Kullandığımız sözcükler bizi anlatır

Konuşmanın yanında, konuşurken üslupta çok önemlidir. Konuşma kurallarına dikkat edersek konuşmamızın etkisini görürüz.


Dediğimiz gibi, kişilerin fikri derinliğini, düşünce ufkunu, bildiğini aktarmada kullandığı kelimeler kişinin bilgisini ve görgüsünü gösterir.


Kelimeleri yerli yerince kullanabilmek için önce birikiminiz olmalıdır. İki kelime, az internet kültürüyle konuşmaya başlarsak, gülünç duruma düşeriz.


Hele lise mezunu isek ve de günlük lazım olan yazabileceğimiz mevzuu da pot kırarsak kendimizin bilgisizliğini sergilemiş oluruz.


Öğrencilik yıllarında öğretmen beğenmeyen, derslere burun kıvıran, dilekçe yazmakta problem mi diyen gençlerin, günlük hayatta bocaladıklarını görünce insan elem duyuyor.


Geçenlerde öğretmen arkadaşın biriyle oturuyorum. Genç, öğretmen arkadaşa günaydın dedi. Kaleminiz var mı dedi?


Öğretmen arkadaşta selamını aldı ve arkadaşım kalemini nazikçe gence, verdi. Gencin elinde yazmak için aldığı kâğıt vardı.


Arkadaşım, gence hayırdır diye sual etti. Genç dilekçe yazacağım dedi.


Arkadaşla iyi dedik ve konuşmaya, sohbete devam ettik. Genç yine geldi. Dilekçenin sonunda rica ederiz, yazdım, dedi.


Sabırla arkadaşım dedi ki, astlar üst makamdan rica edemez dedi. Anlamadım dedi genç. Anlamadığı belliydi lakin anlamış gibi yapıyordu. Hep bundan kaybettik ya, anlamadan anlamış gibi yapmaktan çok zarar gördük.


Müdürlüklere yazılan dilekçelerde, sen arz ederiz yazmalısın dedi. Genç şükür anladı. Sonra tekrar geldi.


Dilekçenin inceliklerini öğrenmiş tavırlardaydı. Hayırdır, mesele nedir dedik? Öyle cümle kurdu ki, doğru bir kelimesi yoktu.


Kanun diyeceğine, müfredat dedi. Müfredat ne dedik, milli eğitimin yazısı dedi.  Okumuyoruz demeyeceğim.


Okumadığımız gibi ders esnasında öğretmenimizi dinleme zahmetinde de bulunmuyoruz. Gençlere diyoruz ki, kültürlü olmanız için okumalısınız.


Kelimeleriniz sizin ne kadar birikimli olduğunuzu anlatır. Ben ne kadar bilgiliyim, kültürlüyüm deseniz de gerçekler ortadadır.


Yine geçenlerde çok şaşırmıştım. Yarışmanın birisinde yarışmacı kendini tanıtıyor, edebiyat öğretmenliği üçüncü sınıf öğrencisiyim diyor. Sunucu kısa hasbıhalden sonra soruları yöneltiyor.


Soru geliyor “neşriyatın anlamı nedir” ? Edebiyat öğrencisi üçüncü sınıf hemen bilir düşüncesindeyim.


Biliyor musunuz üçüncü sınıfta okuyan öğrenci beni de, sunucuyu da yanıltarak cevap veremedi. Neşriyatın ne anlama geldiğini bilemedi.


Öğretmenin biri de” şirazeden çıktı bu iş “dedi. Şirazenin anlamını bilmeyecek kadar değildir dedim içimden, sözlükten araştırdım, öğretmenin kullandığı anlamla yakından, uzaktan ilgisi yoktu, şiraze kelimesinin.


Radikal yazarı ”Hakkı Devrim’ “den ders mi alsak, ne yapsak dedim? Demek ki, kelimeleri yerli yerince kullanabilmeliyiz ki gülünç duruma düşmeyelim.


Ağzımıza gelen kelimeyi değil de,  uygun kelimeyi kullanmalıyız. Yazmalıyız, söylemeliyiz. Sözcükler bizim bilgimizin aynasıdır.


Ufkumuzun genişliği kelimelerimizle, söylediğimiz sözcüklerle ortaya çıkar. Okullardan mezun olmak yetmez, meslek sahiplerine.


Okumak, okuduğunu anlamak gerekir. Yoksa nice okumaktır…



 

714300cookie-checkKullandığımız sözcükler bizi anlatır

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.