Geçen Cumartesi Kıbrıs’ta sendika lideriyken 1958’de Londra’ya sürgün gelen Hulus İbrahim için Londra’daki dostları ve Kıbrıslı 6 kuruluş vefa günü düzenledi. Hulus İbrahim ve ailesinin de katıldığı etkinliğe, kendisinin kısa otobiyografisini yazan birisi olarak büyük bir keyifle katıldım.
Hulus İbrahim, 1867’de Londra’ya gelen Namık Kemal ve arkadaşlarından sonra en önemli siyasi ve toplum içindeki de ilk siyasi sürgün. Hulus İbrahim’in bir diğer özelliği de sol yanındaki cevahirin hiç bir zaman kararmamış olması. Etkinlikte konuşan Yaşar İsmailoğlu, Hulus İbrahim’in her etkinliğe ve her eyleme karısı Rosemary’yi de götürdüğünü belirterek bu yönüyle de kendisine teşekkür etti.
Hulus İbrahim’e uzun ve sağlıklı bir ömür ve uğruna mücadele ettiği huzur ve barış içindeki birleşik Kıbrıs’ta tatil yapmasını diliyorum.
Bu etkinliğin bir diğer farkı da “takdir” anlamında “ödül” değil, sadece vefa borcu için teşekkür günüydü. Zaten Hulus İbrahim’i takdir etmek de hiç birimize düşmez. Bazı kuruluşlardan ödül almaya koşan toplum üyelerinin bu inceliği kaçırdığını da burada belirteyim. “Hulus İbrahim vefa günü”nü köklü 6 Kıbrıslı kuruluş organize etti. Son derece mütevazi bir salonda ev yapımı çöreklerin ikram edildiği bir gündü. Öyle pahalı hotellerde tanınmış simalarla yapılan gösterilerle hiç mi hiç ilgisi yoktu. İyi haber sözünü ettiğim 6 kuruluş, bu tür etkinlikleri sürdüreceklerini açıkladılar.
***
Geçen Pazar öğleyin de İngiltere Alevi Kültür Merkezi-Cemevi’nin (İAKM-Cemevi) Wood Green’deki yeni binasının açılışına katıldım. Hatta bu önemli güne tanık olmaları için kızlarımı da götürdüm. Dünyanın dört bir yanından gelen konukların da katılımı yapılan açılıştan toplumun ne kadar büyüdüğünü hissedebiliyorsunuz. Açılışın kalabalık olması izdiham ve sokakta trafik tıkanıklığına yol açarken pek çok katılımcının aracına park yeri bulamadığı için geri dönmek zorunda kaldığı gözledim.
Yeni mekanın hayırlı olmasını dilerken; İAKM-Cemevi yöneticilerinin omuzlarındaki sorumluluklarının da arttığını, daha profesyonel bir yönetim ile İAKM-Cemevi’nin kurumlaşmasını sağlayacaklarını umuyorum.
***
Gelelim kaçırılmaması gereken gelecek etkinliklere… Bağlama sanatçısı dostum Hüseyin Kaplan ve arkadaşı Dursun Can Çakın bu akşam (12 Ocak Cuma) 19.30’da SOAS’ta “Mistik Anadolu ve Alevi müziği” başlıklı bir dinleti sunacak. Kaçırmayın derim…
***
Birleşik Krallık’ın ödüllü film yönetmeni Ken Loach ve 68 kuşağı liderlerinden Aydın Çubukçu, Mustafa Yalçıner ile STK temsilcisi ve milletvekilleri “OHAL ve KHK’ların altındaki Türkiye” başlıklı konferansta konuşmacı olarak buluşacak. Jeremy Corbyn de bu önemli konferansa katılacağını açıklamasına karşın son anda program yoğunluğundan gelemeyeceğini belirtmiş.
Solidarity with The People of Turkey’in (SPOT) 20 Ocak NEU/NUT sendikalarının “Hamilton House, Mabledon Place, London WC1H 9BD” adresindeki merkezinde gerçekleşecek. Bu konferansı da kaçırmayın derim.
Ken Loach, Aydın Çubukçu ve Mustafa Yalçıner gezegendeki her türlü felakette ilk kurtarılacak isimlerden… Eğer Ken Loach’ın filmlerini şimdiye kadar hiç izlemediyseniz, o zaman kendinize ayıp etmişsiniz. Loach filmlerini ücretsiz internete açmıştı. Googla’da tarayın ve kendinize Ken Loach filmleri ziyafeti çekin. Sonra da konferansta hem Loach’ı dinleyin hem de elini sıkmak için sıraya girin…