Yasaların başka bir ülkede işlenen insanlık suçuyla ilgili dava açılmasına izin verdiği İspanya’da, bu konudaki ilk örnek, eski Arjantin subayı Adolfo Scilingo’nun (58) davası oldu.
İspanya Yüksek Mahkemesi, Scilingo’yu işkence, yasadışı gözaltı ve 30 ölümdeki sorumluluğundan ”insanlığa karşı suç” işlemekten mahkum etti.
İspanyol yasalarına göre, Scilingo ölümlerdeki sorumluluğu nedeniyle 30 kez 21’er yıl ve diğer suçlardan da 5’er yıl hapse mahkum oldu. Ancak ölüm ve ömür boyu hapis cezasının olmadığı İspanya’da, bir hükümlü en fazla 40 yıl hapis yatıyor.
Arjantin kirli savaş dönemi hükümlüsü Scilingo, soruşturma yargıcına ve gazetecilere verdiği onlarca demeçte, askeri cunta döneminde gözaltındayken ilaçla uyutulmuş çıplak haldeki 30 kişinin uçaktan denize atılmasına yardım ettiğini söylemiş, ancak daha sonra sözlerini geri almış ve bunun ayrıntılı olarak hazırlanmış bir yalan olduğunu savunmuştu.
Arjantin yetkilileri BM’ye iki yıl önce, 1976-1983 yılları arasındaki askeri diktatörlük döneminde kaybolan ya da öldürülenlerin sayısının daha önceki tahminlerin üzerinde olduğunu bildirmişti.
Dönemin BM insan hakları yüksek temsilciliği sözcüsü Şose Daz, yaptığı açıklamada, Arjantin yetkililerinin şimdi, 7 yıllık cunta döneminde öldürülen ya da kaybolanların sayısının 13 bin olduğuna inandığını kaydetmişti.
Arjantin hükümetinin, askeri yönetimin ardından kısa süre sonra hazırladığı raporda, Kirli Savaş döneminde kaybolan ve öldürülenlerin sayısının yaklaşık 9 bin olduğu açıklanmıştı. İnsan hakları grupları ise bu sayının 30 bini bulduğunu kaydediyorlar.
