‘Göçmen işçiler köle gibi çalıştırılıyor’

Türkiye’de yayınlanan Birgün gazetesi’nin, TUC raporuna dayanarak verdiği haberde İngiltere’de özellikle göçmen işçilerin köle gibi çalıştırıldığı anlatıldı.


“Pranga krallığı” başlıkla manşetten verilen haberde “Yasal ya da yasadışı olarak çalıştırılan göçmen işçiler, içinde devlet tarafından işletilen Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin (NHS) de bulunduğu İngiltere’nin farklı sanayi sektörlerinde kötü çalışma şartlarına maruz bırakılıyor” denildi.


Oxford Üniversitesi’nden Dr. Bridget Anderson ve Sussex Üniversitesi’nden Ben Rogaly’nin yönettiği Göç Araştırma Merkezi, İngiltere’deki Zorla Çalıştırılan İşçiler ve Göç konulu bir araştırma başlatmıştı. Araştırmanın sonuçları, 23 Çinli işçinin midye toplarken öldüğü Morecambe Koyu trajedisinin birinci yıldönümünde açıklandı.


Raporda, İngiltere’de zorla çalıştırılan işçilerin ve göçün yaygınlığı ile sanayi sektöründe yaşanan rekabetin direkt olarak ilişkili olduğunun altı çiziliyor. Rapora göre; işverenin sömürü ilişkisini anlayabilmek için kabaca piyasadaki güçlerin dengesizliğinin ve küçük üreticilerle müşterilerinin ilişkisinin düşünülmesi büyük önem taşıyor.
 
Çalışma, özellikle inşaat ve tarım alanında çalışan ve en düşük seviyede maaş alan işçilerin, işverenlerinin pek çok sektörde değerlendirme dışı tutuldukları bazı durumların altını çiziyor. Ekonomik koşulların liberal yaklaşımların etkisi altında kalması ardarda gelen Muhafazakar ve İşçi Partisi hükümetleri tarafından desteklenmiş ve sanayi sektöründe uygulanmak üzere asgarinin altında bir ücret uygulaması desteklenmişti.


MODERN KÖLELER
Raporda, ülkeye gelen göçmenler, işveren ve işveren kuruluşları, sendikacılar ve göçmenlerin avukatlarıyla yapılan görüşmeler de yer alıyor. Ayrıca rapor, Uluslarası Çalışma Örgütü’nün (ILO) zorla çalıştırılan işçiler kavramının, ceza kapsamında yapılan ve gönüllülük özelliği taşımayan çalışma ve hizmet şeklinde yapılan tanımını benimsiyor. Uygulanan suistimaller ve sömürü içeren eylemler de bu kategori içinde yer alıyor. Tanım kapsamına giren maddeler şöyle sıralanıyor:


* Büyük sömürü: Göçmen işçiler yaygın olarak düşük maaşlı piyasalara yönlendiriliyor. Yapılan ödemeler de işveren kurumları ve diğer üç parti tarafından kesintiye uğruyor. Bunun sonucu olarak işçilere düşük ücretlerden çok daha düşük ücretler ödeniyor. Düşük ücret alan işçiler arasında saat başı 1 pound ücret alarak pubda çalışan Ukraynalı bir kadın işçi ve dokuz saatlik bir iş gününün sonunda 20 pound alan Hindistanlı bir inşaat işçisi de bulunuyor.


Sendikalar Konfederasyonu’nun yaptığı ve daha önce açıklanan bir çalışmada ev işleriyle ilgilenen hizmetçilerin günde ortalama 17 saat çalıştığı saptanmıştı. Fazla çalışma saatleri, birkaç işte birden çalışmaya zorlanan işçilerin de yaşadığı bir sorun. Nijeryalı bir kadının uzun yıllar boyunca sabah altıdan akşam dörde kadar Londra metrosunda, ardından akşam sekizden sabah dörde kadar Kraliyet Posta servisinde çalıştığı saptandı.


*Borç tuzağı: Araştırmaya göre borç tuzağı işçilerin düşürüldüğü tuzağın en yaygın hali. Borç tuzağı, bir işçinin İngiltere’ye giriş yapabilmek için genellikle çok yüksek faiz bedelleri ile borç almaya zorlandığında ortaya çıkıyor. Sonradan ise bu borç, göçmeni sömürmek ve kontrol etmek üzere kullanılıyor.


Bir kadının yolculuğu gerçekleştirebilmek için 1000 dolar borç aldığı ancak dört senedir İngiltere’de olmasına rağmen borcu geri ödemeyi hala başaramadığı kaydediliyor. Şu anda saat başı iki pound alarak patates cipsi satan mağazada, günde on iki saat çalışan kadın, pazartesiden cumartesiye kadar cipsle besleniyor. Ancak pazar günü yiyeceği için para vermek zorunda. Bazı zamanlarda ise karın tokluğuna barmaid olarak çalışıyor.


*Yıldırma ve şiddet: İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun içinde yer alan çeteler, göçmen işçilere karşı baskı ve şiddet uyguluyor. Örneğin, Polonyalı iki inşaat işçisi ücret ödenmeksizin uzun saatler boyu zorla çalıştırılmış, kaçmaya çalıştıklarında ise kötü bir şekilde saldırıya uğramıştı. Bunun yanısıra, bazı İngiliz işçiler, ekiplerindeki işçileri sınırdışı etmekle tehtid ediyor. Araştırmacıların ortaya çıkardığı başka bir vaka da çalışmak için ülkeye giriş yapan üç Güney Asyalı’nın çalışma şartları dolayısıyla çalışmayı reddetmeleri üzerine tehdit edilmesi. Pazartesiden cumaya kadar 12, haftasonu ise 9 saat çalışmaya ve işvereninin evini temizlemeye zorlanan işçilerin, işverenleri uzlaşmadan kaçınmış ve onları sınırdışı etmekle tehdit etmişti. İşverenden kaçmayı başardıklarında ise işveren çoktan Göçmen Bürosu’na çalışma izinleri olmadan çalıştıklarını bildirmişti bile.


*Hareket alanlarının kısıtlanması: İşverenler ve işveren kurumları, işçilerin pasaportlarını ve kimlik belgelerini alarak zorla çalıştırıyor. 2004 yılında kabul edilen bir yasa ile İngiltere’ye geçerli seyahat belgeleri olmadan girmek suç kapsamına alınmıştı. Raporda, işçilerin, kötü niyetli işverenlere karşı tacize daha açık bir konuma getirildiği belirtiliyor. Pek çok göçmen işçi fahiş fiyatlar ödeyerek aşırı kalabalık yerlerde ikamet ettiriliyor ve işverenlerine daha da bağımlı hale getiriliyor.

778150cookie-check‘Göçmen işçiler köle gibi çalıştırılıyor’

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.