Göründükleri gibi de olamazlar, zaman zaman yukarı doğru tükürüp ince nabız yoklamaları yaparlar, birileri tepki gösterene kadar… Tepki görmezlerse sistematik olarak sonraki etaba geçerler, tepki görürlerse geri çekilirler… Kırmızılar her zaman solmak içindir… Ya da, önceden hazırlanmış B planları devreye sokulur… Utanma duyguları pek gelişmemiş olduğu için yüzlerinin kızardığı da pek görülmez… Kayıp trilyondan mahkum kadayıf kızartıcılarının talebeleridir bunlar…
Kendiliklerinden kırmızıda durmayı ise hiç bilmezler… Bakmayın siz dün kırmızı trafik ışıklarındaki göstermelik duruşlara…
80 li yıllardan beri devletin çeşitli kademelerinde bulunmuştur… Kırmızı plakalı bir sürü makam arabası olmuştur ve trafikte asla kırmızıda durmamıştır düne kadar… Lideri de durmamıştır, diğer kabine arkadaşları da… Hatta özel hayatlarında dahi, geçiş üstünlükleri olduğuna müritlerini, ümmetlerini ve kendilerini inandırmışlardır… Kırmızı onlar için yeşildir… Kırmızıya pek saygıları yoktur, hatta Kuzey Irak konusunda koydukları kırmızı çizgilerin bile soluklaşmasını seyretmişlerdir zaman içinde…
Birinci görünümündeki ikinci adam, şimdi Çankaya yokuşundaki ya da meclis kavşağındaki kırmızı ışıklarda durmaktadır selefine öykünerek… Bu bile, o makamı ne kadar zorlama taşıyacağının göstergesidir… Orada oturduğu müddetçe ateşten, kırmızı bir koltuk olacaktır altında… Sırtında ise ateşten bir gömlek… Tomurcuk döneminde üstündeki dikenlerin farkına varmayacaktır, goncagül döneminde dalına ağırlık basacak, gül gibi açılıp saçıldıkça kendi dikenleri gövdesine batmaya başlayacaktır…
Sezer’i sevsin sevmesin herkes onun kişilikli duruşuna alıştıktan sonra, bıyıklı cumhurbaşkanının uzaktan komutalı bir Çankaya noteri görüntüsü vermesi bindirilmiş karizmaları da çizecektir derinden… Şer odaklarına itaat edilirse şeriat kuralları çizer kırmızı çizgileri…
Zaman zaman göstermelik fikir çatışmaları olacaktır hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında, tıpkı kırmızı ışıkta göstermelik durması gibi, takiyyeci… AKP’ye karşı yapay dirençler gösterecek, hatta eleştiriler getirecektir… Suni tarafsız davranışlar, hatta danışıklı vetolar göreceğiz… Oskarlık oyunlar oynanacaktır… Olağan toplantılarının gündeminde bu danışıklı dövüşler senaryolaştırılacaktır… Bir iki sene o makam kanalıyla yandaş atamaları da yapılmayacaktır… Halkın her kesimi sıkı sıkı kucaklanacaktır, suyu çıkana kadar…
En üzücü olan şey, Çankaya’nın, o itibari pozisyonunu, hem imaj hem de önem olarak kaybetmesidir ne yazık ki… Yangından mal kaçırırcasına hazırlanan yeni anayasada nalıncı keserleri yontulmuştur… Cumhurbaşkanlığının yetki alanlarının kısıtlanması, sembolik konuma çekilişi gibi sınırlamalar içerden kemirmeye başlayacak, resepsiyonlara eşsiz katılmak, rahat atamalar yapamamak, her hareketinin gözetim altında tutulması ise dış baskılarla tost edecektir makamı ve sahibini…
Kırmızı kart gösterilene kadar cümbür cemaat başımızdalar… Örtülü olarak…
