Geçenlerde bu arkadaş teknesiyle Kalkan’a gelmiş, Kalkan bir adım daha atsa, Cote d’Azur olacak diye bir yazı yazmış. (İlgilenenler için yazı burda: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=9887649&yazarid=69 )
Şöyle de devam etmiş, “Bana ‘Bu bölgenin yıldızı hangi şehir?’ derseniz, hiç tereddüt etmeden Kalkan derim” demiş ve devam etmiş.
(Bir kere Kalkan bir şehir değil, bir belde.) www.kalkan-bld.gov.tr Bu da hakkında çok iyi şeyler duyduğun Kalkan Belediye Şaşkını’nın web adresi. Bak bakalım, gülmek için lazım olur. Adam korkusundan web sayfası yapamıyor…
“Hiç abartmıyorum Kalkan Belediye Başkanı M.Ş hakkında çok iyi sözler duydum.”
(Kimden duymuş söylese de, biz de öğrensek…) “Biraz çaba harcasa Kalkan’ı Fransa sahilleri ile yarıştırabilir. İtalya’nın Positano’sunu andıracak duruma sokabilir” diye bahsetmiş Kalkan’dan.
Kalkan hiçbir zaman Positano veya St.Tropez olamaz, olma şansını çoktan yitirdi. M.Ş’nin sayesinde.
Mehmet Ali bahsettiği yerleri görmemiş bir insan olsa, kendisine hak vereceğim. Kalkan Belediye “Şaşkını” Başkanı’nı 26 senedir burada yaşayan biri olarak iyi tanırım; ayrıca kendisi uzun zaman muhasebe defterlerimi tutmuştur…
1999 senesi seçimlerinde başkan seçilince beraber çalıştığı Hüseyin Yanar muhasebe bürosundan ayrıldığında, evraklarımı bana sormadan yanında çalıştırdığı elemanı Ali Tunç’a vermişti. Bu olayı hala kendisin soramadım. Gün ola harman ola, sorarız bir gün…
Sözüm ona İngilizler Kalkan’ı bağırlarına başmışlar: “5.300 İngiliz ailenin evi var.” Yahu ilahi Mehmet Ali, sen hocalarından hiç dayak yemedin yahut da hesap bilmiyorsun. Kalkan’ın tamamında 5.300 ev yok. Son seçimde 2.600 seçmen vardı Kalkan’da. Bu seçmenlerin 600 veya 700 tanesi Kalkan’a kış aylarında çalışmaya gelen Doğu kökenli vatandaşlarımızdır. Bunlara kimlerin ikamet temin ettiğini var sen tahmin et…
“Kalkan Belediye Başkanı Mustafa Şalvarlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 bin nüfuslu Kalkan'da 748 konutun yabancılara ait olduğunu söyledi”
M.Ş’nin yaptığı bu açıklama “Kalkan Haber” internet gazetesinde yayınlanmıştır.
Ayrıca 5300 İngiliz’in ev aldığı Kalkan’da yaz, kış İngiliz öpsen geçinirsin. Nerde o günler,
hoş öpen gençler var ama sayıları fazla değil. Yani senin anlayacağın öpen ve öptürenler memnun. Biliyorsun Polat da Sharon Stone’ı öptü. Sen de haber yaptın…
“Kalkan’a gelecek yıl gene geleceğim ve gerçek bir Cote d’Azur olmuş mu, yoksa fakir adamın Kalkan’ı olarak mı kalmış, mutlaka sizi bilgilendireceğim” diye bitirmiş yazısını.
Beni ara Mehmet Ali Bey kardeşim, gereken bilgileri bir de benden sor, M.Ş nin Kalkan’ını. Sana gönderdiğim e-postayı bu yazımın altına ekleyeceğim. Ama sizler büyük adamlar oldunuz bizleri tanımazsınız, ancak işiniz düşünce eski defterleri karıştırırsınız…
—– Original Message —–
From: onder elitez
To: mehmet ali birand
Sent: Monday, September 15, 2008 12:43 PM
Subject: ESKİ BİR ERENKÖYLÜ'DEN KALKAN HAKKINDA BİLGİLER
Sevgili Kardeşim Mehmet Ali,
13 Eylül 2008 tarihindeki KALKAN'la alakalı yazını okudum. Mustafa Şalvarlı’nın Kalkan’ı yakın bir gelecekte Cote d' Azur olacak diye yazıyorsunuz.
Ben eski ERENKÖY'lü Önder Elitez, 26 senedir Kalkan'da yaşıyorum. Müşterek Tanıdığımız arkadaşları buraya yazarsam belki beni hatırlarsınız: Avukat TUĞRUL ALTAN, NASRETTİN ÇOBAN, ÖZKAN DALLI, ERGÜN ACUNER, HAKKI KOZOĞLU ve Boyacı Badanacı KAZIM KUMBARACI.
Gelelim Kalkan hakkında yazdığınız yazıya; gerçeklerle hiç alakası yok. Bu konuda yeterli bilgi ve resimler elimde var, isterseniz size gönderebilirim, insanları yanlış bilgilendirmemiş olursunuz.
Önder Elitez
TÜRK EVİ KALKAN / ANTALYA [email protected]
TEL : 0242 844 31 29 www.kalkanturkevi.com
Fax : 0242 844 34 92
Gsm: 0533 335 35 69
Aşağıdaki linklerde Kalkan hakkında çıkan yazılar var. Gerçekleri okumanız dileği ile..
http://www.kalkanhaber.com/yazar.asp?yaziID=94
http://www.kalkanhaber.com/yazar.asp?yaziID=89
http://www.kalkanhaber.com/yazar.asp?yaziID=82
http://www.kalkanhaber.com/yazar.asp?yaziID=162
http://www.kalkanhaber.com/haber_detay.asp?haberID=161
Herkese Likörlü ve Kahveli Şeker Bayramları dilerim.
Nice Bayramlara…
Sevgi ve selamlar.
Sevgili okurlar size bir de bayram fıkrası, iyi gülmeler!
Oniki yaşındaki oğlan, ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor:
– Abi ablam nişanlanıyor biliyorsun…
– Yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı .
– Ben sana bir şey sormak istiyorum…
– Söyle
– Bu nişan dedikleri ne? Evde sordum, “Eh evlenecekler işte” diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.
– Hıııım… Zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım…
– Dinliyorum.
– Diyelim ki Şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. Sana bir bisiklet alıyorlar ve “Haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin” diyorlar. İşte Şubat ile Haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye “nişanlılık dönemi” deniyor.
– Haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. Peki dokunmaya izin var mı?
– Vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun! ..
