Kıssadan hisse…

Kanada’daki kadim dostumuz Gönül ve Yüksel Oran’ların gönderdiği “ suya-sabuna” dokunmayan (!) bir fıkrayı aynen köşeme taşıyorum.
ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi bu!
Öğrenciler sınıfta hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film
gösterilmeye başlanmış.
Filmin adı: “Küçük Tavuk”
Ekranda, bir kümes var.
Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu var.
Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.
Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.
Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen, beslenemeyen, zayıf düşen bir tavuk ailesi var.
Yaşlı ve büyük horoz ise, tedbir maksadıyla dışarı bırakmadığı tavuklara da ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını bir çeşit sağlıyor.
Kümese giremeyen tilki de bu hususu çözmek için kümesin tellerinin üzerine küçük bir delik açarak, kümesin içindeki küçük ve genç bir horozla diyaloğa giriyor hatta ona biraz mısır veriyor.
Mısırı yiyen küçük ve genç, her gün bu deliğin önüne geliyor ve tilkiden mısırını alıyor.
Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince, genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.
Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü ve etkinliği de kırılmış oluyor. Hatta çevresinde ona itaat eden, onun sözünü dinleyen tavuklar her geçen gün azalıyor.
Iktidar gücü ise tilkinin beslediği genç horoza doğru kayıyor, hem genç horoz güçlenip kuvvetleniyor, hem de genç horoza biat eden diğer tavuk ve kümes halkı beslenip, obez derecesine gelip irileşiyor.
Tilki ise nihayetinde kümesin o küçük deliğinden mısır vermeyi bırakıyor, mısırları kümesin önüne atıyor…
İşte tam bu aşamada kümesin içindeki yaşlı horoz ve kalan üç beş taraftarıyla tilki yanlısı grup
arasında büyük bir kavga başlıyor.
Tecrübeli grup asla dışarı çıkılmamasını ve kapının önüne bırakılan mısırların yenilmemesini
ısrarla istiyor. Lakin genç horoz ve grubu korkarak da, olsa kapının önüne boyunlarını uzatarak ve çekerek mısırı yemeye başlıyorlar.
Bakıyorlar ki tilkiden bir saldırı ve zarar gelmiyor. Hatta tilki ortalıktan bile kaybolup gidiyor. Kümesteki genç lider ve kümes ahalisinin tüm korkuları
yok oluyor.
Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor.
Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.
Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.

Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye
çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse
başlamış.
Bu fıkraya bir şey eklemeye ihtiyaç duyan varsa, lütfen elini kaldırsın.

1630450cookie-checkKıssadan hisse…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.