Duyarlı bir arkadaşımdan gelen bir e-maili sizinle paylaşmak istiyorum. Arkadaşım e-mailin sonuna bir de not iliştirmiş; demiş ki; “Belki bu maili 10 kişiye yollarsanız hayatınızda büyük değişiklikler olmayacak. Ya da kimseye yollamazsanız hayatınız kararmayacak. Fakat bu iş için harcadığınız zaman ve emek, çok daha iyi değerlendirilmiş olacaktır. Lütfen en azından tanıdıklarınıza forward edin.”
Ben forward etmenin ötesinde maili sizlerle paylaşarak bir adım daha ileri gitmek ve konuyla ilgili size bilgi vermek istiyorum. Mail şöyle:
“Merkezi Ankara’da olan Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) 3.5 yıllık bir vakıf olmasına rağmen Türkiye’nin ilk lösemili çocuklar hastanesini Ankara’da kurdu.Yemeğinden pijamasına, muayenesinden tahliline her şey ücretsiz olarak çocuklara sunuluyor. Ankara dışından gelen ailelere de apart oda hizmeti veriliyor. Vakıf kullanmadığımız giysi, ev eşyası, oyuncak, bisiklet ve yiyecek yardımlarını kabul ettiği gibi, tutarı ne olursa olsun yapılan bağışları da bekliyor.”
Mailde telefon ve hesap numarası da var ama ben o kısmı sansürlüyor ve burada yayınlamıyorum. Çünkü mail önemli bir konuya değinmekle birlikte bence yanlış bilgiler içeriyor. Her şeyden önce LÖSEV 3.5 yıllık bir vakıf değil. 1998 yılından beri lösemili çocukları tedavi amacıyla hizmet veriyor. Resmi internet sitesi www.losev.org.tr de kuruluşlarını şöyle anlatıyorlar:
“Lösemili çocukları tedavi amacıyla SSK Ankara Çocuk Hastanesine yatırdığımız ilk günlerdi… Hastane yönetiminden çocukların odaları için küçük bir televizyon talebine aldığımız olumsuz yanıt sonrasında o hastanede çalışan doktorlar, hemşireler ve personel, aramızda para toplayarak küçük bir televizyon aldık. İlk zamanlarda bir çocuğumuzun yol parasını ya da okul ihtiyacını karşılamak bizler için büyük sorundu. Ancak günler geçtikçe büyüdük, güçlendik; projeler geliştirdik, hedeflerimizi büyüttük. Çocuklarımızın her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için dürüstçe ve tüm enerjimizle çalıştık.”
İşte LÖSEV’in o projelerinden biri LÖSANTE’ydi. Yani Lösemili Çocuklar Hastanesi. Bu hastaneyi de 24 Eylül 2000 tarihinde hizmete açtılar. Yani mailde yazdığı gibi hastane yeni açılmış değil.
Ankara, Gaziosmanpaşa’da 8 katlı bir binada hizmet veren bu hastane, gelişmiş sağlık hizmetlerinin yanı sıra çocukların sosyal ihtiyaçlarını da giderecek şekilde düşünülmüş. Hastanenin bir katı tiyatro, sinema, müzik, oyun ve bilgisayar odaları olarak hazırlanmış. Hastanenin çevresine de ailelerinin kalacağı yerler yapılmış.
LÖSANTE’de 30 yataklı ünite, 6 yataklı yoğun bakım ünitesi, 1 ameliyathane, 12 yataklı ayakta tedavi ünitesi, 4 poliklinik odası, acil müdahale odası, hematoloji-mikrobiyoloji-biyokimya laboratuarları, doku bilgi bankası, kan bankası, radyoloji bölümü bulunuyor.
Lösemili ve kan hastası çocukların, sağlık ve eğitim başta olmak üzere her türlü ihtiyaçlarının sağlanmasına yardımcı olmak, bunun yanı sıra, kan hastalıkları konusunda ulusal düzeyde tedavi, eğitim ve araştırma kurumları kurmak ve işletmek olan LÖSEV’e yardım etmek elbette ki bir insanlık görevi.
Çünkü Türkiye’de her yıl 1000-1200 çocuk lösemiye yakalanıyor. Bu çocuklara ve ailelerine yalnız ve çaresiz olmadıklarını göstermek gerek. Vakıf işte bunu yapıyor. Sadece çocukların tedavisini üstlenmiyor, lösemi hastalığını tanıtmayı, lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmayı ve bu sayede toplumu bilinçlendirmeyi de amaçlıyor.
İşte bu yüzden tıpkı maildeki gibi her türlü yardım ve bağışı hak ediyorlar. Yardım ve bağışlarınız için gerekli olan bilgileri vakfın resmi internet sitesi www.losev.org.tr den öğrenebilirsiniz.
