Kurban bayramı yaklaşırken…

Kurban bayramı yaklaşırken, sokaklarda ve sokağa bakan duvarlara asılan afişlere gözüm ilişir. Afişlerde, kurbanın bedeli yazılı olur ve her sene bu bedel değişir. Ülkelere göre bedellerin fiyatları vardır. Afrika ülkeleri en ucuzudur!

Kurban bayramı yaklaşırken, yeni kurulmuş dernek ve vakıf var mı diye de bakarım, çünkü her bayram öncesi biri daha katılır bu para toplama işine. Para toplayalım ki, afişlerin ve flamaların daha büyüğünü ve daha güzelini duvara asalım diyedir sanki. Daha çok para toplayan, afişinin boyutunu büyütür. Toplanan paranın kime gittiği belli olur, gözümüzün içine batar ama görmemezlikten gelinir. Para, kim için toplanıyordu gerçekten?

Sokaklardaki afişlerde, bayramın geldiğini ve yardımların kimlere gideceğini anlatan ibareler bulunur. Afişler, her bayramda değiştirilir. Güzel baskılar ve resimler ile süslüdür. Afişler; ‘gel merhametli vatandaş yardım et, ki yardımını istediğin yere verelim!’ diye çağrıda bulunur. Bulunur da, afişi gören, yardımın hedef kitleye gitmediğini bilir, çünkü o afişin parası, kendisinin vereceği paradan daha pahalıya mal olduğunu bir bakmada anlaşılır! Maliyeti, vereceği yardımın üstündedir. O halde, bazıların verdiği yardım hedefe gitmez, yolun başında matbaaya ya da afişi hazırlayana gider! Afişi yaptıran, afişi astırmak için de para vermek zorundadır. Yardımların bir bölümü, afişlerin sayesinde yollara gider!

Yardım kuruluşların bir de merkezleri vardır, öyle maliyeti ucuz merkezler değildir, görselliğe önem verilmiştir. Ye kürküm ye durumunu anlatır gibidir, masallarda geçen sırça köşkler gibidir! lüks döşenmiş merkezler, yardımlar sayesinde ayakta durmaktadır. Çalışanı yanında başka maliyetlerde vardır. Bu maliyetler yardımlar sayesinde karşılanır. Bu maliyetlerden arta kalan bir bölüm ise, yardım olarak hedef kitleye ulaştığı söylenir. Kaç kişinin, ne kadar yardım verdiği ve kaçının yardımı, hedef kitleye gittiği belli olmayan bir düzen kurulmuştur. Yardım verilme sahneleri kurgulanarak verilir. Hangi koşullarda ve kimlere verildiği pek sorgulanmaz.

Bayramlar yaklaşırken, belirli siyasi hedefi olan dernekler ve vakıfların afişleri yollarda ve duvarlardaki yerini alır. Huzurlu bir toplum istekleri sloganlardaki yerlerini, başka sözlere bırakmıştır. Huzur artık oluşmuştur. Dernekler, vakıflar istedikleri gibi propaganda eşliğinde gönlü bol, cebinde az parası olanın yardımını, kendi kurumuna çekmek için, aralarında kıyasıya yarış yaparlar.

Kurban bayramı yaklaşırken, kimin kurban, kimin hayırsever olduğunu karıştırırım! Hayırsever olduğunu ve hayrı, hayra ihtiyaç duyana götürdüğünü söyleyenlerin ne kadar dürüst ve namuslu olduklarını sorusunu dahi sormam, çünkü her şey ortadır, yeter ki görmek iste!

Kurban bayramı yaklaşırken, bayramın gerçek kurbanları hayır yapmaya devam ediyor! Çünkü afişler, programlar, bildiriler… kimi, hedef kitle olarak seçtiğini göstermiyor mu? Kurban gerçekten insan dışında bir canlı mıdır?

Eski dinlerde, insan kurban edilmesi doğaldı, o düşüncenin ve alışkanlığın değiştirilmesi için başka bir canlı kurban olarak gösterildi ki insan kurban olmaktan kurtulsun! Fakat yaşadığımız çağda, kurban, yeniden insan oldu gibi geliyor bana, gerçi kanı akmıyor ama başka bir anlamda kurban konuma gelmiş durumdadır. Bayramlarda hedef kitleler, yönlendirilmekte ve bu yönlendirme ile birlikte yeni seremoniler ortaya çıkmaktadır. Başlangıçta oluşan duygular ve inançlar mutasyona uğramıştır! İnsan yeniden kurban konumuna dönüşmüştür!


—————————————
http://cemoezkan.blogcu.com

1585430cookie-checkKurban bayramı yaklaşırken…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.