Rum Ticaret Sanayi ve Turizm Bakanı’nın, Rum Yönetimi hesabına yapılan araştırmaların sonucunu henüz aldığını; bu araştırmaların, Ada’nın deniz tabanında tahmin edilemez miktarda hidrokarbon yatakları bulunduğunu gösterdiğini öne süren gazete, Rusya tarafından yapılan araştırmaların ve Rum Yönetimi hesabına araştırma yapan Norveç şirketinin yaptığı araştırmanın birbiriyle örtüştüğünü; Amerikalıların da “istilanın eşiğinde olduğunu” savundu.
“Kıbrıs, en azından güneybatısına doğru, yeraltı petrol limanlarıyla çevrilidir” ifadesine yer veren gazete, şunları da yazdı:
“Halen Kıbrıs hükümetinin, İsrail’in ve diğer komşu ülkelerin elinde bulunan çok gizli raporlarda bölgemiz, hidrokarbon denizi olarak tabir ediliyor. Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde ayırdığı 11’inci ve 12’inci parseller tam olarak petrolün ve doğalgazın üzerinde bulunuyor.
Kıbrıs’ın ezeli belası olan Türkiye, petrollerden haberdardır ve bu zenginlikten, Kıbrıs Türk azınlığın da pay almasını istiyor. Kıbrıs ile Türkiye arasındaki deniz bölgesinde hidrokarbon yatakları olduğuna ilişkin hiçbir gösterge yoktur. Olan, Baf ile Limasol açıklarındadır. Yani Türkiye’nin, taksimci bir gelişmeyle bile hak sahibi olmayacağı bölgede.”
