Meriel Beattie’nin Kiziltepe’den yazdığı haberde Kasım ayında Mardin’in Kızıltepe ilçesinde güvenlik güçlerince öldürülen tır şoförü Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur’un öyküsü anlatıldı.
Polisin, açılan ateşe karşılık verildiği şeklindeki açıklamasından, polis tarafından 12 yaşındaki Uğur’un cesedinin yanına bir tüfek bırakıldığı iddialarına birçok ayrıntıya yer veren gazetede şu bilgiler aktarıldı:
“Uğur’un öldürülmesiyle görülmemiş bir şey oldu. Kürt azınlığa yönelik kötü muamelenin görmezden gelindiği bir ülkede, kamuoyu bu olayla ilgileniverdi. Uğur’un gazetelerdeki fotoğrafı insanları etkilemişti… Gazeteler, Uğur’un sırtındaki 9 kurşunun da sadece 50 santim mesafeden ateşlendiğini söyleyen otopsi raporunu yayınladılar. Olayı araştıran bir parlamento komisyonu güvenlik güçlerini eleştirdi. Başbakan olaya dahil oldu ve Uğur ve babasının vali tarafından terörist ilan edilmesini eleştirdi… laya karışan polislerden dördü görevden uzaklaştırıldı ve dava için gün alındı. Ama şimdi bu ivme kaybolmuş gibi görünüyor. Yeniden göreve dönen polisler, başka bölgelere atandı.”
İnsan Hakları Derneği Başkanı Hüseyin Cangir’in “Türkiye hukuk devleti olma çabasında ama hala polis devleti” demecini aktaran gazete, küçük Uğur’un babasının PKK’ye destek olduğu savıyla iki kez gözaltına alındığını aktardı.
Ahmet’in kardeşi Reşat da bölgenin sorununu şöyle özetledi:
“The Independent’e verdiği demeçte “Eğer bu çocuklar yetiştiklerinde kendilerine bir güvence sağlanamazsa ne yapacaklar? Ya kapkacçı olacaklar ya da PPK’ya katılacaklar.”
UĞUR KAYMAZ?
Mardin-Kızıltepe’nin Turgut Özal Mahallesi’nde 21 Kasım 2004 günü, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası, özel tim tarafından ‘terörist’ diye öldürülmüştü. Uğur’un elinde koca bir tüfekle 8 el ateş ettiği iddia edildi. Acılı anne Kaymaz’ın hakkında ise örgüt üyeliğinden 24 yıla kadar dava açıldı. Savcılık, Kaymazların evinin ise, ‘milis evi’ olduğunu iddia etti.
