Viyana’da yaşamını sürdüren saz sanatçısı Muharrem Çukacı’nın eşliğinde iki genç kızın söyledikleri iki türkü sonrasında bir dakikalık saygı duruşuyla etkinlik başladı.
Etkinlikte Madımak şehitlerinin isimleri teker teker okunarak, onlar için düzenlenmiş mum ve fotoğraflarla süslü köşeye birer karanfil bırakıldı. Daha sonra ise Viyana Alevi Kültür Birliği başkanı Kazım Gülfırat’ın konuşması vardı. Konuşmasında Gülfırat “yeni katliamlara fırsat vermemek için Alevi Sünni ayrımı yapmadan karanlığa karşı aydınlıktan yana olan herkesin acilen birleşmesi gerekir” dedi.
Ayrıca konuşmasında VAKB Başkanı Gülfırat “Son dönemlerde karanlıktan beslenen güçler, kendilerine direnen aydınlarımızı teker teker içeri almışlardır, yobaz ve bölücü güçlere karşı birlikteliğin tam zamanıdır” dedi. Alevi Sünni ayrımı yapmadan bir araya gelmediğimiz takdirde 17 yıl önce Alevilerin Madımak’da yaşadığı katliamı bugünlerde başkaları da yağayabilir diyen Gülfırat’ın konuşmasından sonra “Madımak Belgeseli” gösterildi. Madımak Belgeseli gösterilirken bazı izleyicilerin “17 yıldır izlediğimiz bu görüntülere artık dayanamıyoruz” diyerek dışarı çıktıkları görüldü. Dışarı çıkanlar arasında Madımak Katliamında iki çocuğunu kaybeden Ozan İsmail Kaya da vardı.
Belgesel gösteriminden sonra VAKB adına araştırmacı yazar Kazım Balaban 2 Temmuz 1992’ye gelişin tarihini anlatırken,”daha fazla şeriat istemenin ürünüdür Madımak” demiştir. Konuşmasında büyük gazetelerden bazı yazarların, 2 Temmuz sonrası yazmış oldukları yazılarında Aziz Nesin’i suçlu ilan etmelerinin haksızlığına da vurgu yapan Balaban: “Cuma namazından çıkarak Madımak Oteli’nde insan yakanlar, bizim bu olayla ilgimiz yoktur diyorlarsa, bugüne kadar tam 417 Cuma namazı kılınmıştır, bir Cuma namazından çıkıp Madımak Oteli’ne karanfiller bırakmalarını görmek isterdik” diye sözlerini sürdürdü.
Daha sonra ise Madımak Oteli şehitleri Koray ve Menekşe Kaya’nın babası Ozan İsmail Kaya sahnede yerini aldı. İsmail Kaya türküler eşliğinde hem kendi çocukları hem de diğer semah ekibinde yer alan sanatçılarla anılarını anlattı. “Sadece Koray ve Menekşe benim çocuklarım değildi, diğerleri de benim çocuklarımdı, onlarla yeni kuruduğumuz Pir Sultan Abdal Derneği’nde semah çalışmaları yaptık, onların hocasıydım” diyen İsmail Kaya “Sorma birader mezhebimizi” türküsü ile başladı. “Bu türküyü kaybettiğimiz semahçı kızlarımızdan Asuman hep çalmamı isterdi” diyen İsmail Kaya Sivas Davası süresinde yaşadıkları zorlukları anlattı. “Dava’yı Sivas’ta görmek istiyorlardı, zamanın Adalet Bakanı ve bugünlerde Ergenekon davasında tutuklanmak istenen Seyfi Oktay, kendisine buradan selam gönderiyorum, davayı Ankara’ya aldırmıştır, dava süreci içinde biz yakınlar polisin defalarca coplamalarına maruz kaldık” diyen İsmail Kaya türkülerini sürdürmüştür.
İsmail Kaya türküleri arasında yapmış olduğu konuşmasında Aziz Nesin’e yapılan suçlamanın haksız olduğunu, “Aziz Nesin kışkırtıda bulunduysa, konuşmasıyla biz Alevilere söz etmiştir. Aziz Nesin Sivas’ta iki gün boyunca gezmiştir, yemiş, içmiştir, Sivas’ta kimse ona bir şey dememiştir. Esas olan organize bir kalkışma vardı, bu kalkışmada da cumhuriyet düşmanı çeşitli tarikatlar çevre illerden getirmiş oldukları kişilerle Madımak olayını hayata geçirmişlerdir” siyen Kaya vermiş olduğu konserde evlat acısını ön plana çıkaran ağıtlara yer vermiştir.
İsmai Kaya’dan sonra ise başta Cem Vakfı Avusturya temsilcisi, Avusturya Atatürkçü Düşünce Derneği ve Muhabbet Kültür Derneği başkanları başta olmak üzere Madımak Oteli ve günümüzün siyasi konularına ait düşüncelerini belirtirken “Her türden emperyalizme karşı durmanın ve onların oyunlarına gelmemenin gerektiği” konularına vurgu taptılar. Cem Vakfı Avusturya Temsilcisinin ise “Ergenekon denilen tertibin hedefinin Aleviler olduğunu anladık” dedikten sonra “Seyfi Oktay’ın arkasındayız” sözleri dikkat çekti.
