İNGİLTERE’DEN… Takiyyecilerin Kürt Sorunu…

Açık Gazete’den daha doğrusu masabaşından epeydir uzak kaldım. Tatildir,  memleket ziyaretidir derken İngiltere’ye geri döndük… Bu arada yazılarımı merak ettikleri için bana mesaj atan okurlarıma teşekkür ederim…

Ağustos’ta kalorifer yakıyoruz. Ozon deliği bize daha yakın olduğundan Türkiye’deki gibi terlesek bu kez de küresel ısınmaya bağlayıp korkacağız… Bu nedenle halimizden hiç şikayetçi değiliz…

Küresel ısınmanın bir başka türünü yaşıyor dünya… Bana göre (pek çok bilimci de buna inanıyor) ABD ve dostu İngiltere’nin yarattığı hayali El Kaide ve küreselleşmenin adını duymadıkları için kendilerine yönelik bir haçlı seferi sanan fanatik Müslümanların birbirinden bağımsız eylemleri de yer küreyi ısıttı.

İngiltere’deki atmosfer şöyle; gerekli gereksiz yerlere asılan İngiliz bayrakları, şöven demeçler, bireysel hakları gaspeden yasa tasarıları, sinir sisteminizi bozan polis ve ambulans sirenleri…

***

Şu şöven demeçlere Muhafazakarların lider adayı David Davis’i örnek vermeden geçemeyeceğim… Davis, çok kültürlü mozayikten vazgeçilip ulusalcılığa yaslanılmasını önerdi. Koskoca partiye genel başkan olacak Davis, kendi tarihini birazcık bilse bu lafı ederken utanırdı…

Şimdi sormazlar mı Davis’e; İngiltere’nin Avustralya’da, Hindistan’da Afrika’da ne işi vardı? Hadi o ülkelerin kanını emdiniz, sömürdünüz, dillerini, kültürlerini unutturdunuz… Bu birbirlerini hiç bilmeyen halkları birbirlerine niye kırdırdınız diye? Sömürdüğünüz ülke halklarını İngiliz polisi ya da askeri yaptınız… Önce kendi ülkelerinde kendi halklarına karşı kullandınız. Sonra yetmedi bilmedikleri kıtalarda hiç bilmedikleri haklara karşı savaştırdınız. Ölenler öldü, kalanların çoğu da (artık bağımsızlıklarını kazanan) kendi ülkelerinde işbirlikçi konuma düştükleri için evlerine dönemedi… İşte o zaman imparatorluğun başkenti Londra’da ucuz emekçi olarak hayatın bir ucundan tuttular… Şimdi Davis, kökenleri farklı toprak olan fakat yazgıları neredeyse aynı bu Hintli, Pakistanlı, Kıbrıslı, Afrikalı, Karayipli göçmenler için “Huzurumuzu kaçırıyorlar. Çok kültürlülük iflas etti. Yaşasın tek ulus!” diyor.

Muhafazakarları destekleyen (çoğu Kıbrıslı) Türk grubuna Davis’e şöyle bir mesaj geçmesini rica ediyorum:

“Mr Davis bizde bi söz var, sizin durumunuza uyuyor. Sizin adam olabilmeniz için daha  yüz fırın ekmek yemeniz gerekir. Yahudiler gibi İngiltere’deki göçmenlerin İngiltere’den henüz savaş tazminatı istemediği için de dua ediniz!”

***

Geçen haftalarda İşçi Partisi’nin 70’lerdeki parlak yıldızı, 2000’lerin asi milletvekili Robin Cook bir dağ yürüyüşünde ani kalp kriziyle yaşamını yitirdi. Cook ile bir kaç toplantıda biraraya gelmiştim. İngiltere basınındaki yazılarını kaçırmaz okurdum.

Açık Gazete, Cook’u okurlara aktarmakta başarılıydı. Türkiye’deki ulusal basın bir cümleyle yetindi. Özellikle Cook’un eski bir dışişleri bakanı olarak, ABD’ye “Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa’daki nükleer başlıklı füzeleri çekin” makalesi önemli… Editörümüz Faruk Eskioğlu, “Türkiye’de eski yeni bir milletvekili böyle bir cesareti gösteremedi” diye yazdı.

Acı gerçekten… Milletvekilleri neleri sineye çekmediler ki… 12 Eylülcülerin işkence tezgahından geçip daha sonra bakan olanlar bile cuntanın yargılanması için TBMM kürsüsünden konuş(a)madı…

***

İngiltere’de bir başka önemli gelişmede İngiltere’nin biz British’iz diye (Türklerin ‘biz Osmanlıyız’ına tekabül ediyor) yüzyıllardır çatısında tutmayı başardığı İskoçya, Galler Ülkesi ve Kuzey İrlanda toprak bütünlüğündeki tek çatlak ses İRA’yı ikna etmeyi başarmasıydı.

Teröristlerle masaya oturmam diyen devlet inadı bıraktı, İRA da silahı… İRA uzak görüşlülükle “Biz Kuzey İrlanda’yı İngiltere’den koparıp, İrlanda Cumhuriyeti’yle birleştirsek sonunda AB içinde yine beraberiz” öngörüsüyle “kalıcı barış” hatırına uzun süredir buzdolabına koyduğu şiddettin araç ve gereçlerinden de vazgeçmiş oldu.

Yine Açık Gazete’de İspanya’da bir araştırmada halkın çoğunluğunun “Devlete inadı, ETA’ya silahı bırak!” mesajı verdiği yer almıştı… Aklın yolu bir… ETA’cılar da IRA gibi İspanya da İngiltere gibi düşünüyor olmalı” diyorum…

Türkiye’nin böyle bir düşünceye hazır olmadığını “Kürt sorunu” tümcesini kullanan Başbakan kanıtladı gibi… Başbakan’ın aydınlar ile toplantısına (özellikle emekli generallerden) gelen tepkiler beni ürküttü…

Burada vurgulamak istediğim bir konu da takiyyeciliğinden hiç bir zaman kuşku duymadığım Tayyip Erdoğan solcu ağzıyla konuşunca pek çok demokratın yelkenleri suya indirivermesi.

Aman dikkat! Gözünüzü seveyim dikkat! Erdoğan ve partisi ABD’yi AB’yi kandırsın ama sizi kandıramasın… Artık kanmaya karşı şerbetli olunması gerekir…

AK Parti “Kürt sorunu”nu yeni mi keşfetti? Durdu durdu da AB ile (kendi deyimleriyle) “müzakere”lerin başlayacağı zamanı buldu.

______________

Doç. Dr.

 

1089440cookie-checkİNGİLTERE’DEN… Takiyyecilerin Kürt Sorunu…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.