Hasankeyf yeniden tehlikede

Proje, 2002 Yılında Türkiye ve uluslararası kamuoyundan gelen büyük tepkiler üzerine geri alınmış ve hükümet, Hasankeyf’i kurtarmak için söz vermişti. Projenin tekrar gündeme gelmesi, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme sürecindeki görüşmelerde yapılan önerilere de karşı olduğu bildiriliyor.

İrlanda Ulusal Üniversitesi Arkeoloji bölümü öğretim üyesi Maggie Ronayne ve Kürt İnsan Hakları Projesi’nin yaptığı araştırmalar sonucu yazılan raporda şöyle denildi;

“GAP projesi çerçevesinde planlanan İlusu barajı, profesyonel standartlara uymadığı gibi, tüm insanlığa ait olan bir kültürü de mahfediyor. Yoğun kültürel baskıların yaşandığı bir devletin sınırları içinde, böylesine zengin kültürel ve dinsel mirasın yokedilmesini, hükümet ve bu projeye katılan şirketler  umursamıyorlar. Türkiye’nin, Kürt halkı ve diğer azınlıkların kültürel hakları konusunda attığı adımlar, son yıllarda yakın bir takiptedir. AB bu temelde, bu kültürel yıkımı değerlendirmesi gerekir.”

Ronayne’nin bulgularına göre, Devlet Hidrolik Tesisleri gibi bazı devlet kurumları,  barajın inşasının tekrar gündemde olduğunu açıkça söylemektedir. Ayrıca bu söylentiler, TAÇDAM‘da (Tarihi Yerleri Araştırma ve Değerlendirme Merkezi)  araştırma görevlileri tarafından da doğrulandı. Araştırmacılar, tarihi eserlerin kurtarılma operasyonlarının, hükümetle olan bürokratik tartışmalar yüzünden başlayamadığını ancak Hasankeyf’deki tarihsel önemi olan bazı binaların sökülüp, su rezevuarının üzerinde bir ada üzerinde yapılacak açık bir müzeye tekrar inşa edilmesi üzerine planlar olduğunu belirttiler.

İrlanda Indymedia haber sitesinde yer alan bir haberde de son günlerde Türkiye’deki yetkililer tarafından verilen demeçlerin, 2003 yılında Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından verilen sözle çeliştiği aktarıldı. Haberde şöyle denildi:

“Erdoğan, Hasankeyf’in sular altında kalmayacağını, turistik bir yer olarak geliştirileceğini belirtmişti. Yakın bir zaman önce, Turizm ve Kültür Bakanı Atilla Koç da Hasankeyf’i, restore edilecek ve turizm yatırımlarının yapılacağı tarihsel bölgeler arasında göstermişti.

Güney Doğu Anadolu Projesi çerçevesinde planlanan İlusu barajında çok sayıda hidroelektrik santralı yeralacak. Daha baştan, Güney-Doğu Anadolu’da, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgede yer alması nedeniyle tartışmalı olan barajın yapılması nedeniyle tekrar, İsviçre’nin Siemens şirketi tarafından alınmağa çalışılan Avusturya şirketi VA Tech’le bir konsorsiyum kurulmaya çalışıldığı bildiriliyor.

Baraj kurulduğu takdirde, çoğunluğu Kürt kökenli 78 bin kişi yerinden olacak. Ayrıca, akan suyun, Suriye ve Irak’a akışını da etkileyeceği için, komşu ülkelerle yaşanacak sorunları şimdiden tahmin etmek güç değil.

Hasankeyf tarihsel olarak, Doğu ve Batı arasında, Asurlulardan, Osmanlılara kadar dokuz ayrı uygarlığın kurulduğu önemli bir geçiş noktasıydı.  Baraj kurulduğu takdirde, tepeler üzerindeki burçlar hariç bütün kasaba sular altında kalacak. Sular altında kalacak olan tarihi eserler arasında; minaresi Ayyubid mimarisinin en önemli örneklerinden biri olan, 15. yüzyıldan kalma Sultan Süleyman Camii, Anadoluda ender örneklerden biri olan, Merkez-Asya mimarisi üslubunda yapılmış, silindir şeklindeki Zeynel Bey Türbesi, her yıl 30 bin Şii tarafından ziyaret edilen, Hz. Muhammed’in amcası Cafer-i Tayyar’ın torunu İmam Abdullah Türbesi’de var.”

Senede ancak bir ay sürdürülebilen bölgedeki arkeolojik kazılar 1998’de, çeşitli üniversite ve uluslararası araştırma merkezlerinin desteğiyle TAÇDAM tarafından başlatılmışdı.

1105520cookie-checkHasankeyf yeniden tehlikede

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.