Fidan, Taner ve Güneş’e Oslo’da PKK’nın üst düzey yöneticileriyle yapılan görüşmelerden, MİT’in KCK soruşturmasındaki rolüne kadar birçok soru yöneltilecek. Savcı Sarıkaya’nın listesinde şu soruların bulunduğu iddia edildi:
1- Sözde önderlik komitesi, KCK’dan tutuklanan avukatlarla MİT mensuplarının ilişkisi nedir?
2- Oslo sürecinde neler yaşanmıştır?
3- KCK’nın devletleşmesi sürecinde MİT heyetinin rolü nedir?
4- Abdullah Öcalan ve örgüt arasındaki iletişimin sağlanması, illegal faaliyetlerin bu kapsamda örgütün kadrolarına iletilmesi konusunda MİT’in rolü nedir?
5- Devletin yapacağı bazı operasyonların engellenmesinden bilginiz oldu mu?
6- PKK-KCK’nın, Türk devleti karşısında taraf kabul edilmesiyle ilgili MİT’in rolü nedir?
7- KCK operasyonları kapsamında gözaltına alınan bazı kişilerin, MİT elemanı çıkmasıyla ilgili bilginiz var mı?
8- Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde neler konuşuldu?
AVUKATLAR GİZLİ TANIK OLDU
İstanbul polisinin geçen kasımda 16 ilde düzenlediği operasyonda aralarında 48 avukatın da bulunduğu 60 kişi gözaltına alınmıştı. Bazı avukatların gizli tanık olarak MİT-PKK görüşmelerine ilişkin önemli bilgiler verdiği öne sürülmüştü. Avukatların ofislerinde yapılan aramalarda ise çok sayıda dökümana ulaşılmıştı. İddiaya göre bu dökümanlar arasında KCK ve MİT arasındaki iletişimi gösteren belgeler de vardı. İfadeye gelecek olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a söz konusu belgelerin ve avukatların verdiği bilgilerin sorulacağı ileri sürülüyor.
YAKALANANLAR MİT ELEMANI
MİT’le ilgili önemli bir başka iddia ise yakalanan PKK ve KCK’lılarla ilgili. Buna göre, son dönemde polis tarafından gözaltına alınan bazı PKK-KCK’lılar MİT’in elemanı çıktı. Bunun üzerine MİT, elemanlarının serbest bırakılmasını istedi. Hatta son KCK operasyonunda gözaltına alınan bir gazetecinin de MİT elemanı çıktığı ve bu gelişmenin ardından serbest kaldığı öne sürülüyor.
‘Copy paste hazırlanmış’
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in ifadeye çağrılmasında etkili olan Oslo görüşmesi daha önce basına sızmıştı. MİT yetkilileri ile KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, PKK’lı Sabri Ok, Zübeyir Aydar ve koordinatör ülke temsilcileri arasında geçtiği öne sürülen görüşmenin satır başları şöyleydi:
– Afet Güneş: Sayın Fidan da bizimle bu toplantıya katıldı.
– Hakan Fidan: Bu ekibin yeni üyesiyim. Afet Hanım’ın dediği gibi yaklaşık bir ay önce İmralı’da Sayın Öcalan’la bir araya geldik. Müsteşar yardımcısıyım ama Sayın Başbakanımızın özel temsilcisiyim. Sayın Başbakan bu noktada ciddi olduğunu, samimi olduğunu, siyasi riski de yüklenmeye hazır olduğunu birkaç defa söyledi. Bu çerçevede arkadaşlarımızla beraber çalışmaya başladık. Orada Sayın Öcalan’la iki saatten fazla bir görüşmemiz oldu. Konuları karşılıklı tartıştık.
– Sabri Ok: Siz gittiniz, önderlikle görüştünüz. Tartışmanızın bizimle paylaşmaya değer gördüğünüz hususları varsa dinlemek isteriz.
– Mustafa Karasu: Önderlik yol haritası verecekti, bunun üzerinde neler yapılacağı müzakere edilecekti. Bu konu dördüncü Oslo’da var. Şimdi biz beşinci Oslo’ya müzakere için geldik.
– Afet Güneş: Tamam ben de diyorum ki önderliğin yol haritası elimde. Maddeleri de belli. Haydi buyrun müzakere edelim.
– Mustafa Karasu: Devlet istesin şu an bizi alıp götürebilirsiniz.
– Afet Güneş: Kesinlikle. Ben diyorum; gelin götüreyim.
– Mustafa Karasu: Demek ki önderlikle görüşme sorunu da yok…
– Sabri Ok: Bugün için size kısa bir şey hazırlasak nasıl olabilir.
– Afet Güneş: Götürmeye çalışırız, altı buçuğa kadar yetiştirebilirseniz. Ama ne olur on beş sayfa yazmayın gözünüzü seveyim.
– Sabri Ok: Yok biz kısa yazacağız.
– Afet Güneş: Samimi söylüyorum, içeri giriyoruz konuşmuyoruz, al şunu içinden oku diyoruz. O da oturuyor, bir buçuk saat okuyor. Şimdi sen çevir arkasını, ne diyeceksen de diyoruz. Onun da yazması yarım saat, kırk beş dakika sürüyor. Ona da yalvarıyoruz ne olur kısa yaz diye. Devlet size büyük bir fırsat yaratmış durumda. Birbirinizle yazışmanızı, çizişmenizi onlar üzerinden karşılıklı görüş teatilerinde bulunmanızı sağlıyor
– Sabri Ok: Habur’da tutuklama olmayacak diye söz vermediniz mi?
– Afet Güneş: Habur, iki buçuk senedir neredeyse
yürüyen tüm ilişkilerimizin kırılma noktasını oluşturdu…
Adeta bir siyasi gösteriye dönüştürüldü.
– Sabri Ok: Erdoğan’ın siyasi risklere katlanacağı garantisini vermediniz mi?
– Hakan Fidan: Şimdi Başbakan bu meselede hiçbir meselede y
apmadığı kadar şey yapıyor. Çıktı grup toplantılarında Meclis’te, diğer bütün halk konuşmalarında neye mal olursa olsun açılım sürecinin arkasındayım… Muhalefetin Habur’dan sonra ortaya koyduğu ajitasyonun etkisi şu anda giderek büyüyor… Habur sonrası iklim değişti, bunu yönetemedik yani açıkça söyleyelim.
– Sabri Ok: Düzeltelim biz size yardımcı olalım.
Kamuoyuna yansıyan görüşme notlarıyla ilgili MİT Müsteşarı Hakan Fidan, ‘Edit edilmiş copy paste hazırlanmış bir şey var’ demişti.
Bir yıl önce atanmıştı
İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya, Adalet Bakanlığı’nda müfettişlik yaparken HSYK’nın 6 Ocak 2011 tarihli kararnamesiyle İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na atanmıştı. Sarıkaya, birkaç ay önce de özel yetkiyle Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde göreve başladı. Son olarak KCK operasyonunu yürüten Sarıkaya, Savcı Bilal Bayraktar’la birlikte eski BDP milletvekili Fatma Kurtulan’ın tutuklandığı soruşturmanın başındaydı.
Taner’e ilk davet değil
Hava Kuvvetleri’nde görevli Askeri Savcı Mehmet Çelik, Karargah Evleri soruşturmasını yürüttüğü sırada, dömenin MİT Müsteşarı Emre Taner’i ifadeye çağırmıştı. Savcı Çelik, 2009’daki davetten bir ay sonra Askeri Yargıtay Tetkik Hakimliği görevine getirilmişti.
Başbakan ‘Harcamayız’ demişti
16 EYLÜL 2011: (Oslo görüşmesine ilişkin) Hatası da olsa Hakan Bey’i böyle nedenlerle harcamayız. Biz kolay kolay adam yemeyiz. Bu, sızdıranların içlerindeki art niyeti ortaya koydu.
10 OCAK 2012: (MİT’teki brifingin bir gün sonrası gazetecilerin ‘Siz daha önce Hakan Fidan’a destek olmuştunuz’ hatırlatması üzerine) Yani haklıymışım.
Tercihim yerindeymiş.’
Erdoğan, 32. Gün’e konuk olmuştu. Mehmet Ali Birand, Erdoğan’ın Fidan’a toz kondurmadığını belirterek, ‘Başbakan, Fidan’ın kurumda yaptıklarına devrim niteliğinde bakıyor’ demişti.
