Köylülerden bakanlığa ‘ağaçlara kıymayın’ çağrısı!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Ormanları köylüden koruyan bakanlıktan, ormanı bakanlıktan korumaya çalışan köylülere…

Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı orman köylerinden biri olan Yaylapalamut’ta Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yapılmak istenen düz ağaç kesimine karşı çıkan köylüler dilekçe ile kuruma başvurarak mühürlenen genç ağaçların kesiminin durdurulmasını istedi. Bölgede yaklaşık 1 milyon 700 bin ağacın kesileceğini öne süren köylüler, kararın yeniden değerlendirilmesini talep ediyor.  Kaş Turizm Derneği de genç ağaçların kesilmesine karşı çıkan köylülere destek verirken Yaylapalamut köylülerinden Özcan Kırmızıoğlu, “Benim işim de ağaçla, marangozluk yapıyorum. Ancak bu şekilde düz kesim yapılmasını doğru bulmuyorum. Mezarlıklarımızda bile bir tane ağaç gölgesi kalmadı. Bir orman köylüsü olarak bu tür kesime bizim gönlümü razı değil” diye konuştu.

SALGIN HASTALIKLAR DOĞAL ALANLARA MÜDAHALENİN SONUCU

Bir yanda doğal alanların tahrip edilmesi sonucu ortaya çıkan salgın hastalıklar, diğer yanda ise doğal varlıkları ekonomik bir sermaye olarak gören anlayışın hız kesmeyen uygulamaları. Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınının ardından doğal alanlara yapılan müdahalelerin azalması beklenirken bunun tam tersi yaşanıyor. Bilim insanlarına göre virüslerden kaynaklanan salgın hastalıkların dörtte üçü, doğal alanların tahrip edilmesinin sonucu ortaya çıkıyor. Bunun önüne geçilebilmesi ise gezegenin doğal mirasının korunmasına ve sürdürülebilir şekilde kullanımına bağlı.

ORMAN KIYIMININ ‘DOĞAL’ OLMAYAN SONUÇLARI SEL VE KURAKLIK

Ormanların hızlı bir şekilde endüstriyel amaçlarla yok edilmesinin yol açtığı “ormansızlaşma”, bütün dünyanın en yakıcı çevre sorunlarından biri. Ormansızlaşma, daha basit anlatımla belirli bir bölgedeki milyonlarca ağacın bir anda yok edilmesi anlamına geliyor. Bu yok oluşun beraberinde yaşanan yıkımların faturası ise ‘doğal afet’ denilip geçiştirilerek hiç hesaba katılmıyor. Oysa son yıllarda yaşanan aşırı iklim olayları, seller, yangınlar ve sulak alanların kaybı doğal afet değil, doğasıyla oynanan yeryüzünün insanlara mesajı olarak da değerlendiriliyor.

TÜRKİYE’NİN ORMAN KÖYLERİ SAYISI SANILANDAN DAHA FAZLA

Türkiye’nin en önemli doğal varlıklarının başında gelen ormanlar, ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 28’ini oluşturuyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün 2015 yılı verilerine göre Türkiye’nin 22 milyon hektarı aşan orman varlığı bulunuyor. Ormanlarla iç içe yaşayan köylerin sayısı ise 22 bin 343. Toplam 7 milyonun üzerindeki nüfus, ‘orman köyü’ olarak tanımlanan (mahalle ve köy) yerleşimlerde yaşamını sürdürüyor. Ancak orman köylerindeki nüfus giderek azalıyor.

KÖYLÜLER GENÇ AĞAÇLARIN KESİLMESİNE KARŞI ÇIKTI

Türkiye’nin binlerce orman köyünden biri de Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Yaylapalamut köyü. Batı Torosların önemli dağlarından biri olan Akdağ’ın güneyinde yer alan Yaylapalamut köyü sınırlarında yer alan kızılçam ormanlarında ‘düz kesim’ yapılacağını öğrenen köylüler, işaretlenen ağaçların olduğu bölgeye gittiklerinde gözlerine inanamadılar. Kesim için işaretlenen ağaçların büyük kısmının genç olduğunu fark eden köylüler, Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’ne bir dilekçe ile başvurarak alanda yeniden inceleme yapılmasını ve genç ağaçların kesiminin iptal edilmesini istedi.

ORMAN İDARESİNE ‘GENÇ AĞAÇ VE FİDANLAR KESİLMESİN’ ÇAĞRISI

Yaylapalamut köyünden 48 vatandaşın imzasını taşıyan dilekçede, Kaş’a bağlı Aklar, Çamlıköy ve Lengüme mahallelerinde 150 hektar, Yaylapalamut’ta ise 30 hektarlık alanda ağaç kesimi yapılacağının öğrenildiğini belirterek, şu ifadelere yer verildi: “Kesilmek için damgalanan mahallemizdeki 30 hektara yakın bölmenin yüzde 80-90 civarında torudan, genç ağaç ve fidanlardan oluştuğunu tespit ettik. Biz mahalle sakinleri olarak esasen kesime karşı değiliz ancak genç sahalardan değil, bakım kesimi yapılmasını istiyoruz. Öte yandan mahallemiz Akdağ’ın hemen altında yer alıp kesim için damgalanan Poruklu, Kocayokuş ve Göcekli mevkilerindeki ormanların düz kesim ile kesilmesi durumunda heyelan riski ile karşı karşıya kalacağımız kuvvetle muhtemeldir. Zira daha önceden Akdağ eteğine doğru yapılan düz kesim sonucu toprak kaymalarının olduğu zeminde gözlemlenebilmektedir.

‘ORMANLAR ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ’

Anılan bölmelerde düz kesim yapılmasının ardından son zamanlarda dünyada olduğu ülkemizde de görülen ve iklim değişikliğine bağlanan sel ve toprak kayması olaylarına rastlanılması kaçınılmaz olacaktır. Düz kesim yapılacak bölgeden mahallemizin sulama suyu kanalı geçmektedir. Kesimden sonra en ufak bir yağmurda bu kanalımızın oluşacak erozyondan dolayı dolması kaçınılmazdır. Tüm bu nedenlerle düz kesim için damgalanan bölgenin yeniden incelenerek değerlendirilmek üzere ehil bir heyetin mahallemize gelmesi, kesimin yaşlı ve kuturlu ağaçlar ile sınırlı olarak yapılmasını talep ediyoruz. Orman köylüsü olarak henüz fidanların da bulunduğu genç ağaçların kesilmesine gönlümüz el vermiyor. Biz ormanları hem kendimiz hem de çocuklarımız açısından geleceğimizin teminatı olarak görüyoruz.”

‘ORMAN KÖYLÜSÜ OLARAK BU TÜR KESİME RAZI DEĞİLİZ’

Yaylapalamut köylülerinden Özcan Kırmızıoğlu ise “Benim işim de ağaçla, marangozluk yapıyorum. Ancak bu şekilde düz kesim yapılmasını doğru bulmuyorum. Mezarlıklarımızda bile bir tane ağaç gölgesi kalmadı. Bir orman köylüsü olarak bu tür kesime bizim gönlümüz razı değil” diye konuştu.

ORMANLARI ARTIK KÖYLÜLER KORUYOR

Köylülerin iddiasına göre düz kesim yapılacak bölgede 1 milyon 700 bin civarında ağaç kesilecek. Orman idaresinin geçmişteki sıkı korumacılık uygulaması, Türk toplumunda birçok öyküye, fıkraya ve türküye konu olmuştu. Orman köylerinde kısaca “Ormancı” olarak anılan Orman Muhafaza Memurları, bir bakıma halkın ormanlar üzerindeki kullanım baskısını azaltmak için görev yapıyorlardı. Ancak bugün Türkiye’nin ormancılık politikalarında geldiği noktada ormanları iktidara karşı orman köylüleri korumaya çalışıyor olması dikkat çekiyor.

TÜRKİYE ORMANLARINDAKİ ÜRETİM BASKISI ARTTI

Köylülerin endişelerinin yersiz olduğunu savunan yetkililere göre ise bölgede yapılacak kesimler planlı bir çalışma kapsamında gerçekleştirilecek. Uzmanlara göre ise Türkiye’nin ormanlardan beklediği üretimde olağanüstü bir artış yaşanıyor. Yakın zamana kadar yıllık ortalama 15-16 milyon metreküplük üretim yapılırken, bu oran günümüzde yaklaşık iki katına çıkarılmak isteniyor.

DÖVİZDEKİ ARTIŞ İTHAL KERESTE FİYATLARINA YANSIDI

Endüstriyel hammadde talebinde yaşanan artışa, dövize dayalı ithalattaki fiyat artışı da eklenince Türkiye ormanları üzerindeki baskı beklenenin üstüne çıktı. Yalnızca Antalya’da değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki ormanlık bölgelerden benzer uygulamalar yaşanıyor.

KAŞ TURİZM DERNEĞİ DE KÖYLÜLERE DESTEK VERDİ

Ormanların düz kesimle tıraşlanmasına karşı çıkan Yaylapalamut köylülerinin talebine destek veren Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Dr. Munise Ozan da Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’ne yazılı başvuruda bulunarak düz kesim konusunda önlem alınmasını talep etti. 17 Temmuz 2020 tarihinde de Kaş’a bağlı Gökseki Mahallesi’nde genç ağaçların kesildiği yönünde ilgili kuruma ihbarda bulunulduğunu anımsatan Ozan, köylülerin taleplerinin değerlendirilmesini istedi.

2439610cookie-checkKöylülerden bakanlığa ‘ağaçlara kıymayın’ çağrısı!
Önceki haberTL toparlanabilir mi?
Sonraki haberKaş’ta imara açılan zeytinlik arazi Erdoğan’ın eski ortağına ait çıktı!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.