“Mağrur olma Başbakanım Senden büyük Allah var!”

Beni ne, Gezi parkı olayları, halkın hükümete isyan bayrağını açması, bundan medet uman çevrelerin avuçlarını ovuşturarak kıs kıs gülmeleri, ne de başbakanın hala o Kasımpaşalı tavırlarıyla “siz yüz bin toplayın ben bir milyon toplarım.” Ha siz mi direnirsiniz “AKM’yi de yıkarım, Camiyi ’de dikerim, AVM’ yi de yaparım” cinsinden kimseyi iplemez tavırları umurumda. Süreçte neler oluyor biraz onlara bakmak lazım…

Olayların, Cenevre görüşmelerinde Suriye’nin kaderi belli olacağı ana denk gelmesi Bilderberg toplantısında dünyanın kaderini çizileceği ana denk gelmesi ve daha bir çok sebepler sıralanabilir. Ancak her sebep toplumdaki itirazların anlaşılmamasına neden olmamalıdır!

Bir kere Özgürlük herkese lazım bir kavram! Özgürlükleri getireceğiz diye liberaller ile kol kola girerek yollara çıkan zihniyetin “Ustalık döneminde” geçmişle, şuur altında kalan ödeşme ve hesaplaşma zihniyeti arasına sıkışan gerçeklerin iz düşümü hiçte özgürleşmediğimiz bilakis yalnızlaştığımız ve marjinalleştiğimiz olarak perdeye yansımakta.

Halk kitlelerinin itirazı ’da bu yönde. Kömür ve makarna ile tavlanan varoş ile köy kesimine ve çevresine yuvalanmış dalkavuk iş adamları ve siyasetçilerin telkinleri ile yönetenlerin gittikçe radikalleşen , kimseyi iplemez tavırları neticesinde olaylar patlak verdi. Ağaç mı dert. Asla. Ancak 1. Dünya Savaşı ‘nın sadece bir Prense düzenlenen suikast ile başlamış ve milyonların ölümü ile neticelenmiş olduğu gözden kaçmamalı. Toplumsal olaylar birikir birikir ve nihayetinde küçücük bir alevle ateş alır.

Her şeyin en doğrusunu ben bilirim zihniyeti, küresel başarının getirmiş olduğu körlük, yükü çeken önemli halk kesimlerinin görmezden gelinmesine ve hoşnutsuzluğuna sebebiyet verdi.

Milli içki ayran, bir kadeh içen Alkoliktir. 3 köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi, Emek sineması yıkımı, Doğum Kontrol haplarına reçete, Türk Telekom Stadının Galatasaray’a ne şartlarda verildiği, Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım baskınları, küçük esnafın görmezden gelinerek 550 000 esnafın kepenk kapaması. AVM’ci bu kültürün , global ekonomiyi yönetenlerin kucağına oturmuş halde bir görüntü vermesi, Ergenekon ,balyoz derken ülkenin Genel Kurmay Başkanının dahi otuz binlerin ölümünden sorumlu birisi ile ayni kefeye konularak içeri tıkılması, Gazetelere yapılan markaj ve gazeteci tutuklamaları, laf söyleyen herkesi terörist ilan ederken silahlı teröristlerin elini kolunu sallayarak ülkeye giriş çıkışları, Çözüm süreci ve barış söylemi ile Türk olmanın neredeyse 2. Sınıf vatandaş konumuna indirgenmesi farklı arzuları olan insanların hepsini bir arada “Yeter Artık !” demeleriyle sonuçlandı.

Sadece Modernleşen kafalar değil de duble yolları olan bir ülkede daha biz çok yollar aşındırırız. Yaşanan bu olayların yönetenlere büyük bir ders niteliğinde olacağını temenni ederim.

Osmanlı’da ki Padişahlık sisteminde dahi Cuma selamlıklarında veya zaferlerden sonra bizatihi padişahın emri ile tutulan ulaklar, padişah alayı geçerken “Mağrur olma Padişahım, Senden büyük Allah var!” diye halkın içinde bağırdıkları için ücret alırlardı. Şimdi ülkenin haline bakıyorumda; kendini muhafazakâr milliyetçi olarak tanımlayan yönetenleri başındaki zevata böyle bir kelime edebilecek bir Bakan veya iş adamı var mıdır acaba diye düşünüyorum! Sanmam!
Yalakalığın had safhaya ulaştığı, şecaatin ortadan kalktığı bu devirde iktidardan nasiplenenlerin sessizliğinde ruhumdan bu sözler dökülüyor…. “Mağrur olma Başbakanım Senden büyük Allah var!”

Özgür, mutlu, aydınlık ve ümit dolu haftalar dileğiyle…

764100cookie-check“Mağrur olma Başbakanım Senden büyük Allah var!”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.