Avustralyalı bir moleküler tanı ve otopsi uzmanı olan Prof. Ian Findlay, Victoria Çağı İngilteresi’nin Karındeşen Jack’ı bulamadığını, çünkü erkek olduğuna inanılan katilin aslında bir kadın olduğunu ileri sürdü. Aynı ilginç iddiayı, 118 yıl önce bir Scotland Yard dedektifi de öne sürmüştü.
Prof. Findlay, “Cell Track ID” adlı bir yöntem kullandığını ve sadece tek bir hücre ya da saç kılı ile DNA profili geliştirdiğini kaydetti. Findlay, “Bizdeki teknoloji polisteki teknolojinin çok ilerisinde” dedi.
Karındeşen Jack’ın geride bıraktığı bir dizi mektup var. Katilin bu mektupları, Londra’daki Ulusal Arşiv’de yer alıyor. Ian Findlay, bu mektuplardaki kan ve tükürük kalıntılarından DNA örneklerini inceledi.
Scotland Yard dedektifi Frank Abberline de katilin kadın olduğunu savunmuş, ancak kimseyi inandıramamıştı. Abberline’nin “Mary Pearcey” adında kuşkulandığı bir kadın da vardı. Ancak Abberline, amirlerini bir kadının böyle acımsız seri cinayetler işleyeceğine ikna edememişti.
Dedektif Abberline’nin kuşkulandığı Mary Pearcey ise sevgilisin karısını bıçakla öldürdüğü için 1890’da asılmıştı. Bu cinayet, Karındeşen Jack cinayetlerine inanılmaz bir benzerlik taşıyordu.
Kasım Cindemir / Hürriyet