Madımak Vahşetiyle yüzleşelim!…

Bugün 2 Temmuz. Madımak vahşetinin 15. yıldönümü…

35 aydın ve sanatçımızın yakıldığı gün bugün…

Katliamın üzerinden 15 yıl geçti. Göstermelik yargılamaların gerçeğin üzerini örtme ve asıl suçluları korumaktan öte bir anlamı olmadı. Katliamın asıl suçluları ortaya çıkarılmadı hala.

1 Mayıs 1977, Sivas ve Maraş 1978 katliamlarının suçlularının ortaya çıkarılmadığı gibi.

Bu katliamlar açığa çıkarılıp failleri yargılanmadığı için, 2 Temmuz Madımak katliamı, hatta yeni katliamlar kimse için sürpriz olmamalıdır.

Asırlar önce Pir Sultan Abdalı asan, Hallac-ı Mansur'u yakan, Nesimi'nin derisini yüzen zihniyetin hortlaklar gibi modern zamanların Türkiye’sinde, kah "Hayata Dönüş" , kah Ya sev, ya terket" , Kah "Tekbir"  diyerek aramızda dolaşması da kimse için sürpriz olmamalıdır.

İnsanların yakıldığı, insan etinin yandığı bir mekanda, bu nasıl insanlık durumudur ki, insanların et yiyebilmesi, iktidarıyla muhalefetiyle insani olmayan bu durumu hep beraber hazmedebilmemiz de kimse için sürpriz olmamalıdır.

Devleti yöneten güçler, tarihin tüm dönemlerinde halka  işkence yaptılar, öldürdüler, yok ettiler halkı. Hiçbir zaman da işledikleri suçların hesabını vermediler. Toplum isteyerek ya da istemeyerek ortak olduğu bu suçlarla yüzleşemeyince unutmak istedi, unutamadı. Toplumsal bünyemizde  “gizli” suç tabakalarının ve travmatik halin katlanarak  birikmesi kaçınılmaz oldu..

"Sürekli suçluluk" hali, vicdansızlık ve adaletsizlik, ama öte yandan umarsızlığın getirdiği davranış biçimleri temel toplumsal hasletimiz oldu.

Yüzleşilmeyen ve müeyyidesi olmayan suçun, her daim bir karşılığı olacaktır çünkü.

***

Madımak  katliamını unutmayacağız!.. İnsanları düşüncelerinden, inançlarından ve kimliklerinden dolayı yakılmadığı, yok edilmediği çağdaş bir ülke, demokratik bir toplum yaratma kararlığımızın kaynağı ateşte yanıp kül olanlardır çünkü…

Madımak’ta yaşanan vahşetin temel faillerinden  şeriatçı güçleri unutmayacağız!. Alevi- solcu düşmanlığını insan yakacak kadar ileri götüren bu çağ dışı, yobaz vahşileri unutmayacağız. 35 insanı sekiz saat boyunca " Tekbir" eşliğinde oya işler gibi yakan zihniyet dünyasını ve küçük figüranlarını unutmayacağız.

Geçmiş 1 Mayıs, Sivas, Maraş, Çorum katliamlarında faşist çeteleri alevi halka ve sola karşı kim kullandıysa, 2 Temmuz Madımak katliamında da  aynı güçlerin kullandığını biliyoruz.

Eşitlik, özgürlük, kardeşlik kuşaklarını, 68’ lileri, 78’lileri yok edenleri, Türkiye’nin geleceğini karartan bu Amerikan uşağı karanlık güçleri, biz çok genç yaşlarda tanıdık. Nasıl Maraş'ta katliamı seyretmişlerdi, Madımak’ta insanlar yakılırken seyrettiler. Nasıl Maraş'ta  katliamı yolunu açtılar ve soruşturmaları kararttılarsa, Sivas'ta da aynı şeyi yaptılar.

Toplumu kontrol altında tutmak, darbeci-militarist rejimi derinleştirerek sürdürmek isteyenler,  güçlü bir anti-militarist toplumsal- demokratik mücadeleyle karşılaşmadıkları sürece kıyıcılıkla ve manipülasyonla ülkeyi yönetmeyi sürdüreceklerdir. Hiç şüphemiz olmasın!

 ***

İktidarın da, muhalefetin de asıl rengini ortaya çıkarmanın nirengi noktası, emeğin hakkına, adalete ve özgürlüklere karşı takındıkları tutumda yatmaktadır. Sadece kendine                                          
müslüman olanların, 15. yılında Madımak katliamına karşı sergiledikleri tutum olacaktır ölçümüz…

Savaşa karşı barıştan, bölünmeye karşı birlikten, hak ihlallerine, adaletsizliklere ve  darbeye karşı gerçek bir demokrasiden yana olup olmadığımızın ölçüsü, Madımak’ta katliam yapan güçleri ve  zihniyeti açıkça mahkum etmekten, Madımak katliamını  toplumsal yas ilan etmekten  geçiyor.

Bilelim ki, Türkiye'ye dayatılan saflaşma sahtedir. Postal ile Takunya arasındaki saflaşma sahtedir. Unutmuş görünenlere hatırlatalım: bugün laiklik ve türban üzerinden  iktidar kavgası yürütenler, dün Madımak  katliamında beraberdi..Takunya yakarken, postal koruyordu!..

1970'li yıllarda Milliyetçi Cephe içinde Alevileri ve solu katlediyorlar,  darbe koşullarını hazırlıyorlardı. 2007 ve 2008  1 Mayıs saldırılarını da  beraber yönettiler

Alevilerin haklarını tanımamakta sergiledikleri birliği, Kürt sorununu ezerek çözmede de sergilemeye devam ediyorlar. Madımak müze değil, kebap evi ise, bunun da sorumlusu, bugün birbirleriyle iktidar kavgası yapan iki gerici-militarist gücün, emek, hak, hukuk düşmanı ortak karakterinde yapmaktadır.

***

Altı yıldır Türkiye tarihinin en büyük parlamenter sayısıyla iktidar olan AKP,  Sivas yangınını söndürmek için parmağını kımıldatmadı. Alevi sorununu güncel Hızır Paşalar aracılığıyla saptırmaya, emeği örgütsüzleştirmeye ve yeni kullaştırmalar yaratarak toplumu çürütmeye çalıştı…

CHP'nin  sicili çok mu temiz? Hiç değil!… Solingen anmalarına koşa koşa gidenler, Madımak katliamı sırasında iktidar ortağıydı. Alevi sorununda seyirci oldukları gibi Madımak’ın  müze yapılmasını gündemlerine dahi almadılar. Unutmayacağız.

Madımak vahşeti orta yerde dururken demokratikleşmek, Alevi sorununun çözümü ve kardeşçe bir arada yaşamak olanaklı değildir.

Madımak üzerinden alevi halkın yaralarını adalet duygusuyla sarmak, yakanların yananlar karşısında vicdanını ortaya çıkarmak ve katliamların ektiği zehirli cangıllara son vermek, Madımak'ı bir İnsanlık müzesine çevirmek, öncelikle Sünnilerin sorunudur.

***

Madımak özgülünde, çözmemiz gereken temel sorunlarımızdan biri de Alevi sorunudur

Alevi sorununun çözümü gerçek bir laiklikten, Alevilere yönelik her türden dışlama ve eşitsizliği ortadan kaldırmaktan geçiyor. Gerçek bir laiklik için zorunlu din derslerinin kaldırılması, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın lağvedilmesi, devletin tüm inançlara eşit mesafede durmasını başlangıç talepleri olarak ilan edilmelidir.

Gerçek bir laiklik ve gerçek bir demokrasi istiyoruz. Laikliğin ve demokrasinin olmadığı bir ülkede, bu yangının dönüp yarın herkesi yakabileceğini hatırlatıyoruz.

________________

* 78’liler Girişimi

1078400cookie-checkMadımak Vahşetiyle yüzleşelim!…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.