerinin Hackney Belediyesi’nde sivil toplum temsilcileri ile biraraya geldi. Polis; olayların üzerine ciddiyetle gittiğini, olaylara karışan bazı çete üyelerinin gözaltına alındığını belirterek Haringey’de haftasonu yapılacak bir düğünün silahlı çetelerce basılması istihbaratı üzerine baskını önlediklerini açıkladı…”
LAMMY: ARKALARINDA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİ VAR
Tottenham Milletvekili David Lammy’nin “çete savaşlarının arkasında uluslararası organize suç örgütleri olduğu” görüşünü aktaran gazete, polisin zor olmasına karşın bölge sakinlerinin güvenlerini sağlayarak çetelerin üzerine gitmesi gerektiğini yazdı.
Polisin bütün şiddet olaylarını 3 yıl önce tutuklanarak 22 yıl hapis cezasına çarptırılan Abdullah Baybaşin (48) ile ilişkilendirdiğini öne süren gazete; “Kuzey Londra Polis Komiseri Steve Kavanagh’a göre Baybaşin 10 milyar sterlinlik İngiltereye gelen bir uyuşturucu trafiğini yönetiyordu” diye yazdı.
Çetelerin Baybaşin’in kurduğu ağ kadar organize olmadığını, güçsüz ve çabuk dağılabilen yapıda olmalarına karşın “şok” edici bir şiddet kullandıklarını belirten Kuzey Londra Polis Komiseri Kavanagh, sokaklardaki tam kontrolun sağlanması için Trident polisleri de dahil olmak üzere silahlı ve köpekli timlerin bölgede konuşlandırıldığını da söyledi.
Kavanagh, Kuzey’de estirilen çete terörünün masum insanları ve dürüst esnafı da mağdur konuma soktuğu ve bölgeye büyük korku saldığını belirterek zor olmasına karşın bölge sakinlerine aşılanacak güvenin polisle işbirliğini getireceğini ve polisin de işini daha kolay yapabileceğini söyledi.
TEFECİLERİN KISKACI
Gazete tefecilerin ağına düşmüş “Ahmet”in anlattıklarını da şöyle aktardı:
“Doğu Londra’da geçen Nisan, tefeciler iki hafta içinde borcumu ödemezsem kemiklerimi kıracaklarını ve beni öldürerek bahçeye gömeceklerini söyleyip, tehdit ettiler. Gittiğim polis ise ‘parayı öde, kaybol ya da tefeciyi mahkemeye ver’ diye 3 öneride bulundu. Mahkemeye gitmek istediğimde elimde herhangi bir belge olmadığını belirtip ‘tanık koruma programı’ndan yararlanmak istediğimi söyledim. Ne yazık ki polis bunu garantileyemedi…”
Tefecilerin Ahmet’in polise gittiğini duyduklarında gülüp geçtiklerini aktaran haber; Ahmet’in, “Londra’nın bir bölgesi olsa da Green Lanes’te çetelerin yasalarının geçtiği başka bir dünya var. Bunun için de kayıplara karışmayı tercih ettim” sözleriyle devam etti.
