Küreselleşme ile ülkelerdeki toplulaşmanın benzerini Avrupa’daki sivil toplum örgütlerinde de görebilirsiniz. Sermaye çokuluslulaştıkca sendikalar da sınır tanımayan çatı örgütlerine kayıyor. Avrupalı Türkler olarak Avrupa’da binlerce derneğimiz var. Bazıları siyasi, dini ya da meslek kuruluşu faaliyet gösteriyor… Avrupa’daki toplulaşmaya karşı refleksiz kalmamız beklenemezdi. İşte size iyi haber vermek istiyorum. Bu dernekler “sivil toplum” bilincini geliştirecek bir adımla ortak bir paydada geçen yıl buluştular. Ortak payda da Türkçe’ydi.
Almanya’da Türk İşadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu’nun (TİDAF) önderliğinde Avrupa’da faaliyet gösteren 18 federasyon Türk Federasyonları Birliği çatısında biraraya gelerek Avrupa’da Türk dilinin unutulmaması amacıyla 2005’de Frankfurt’da “1’nci Avrupa Türk Dili Bilim Şöleni” yapmıştık. Bu birliğin oluşturulmasında katkılarımı övünerek anlatırım. Biraraya gelmekte zorlanan derneklere denizde fırtına varken gemide birbirimizle kavga etmenin anlamsızlığını anlatmaya çalışmıştım. Bu adına küreselleşme denilen fırtınaya karşı hep birlikte toparlanıp amazsak bir süre sonra denizde boğulmamak için tahta parçası arar duruma gelecektik…
Avrupa’da kültürümüzü ayakta tutabilmek, geliştirmek ve saldırıları püskürtebilmek açısından ortak paydanın Türk dili olması önemli sayılabilir. Geçen yıl bazı ülkelerde “Türk çocuklarının Türkçe’yi konuşmayarak topluma daha kolay uyum sağlayabilecekleri” ırkçı ve asimileci uygulaması hayata geçirilmeye çalışılmıştı. Birlik ilk olarak Almanya’da yerel bir yönetimin yasakçı tasarısına karşı deklarasyon yayınlayınca, tasarı tam tersine döndü ve Türk dili okullarda ikinci dil olarak kabul ediliverdi. Az değil 18 federasyonun çatı örgütü olarak dev bir yumruk göstermiştik…
2’NCİ ŞÖLEN ANKARA’DA
Avrupalı Türkler’in sorunları Avrupa’da yaşadıkları ülkelerle olduğu kadar Türkiye ile de var… Herşeyden önce seçme ve seçilme hakkımızı bir türlü kabul ettiremedik. Vatandaşlık görevi diye askere seve seve gidiyoruz ya da istenilen dövizi istenilen hesaba yatırıyoruz ama en azından kendi sorunlarımızı anlatan bir temsilciyi TBMM’ye gönderemiyoruz. Irak’ta seçim olduğunda yarım yamalak demokrasileriyle Londra’daki konsolosluklarına da sandık koyuyorlar, bizim dilimizde tüy bitti hâlâ vatandaşlık görevi gereği oy kullanma hakkımızı kullanamıyoruz.
İşte Türk Federasyonları Birliği “2’nci Avrupa Türk Dili Bilim Şöleni”ni Ankara’da yapmaya karar verdi. Bu şölen ile varlığımızı kabul ettirmek ve sorunları gündeme getirebilme şansımız olacağına inanıyorum. Türkiye’de başta TOBB olmak üzere pek çok sivil toplum örgütünün bize destek olması da sevindirici…
İNGİLTERE’DEKİ TOPLULAŞMA
İngiltere’de sığınmacı dernekleri dışında farklı faaliyetlerdeki 16 dernek Türk Dernekleri Federasyonu çatısında toplanmıştır. Kurucuları arasında bulunduğum bu Federasyon zaman zaman sıkıntılar ve durgunluklar yaşasa da ayakta kalmayı başardı.
Bir süre önce de İngiltere’deki genel seçimlerde Türkçe konuşan toplumun seçme ve seçilme hakkı için onlarca dernek Seçim Platformu çatısında biraraya gelmişti.
Bu derneklerin toplulaşması sivil toplum bilincinin yükselmesi ve farklı görüşlere karşı demokratik işbirliği anlayışının yerleşmesini de getirecektir.
Avrupa’daki Türk Federasyonları Birliği’ne “3’nci Avrupa Türk Dili Bilim Şöleni”ni Londra’nın ev sahipliği yapmasını önereceğim. Her yıl Avrupa’nın bir başkentinde toplanarak bilgi birikimlerimizi taşıyarak yaygınlaştıracağız hem de Birliğin çekim alanı dışında kalmış kuruluşların ayaklarına kadar giderek onları ikna edeceğiz…
Türkiye’de neyse de Avrupa’da da Avrupa trenini kaçırırsak bizden sonraki kuşaklara ne deriz artık?
__________________
* Akşahin: BABİK Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk İngiliz Sanayi ve Ticaret Odası’nın Avrupa – Türkiye İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi, Türk İşadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu Başkan Yardımcısı Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri Sorumlu ve İngiltere Temsilcisi, Açık Gazete Danışma Kurulu üyesi
