Ağustos’un bu sıcak gününde bu köşede bir gezi yazısı ya da bir sergi tanıtımıyla size seslenmeyi çok isterdim… Türkiye gündemi o kadar ağır ki, yazacaklarım hafif kalacak. Gazetelere bir göz atalım: Gaziantep’te çocuk canlı bomba düğünde kendisini patlattı: 51 ölü… Suriyeli mülteci ailenin 1 yaşındaki kızına tecavüz eden çoban tutuklandı…
Nasıl bir Türkiye’de yaşar olduk. “Savaş politikalarının sonucu” tanısı yalan olmaz sanırım. Türkiye’de bir başka nefes darlığı yaratan haber de FETÖ’cü generallerin askerleri bilinçli ölüme gönderdiği iddiaları…
***
Dostlarım İstanbul’da büyük olasılıkla sizin de tanık olduğunuz muhabbetin özeti şöyle:
– İngiltere’den nasıl görünüyoruz?
– Valla olduğu gibi görünüyor.
– Nasıl yani?
– Pilav üstü kuru misali, Ortadoğu üstü batı…
– Ama o senin demokrasi aşığı batı var ya, darbe sonrası sınıfta çaktı. Sana söyleyeyim.
– Yahu komşu bakkal karısını çocuklarını hatta işçilerini dövüp sövüyor. Bir gün dükkana hırsız girmeye kalkınca da komşularından duyarlılık ve destek bekliyor. Yaşanan üç aşağı beş yukarı bu.
***
FETÖ’yü bu güne kadar “el bebe, gül bebe” büyüten siyasi partiler kadar, emek odaklı “devrimci” solun da kabahatli olduğunu düşünüyorum…
Bu sol, FETÖ’nün gizli gündemi ve sinsi yapılanmasını bal gibi biliyordu. FETÖ gericiliğiyle mücadeleleri ne yazık ki hep sözde kaldı…
FETÖ’nün kitle tabanı olan cemaat bütün Türkiye’de olduğu gibi Londra’da da hayatın her alanında çok rahat örgütlendi. Türkiye’de gök gürlese soluğu Trafalgar Medanı’nda alan bizimkiler, her nedense bu sinsi örgüte göz yumdular. Belki de “Türkiye’deki yoldaşlar ses çıkarmadığına göre gerek yok deyü” es geçmeyi tercih ettiler. Öyle ki cemaatin projelerinde bir şekilde yer alan “demokrat” gençler ve “sponsor”ları arasında yer alan her şeye maydonoz “solcu” işdünyasına “N’oluyoz yahu!” eleştirisini bile (her nedense) esirgediler.
Toplum tarihine göz attığımızda 1970’lerdeki çoğu Kıbrıslı kökenli gerici örgütlenmeye karşı İşçinin Sesi’nin sert mücadelesine tanık oluruz. O dönemde İşçinin Sesi’nin ağır toplarından olan Ali Aksoy bir sohbetimizde, “70’lerde gericilere Kuzey Londra’yı dar etmiştik, korkudan sokakta yürüyemiyorlardı. Bizim varlığımızdan dolayı çoğu Güney Londra’ya taşınmıştı” demişti. Toplumdaki emek ve gericilik karşıtı mücadele ne yazık ki 1970’in gerisinde…
***
Türkiye’de FETÖ’nün iş dünyası yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında TUSKON ve Aydınlı Grup, Eroğlu Holding, Orkide yağları, Boydak Holding (Mondi, İstikbal, Bellona) ve Güllüoğlu Baklavalarının da aralarında bulunduğu üye şirketlerine 15 ilde eş zamanlı operasyon yapıldı. Operasyon kapsamında 187 kişinin mal varlığına el konuldu. Daha önce de birçok şirkete FETÖ bağlantısı gerekçesiyle el konulmuştu. FETÖ operasyonlarıyla Türkiye’nin konuştuğu el konulan ya da soruşturmasına giren şirketler ve markaların çoğunun İngiltere’de şube, temsilci ya da franchise yatırımları da bulunuyor.
Darbe giriçimi sonrasında kaçak konumdaki Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek (İpek, Koza, Encore) ile Mustafa Yeşil’in (Axis, Dialogue Society, Wisdom) İngiltere’de pek çok yatırımı olduğunu belirtmeliyim.
***
Dostlarım ABD emperyalizminin simge markası oduğu için 30 yıldır Cola içmiyorum. Beyaz azınlık döneminde Güney Afrika şaraplarını almamıştım. Hala İsrail ürünlerine dokunmuyorum. FETÖ’ye maddi destek olanları da “ambargo” listeme ekliyorum dostlar. Bilgi ve ilginize…