Maksat sağlık olsun…

Şimdi İskoçlara iletişim sektöründe iş alanları yarattıkları gibi, zamanında Hintlileri yıllarca bursla okutup doktor yaptılar… Bugün İngiltere’de tıp sektörü, Western mantalitesi olmayan Hintli doktorların negatif hegomonyası altında. Profosyonel sömürgeciliğin geri tepmesidir bu… İngiltere’de verilen tıp hizmetinin kalitesi, bilinmeyen numaraları çevirdiğinizde karşınıza çıkan İskoç’un verdiği hizmet kalitesi gibi… Robotik bir ruhsuzluk, vizyonsuzluk, atalet… anlaş anlaşabilirsen… Zamanında, Londra’dan arayıp, Londra’da bir bilinmeyen numara sorduğunuzda Bombay üzerinden bağlanırdınız, parası da size yazardı. Şimdi kopmasın diye İskoçya’yı kalkındıracaklar ya! istihdam yaratıyorlar. Bu yüzden bilinmeyen numaralar hep bilinmez olarak kalıyor anlamsızca… Aynı mantıkla tıp sektörü de böyle ataletli… Orda da bilinmeyen numaralar oluyor… Çünkü alternatif çözümler benimsenmemiş.

Belki de kendi özgün genetik kafa yapılarında, konsültasyon bazlı çözüm üretici pratik zeka hücrelerinin kapasitesine inanmadıkları içindi, fason tıp adamı üreten bu kontra yatırımları. Ya da hizmet işlerini azınlıklara yüklemeleri anlayışıyla, tıbbı da sadece bir hizmet sektörü olarak gördükleri için de olabilir. O zaman why canına?

Dolayısıyla İngiltere’de insan sağlığına verilen önem anlamındaki sorumluluk anlayışı, biraz da bu nedenle, kafa olarak AB standardında değil. Örneğin, Hintli doktorlarla doku tutmamış, cüsse fason tıp adamı naklini reddediyor. İngilizler tepkili ve tedirgin. Hintli egemenler ne İngiliz doktor kadar ruhsuz olabilmişler, ne de onlar kadar sorumluluk sahibi… Dolayısıyla tıpta genel bir genetik adam sendecilik hakim ve bu yıllardır baki… Doktorunuzdan elektrik alamıyorsunuz ki güvenebilesiniz… Tıp gibi özel terminolojisi olan, üstelik hayati bir dalda, insanların sağlık hizmetlerinin bu şekilde eksi katma değerlerle karşılanışının handikaplarını düşünebiliyor musunuz? Ve İngiltere’deki aşırı yoğunluğun yarattığı kuyruktan, çözümsüzlükten, iletişimsizlikten ve dahi bıkkınlıktan dolayı yaşanan telef oranını? Çünkü bir taraftan da nüfus yaşlı, hastalık üretimi çok… Dünya büyüğü bir G8 ülkesine hiç yakışmıyor ama gerçek bu…

Bu tip lakayt ve kapasitesiz uygulamalar yapılarak, hizmette ucuz iş gücü sağlanır hesabı ile tasarruf beklemenin İngiltere’ye totalde pek faydası olmuyor. Sağlık ödemelerinde, kamudan kesintiler yapıp tasarruf yapacaklarına, hastalarını 1/3 daha ucuz olan Türkiye’ye gönderseler sağlıklı ve önemli bir tasarruf yapmış olacaklar. Beceri ataletinden, tıp teknolojisine yatırım zafiyetinden ve iletişim necazetinden dolayı, sağlık konusunda sağlıklı ve kalıcı bir çözüm üretemeden ve gelişmelere ayak uydurmadan geldikleri bu noktanın total maliyeti madden ve manen daha ağır… “ Önce insan” diye mangalda kül bırakmıyorsan, o zaman “önce insan sağlığı” deyip, sağlıklı çözümler geliştireceksin, yeni Dünya düzeni cenderesine insanını sıkıştırmak yerine… Dışarıya açılacaksın, biz buradayız…

Çarpıklıklarını ve kifayetsizliklerini bizzat yaşadığım için İngiltere’deki tıp sektörüne zerre güvenim yoktu. Artık İngilizlerin de yok. Üretim alanında olduğu gibi, tıpta da çöküntü yaşamalarının nedeni ekonomikten ziyade politik olmalı… Yoksa yaman çelişki… Hem insana değer ver, hem insan sağlığına yönelik olarak insana, zihniyete ve teknolojiye yatırım yapma… Belki de bu yolla yaşlı nüfusu azaltmak istiyorlar gizli gizli… İngiliz ev sahibim kaynanasından kurtulmanın yolunu bulmuş… “ Bi hasta olsa, İngiltere’de hastaneye düşse zaten tamamdır, gidicidir… devletmiş, özelmiş farketmez” diye gözünün içine bakıyor kadının !!! Kaynanasının Side’de yazlığı varmış, “ inşallah hasta olduğunda Türkiye’de bulunuyor olmaz. ” diyor… Övünülesi bir durum bizim hesabımıza…

İngiltere NHS ( Milli Sağlık Servisi ), İngiltere’deki kapasitede sıkışıklık olduğu için yakın zamana kadar acil ameliyatlık hastalarını genelde Hindistan’a sevk ederdi. Sonra Hindistan uzak olduğundan ve hijyen sorunları çıktığı için, sırasıyla ucuz iş gücü olan ve hala kanatlar altında tutulduğu sanılan Singapur, Hong Kong, Yeni Zelanda vs., gibi eski sömürgelerini denedikten sonra çakılınca, AB hatırına İspanya’ya hasta yollamaya yoğunlaştılar bir ara… İspanya da ekonomik çökelti virüsünden dolayı servis kalitesini baştan savma, alttan sağma şeklinde vermeye başlayınca şimdi İngilizler’e 2 makul opsiyon kalıyor. Ya hasta olmayacaklar, ya da sonunda bize gelecekler, tıpta en yetkin ve en sağlam ülke kriterinde üstte olmamız, üstelik bu vasfa haiz konumda en yakın coğrafyada olmamız sıfatıyla…

Bizim alternatifimiz Bulgaristan, ama bu pastadan pinçik almak için halen haldır haldır hastaneler inşa etmekteler ki kaba inşaatların hepsini toplasan bizim Guraba hastanesi kadar eder! Komik tarafı, mütaahitler Türk… Bizim özel hastanelerimizi gören İngilizler hayret ve hayranlıktan şok oldukları için, normal moda dönmeleri için özel antişok, rehabilitasyon ve destek ünitelerimiz önem arzediyor.

İşin en trajikomik ve anlam yüklenemeyecek yönü ise, bunca tıp teknolojisi ve doktor kalifikasyonu imkanımıza rağmen ve 50’nin üzerinde uluslararası JCI akredite sertifikası sahibi özel hastanemiz varken, Avrupalılar’ın ve AB ülkelerini yönetenlerin çok azının bundan haberdar olması… Bu batılıların kabahati mi? Yoksa Türkiye’nin gurur duyulacak şekilde sahip olduğu tıp ayrıcalığını yıllardır bürokratik labirentlerde Dünya’ya tanıtamayan resmi otoritelerin kusuru mu bilemem. Biraz çalışılsa, orada atıl durumda yatan 10 Milyar Dolar ekonomimize can simidi gibi girer. Üstelik 1 sağlık turistinin getirisi 27 normal turiste bedel… Yani normal turizmde yılda şu andakinin 9 misli gibi bir ciro yapmak kuvvetinde kazançlı bir atılım olur bu… Üstüne üstlük, bütün batı Avrupa ülkelerinin sağlık sistemi tıkanmış durumda, nüfusları yaşlı… Biz bunu karşılamaya, kapasitemizle, teknolojimizle, uzman kalifikasyonumuzla, her şeyimizle hazırız, ama arada köprü kurulmamış ki, köprülerin altından sular aksın. Mütaahhit asıl bu köprüleri kurmak için lazım…

Bu potansiyeli ülkemiz lehine hayata geçir, pastayı Türkiye’ye getir, özel hastanelerden de bunun vergisini almak yerine, vergi tutarı kadarlık bir fonu vatandaşının ücretsiz tedavi edilmesinde kullanmaları yükümlülüğü koy. Al sana ballı kaymaklı batı pastası üretip, dilim dilim kendi halkımıza afiyetle sunma operasyonu… Herkese teşvik… Win win pastası… Sağlık, Turizm ve Kalkınma Bakanlıkları kafa kafaya verseler bu iş bir günde hükümet politikası haline getirilip, ülkemize müthiş bir döviz kazandırılabilir. Un var, şeker var, yağ var, su var, krema var, kek yapılmış durumda… Alt ve üst malzeme bol ve çeşitli… Bir de fırın çalıştırılsa pasta tamam… Ekmek de tamam… İskoçlara dil tedavisi, Hintlilere ise batıya uyum terapisi bile yaparız…

NHS uyandırılsa, vatandaşlarına yönelik sağlık bütçesinden kesintiler yapıp tasarruf sağlayarak tepki görmek yerine, ondan daha fazla tasarrufu, Türkiye’ye hasta sevk ederek yapar… Uzman ve ortam kalitesiyle, tıp teknolojisi adına İngiltere’den kat kat üstün olan Türkiye’ye kurban olsunlar diyecem ama yanlış anlarlar… Yani sağlık ödeme sistemlerine tepki gösteren İngilizlerin sokağa dökülmelerine çare biziz… Abartmıyorum, sağlıklı yaşam ihraç etme şansımız var Büyük Britanya’ya, hasta ithalatı karşılığında…

Ülkemizin elinde özel sektörün sağladığı bunca imkan varken ve Türkiyemiz, dev özel teşebbüsleri ile sağlık sektöründe bir Dünya markası olmayı göğsünü gere gere, alnının akıyla hak ediyor iken, bizim Sağlık Bakanlığı yetkililerimiz şimdilik sadece kamu hastaneleri için sağlıklı! düşünebiliyorlar. Hele hele “ gerekirse hastalarımızı uçakla Avrupa’ya tedaviye göndeririz “ demeci hiç gerçekçi değil… Mevcut imkanımızın hacmini ve getiri potansiyelini yeterince idrak edemeyip ve okyanusu göremeyip ülkeye hasta çekmemek yetmezmiş gibi, yetişmiş doktorları derede boğup, şağlık konusunda halkını kifayetsiz Avrupa’ya el açar hale getirmeye Sağlık Bakanlığı demezler, çünkü baştan sona sağlıksız bir düşünce… Özel hastanelerimize ise, ülkemizin yüz akı olmalarından dolayı ödetilecek diyet, kamuda çalışan doktoru bünyesinde çalıştırırsa 10 gün kapama cezası olacakmış. Peki yerli yabancı hastalar ne olacak hastane kapatılınca? Özel muamele görmelerinin cezası ordan oraya sürünmek mi olacak? Milyonlarca döviz harcanarak stadyumlar yapıp, seyircisiz maç oynatma cezası gibi bir şey bu… Hiçbir güzellik cezasız kalmaz bu ülkede… İnsana, kaliteye ve kalifikasyona yatırım da öyle… Sormak lazım kamu hastanelerin yetiyor mu diye? Bütün doktorlarına iş bulabiliyor musun devlet olarak? diye sormak ise fazla olur. Sağlık Bakanı şaka yapıyordur, doktor olduğu için bir doktorun nasıl yetiştiğini, sistemin sağlıklı nasıl işlediğini iyi bilir…

Bulgaristan cüce cümrüyle son düzlükte gelir geçer bizi, Litvanya potaya girer, Linteshtein 3 çeker, Rusya bile özel tıp sektörünü destekleyip ülkesine döviz çeker, bu arada İngiltere sıkışıklıktan altına eder, Endülüs hortlar, Alplerdeki küçük dağ ülkeleri mesela Termal Sağlık Turizmi alanında, yaşlı bakım, geriatri, fizik tedavi dallarında, binlerce kaynağı olan güzelim ülkemize rakip olurlar… Ki, Sağlık Bakanı sağlık sektörümüze bu sağlıksız restleri çekerken, ne ilahi mesajdır ki, aynı gün Bursa’daki, “ Yaşlılar için sağlık turizmi “ konferansında, Sn Arınç ülkemizin imkanlarını övgüyle sayıp, değerlendirmemiz gerektiğini anlatıyordu, dışardan döviz çekmemiz adına…

Ülkemiz tıpta, özel sektörün liyakatiyle okyanusu yüzmeye başlamışken derede boğulursa ve bu yüzden tıpta Dünya markası olma fırsatımız ülkemiz adına kaçarsa ve sonra aklımız başımıza gelirse eğer, tıbben aklımızı yediğimiz teşhisi konabilir küresel konsültasyon sonucu… Ya da fıkradaki gibi, yaşlılıkta piyangodan gelecek para ile kamu yararına umumi tuvalet yaptırmayı planlayan adam gibi, içine ettirmiş oluruz bunca imkanımızın, küresel olarak…

757480cookie-checkMaksat sağlık olsun…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.