Üniversite Öğrencilerine İdareye Karşı Haklarına Dair Altın Bilgiler(I)

Böylesi başvuruları yapabilmek için de önce üniversite ve YÖK yönetmeliklerine, sonrasında da ilgili yasa hükümlerine hakim olmak gerekiyor. Eğer öğrenciler yönetmelik ve yasa gereği kendilerine verilen haklara vakıf olurlarsa, her türlü baskı ve mağduriyetin önüne geçebilirler. Bu bağlamda, serinin ilk yazısında 2 konu başlığında üniversite öğrencilerinin ne gibi haklara sahip olduklarını detaylandırmaya başlayacağım. Serinin devamında farklı konu başlıklarında öğrenci haklarına değinmem sürecek.

1)Resmi Şikayet/Dilekçe Sürecindeki Haklar

Şikayet sürecinde icrai yetki hiyerarşisini bilmek çok önemlidir çünkü hem vakit kazandırır hem de şikayetin daha nitelikli değerlendirilmesini sağlar.Yönetmeliklere hakim olmayan öğrenciler şikayetlerini daha ulaşılabilir gördüklerinden genelde önce bölüm başkanı ya da anabilim dalı başkanına sözlü olarak yaparlar. Bu yanlış bir yöntemdir. Fakülte içindeki şikayetler resmi dilekçeyle direkt dekanlık makamına yapılmalıdır çünkü bölüm başkanı ve anabilim dalı başkanının bu minvalde icrai yetkileri yoktur. Bazen öğrenciler şikayetlerini dekanlık makamını atlayarak direkt rektörlüğe ya da YÖK’e yapıyorlar. Bu da doğru bir yöntem değildir ve ekstra bir gecikmeye neden olur. Çünkü dekanlıkta işlem yapılmadan YÖK’e yapılan şikayetler oradan ilgili üniversitenin rektörlüğüne gönderilir. Rektörlük makamı da şikayet dilekçesini ilgili dekanlığa üst yazıyla tekrar gönderir ve gereğinin yapılmasını ister. Dolayısıyla şikayetin yapılacağı ilk merci dekanlıktır.

Resmi olarak verilen her dilekçeyi dekanlığın olumlu ya da olumsuz yazılı olarak cevaplandırma zorunluluğu vardır. Bazen dilekçelerin sümenaltı edildiği olur. Bunu önlemek için dekanlığa verilen her dilekçenin evrak işleri tarafından verilmiş tarih ve sayısıyla birlikte bir kopyası muhakkak alınmalı. Daha sonra oluşabilecek sıkıntılarda bu kopya sağlam bir delil olacaktır. Çeşitli sebeplerden dolayı zaman zaman dekanlık dilekçeye vereceği resmi cevabı geciktirir. Eğer 15 iş günü içinde dilekçeye herhangi bir yanıt alınamamışsa, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kullanılabilir.

Burada yeni bir dilekçeyle rektörlük ya da dekanlığın Bilgi Edinme Birimi’ne başvurup, ilk şikayet dilekçesinin tarih ve sayısı ilgi gösterilerek, şikayet sürecinin devam edip etmediği “Bilgi Edinme Hakkı Yasası” gereği sorulabilir. Elbette ki başvuru yapmadan önce Bilgi Edinme Hakkı Yasası’nı incelemek ve başvuru usulüne hakim olmak çok önemlidir. Yapılan bilgi edinme başvurusunun tarih ve sayısını da muhakkak almak gerekiyor. Başvuru yapılan günden itibaren 15 iş günü içinde bilgi edinme talebine cevap verilmelidir. Eğer bilgi edinme yoluyla istenilen bilgi ve belgelerin verilmesi gecikecekse, birim tarafından bu gecikmenin nedenleri de 15 iş günlük süre bitmeden önce yazılı olarak bildirilmelidir.

Eğer Bilgi Edinme Hakkı Yasası’nda uyulması gereken süreler ve usullere uyulmadıysa, buna sebep olan tüm yetkilileri silsile halinde Başbakanlık Bilgi Edinme Birimi ve rektörlüğe şikayet etme hakkı mevcuttur. Bu şikayete YÖK Öğretim Elemanları Yöneticileri ve Memurları Disiplin yönetmeliği’ne göre işlem yapılmalıdır. Bu süreçler takip edilerek tüm resmi dilekçelerin akıbeti hakkında bilgi sahibi olunabilir. Şikayet hiyerarşisi şöyledir: Dekanlık, Rektörlük, YÖK ve ilgili mahkemeler. Eğer bu icrai hiyerarşiye aykırı olarak şikayet yapılırsa, şikayetin değerlendirme ve sonuç süresi fazlasıyla gecikecektir.

2-İnceleme/Soruşturma Süreçlerindeki Haklar

Bir öğrenci hakkında inceleme ya da soruşturma açılmasına YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne göre Rektör, Dekan, Enstitü Müdürü, Yüksekokul Müdürü ve Konservatuar Müdürü karar verir. Üniversite ve fakültelerde açılan inceleme ve soruşturma dosyalarına genellikle fakülte/birim içinden bir komisyon atanır. Üniversitede en üst disiplin amiri rektördür. Rektör dilerse şikayete konu olan fakülteden ya da başka bir fakülteden komisyon üyesi atayabilir. Fakülteler için de disiplin amiri dekandır. Bölüm başkanı ve anabilim dalı başkanının herhangi bir inceleme ya da soruşturma açma yetkisi yoktur. Hukuk fakülteleri dışındaki diğer fakültelerde soruşturma için atanan komisyon üyelerinin hukuki bilgileri azdır. Hukukçu olmadıklarından, inceleme ve soruşturma evresinde pek çok usul ve esas hatası yapabiliyorlar. Bu hataları tespit edebilmesi için de öğrencinin YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne hakim olması gerekir.

Eğer bir öğrenci hakkında şikayet var ise, olayın öğrenilmesi ya da şikayet dilekçesi verilmesini müteakip hemen işlem başlatılmalıdır. Bundan dolayı öğrenciler kendilerine isnat edilen suç tarihi ile inceleme/soruşturma tarihine dikkat etmelidirler. Bu tarihler arasında tutarlılık yoksa, yürütülen inceleme/soruşturma usul bakımından hatalı yapılmıştır ve düşürülmelidir. Açılan soruşturma 15 işgünü içinde sonuçlandırılmalıdır. Eğer sonuç bu süreyi aşmış ise, soruşturma komisyonunun ekstra bir uzatma talep edip etmediğini Bilgi Edinme Hakkı Yasası gereği resmen sormak gerekir. Resmi bir uzatma talebi yoksa usul hatasından dolayı soruşturma düşecektir. YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne göre, inceleme ve soruşturma gizli yürütülmelidir. Yetkili disiplin amiri ve atadığı komisyon üyeleri dışında hiç kimsenin sürecin detaylarıyla ilgili bilgisi olamaz. Eğer bunların dışında başka herhangi birinden hakkında yürütülen dosyayla ilgili bilgisi olan varsa, öğrenci bunu tespit edip belgelemeli ve resmi olarak disiplin amirliğine bildirilmelidir.

YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne göre, soruşturma komisyonu bir ifadeye davet mektubu hazırlamalı, mektupta soruşturmanın hangi tarih ve sayılı emirle açıldığını, öğrenciye isnat edilen suçu ve belirlenen günde ifadeye gelmemesi halinde bu hakkından vazgeçmiş sayılacağını yazılı olarak bildirmelidir. Savunma hakkı gereği, ifadeye davet mektubu öğrenciye ifade tarihinden en az bir hafta önce gönderilmelidir. Eğer davet mektubunda yazılması gerekenlerle ilgili bir eksiklik tespit edilirse bunu komisyon üyelerine bildirmemek gerekir. Çünkü ifade gününde verecekleri ekstra savunma zamanıyla bu hatalarını telafi etmek yoluna gideceklerdir. Belirlenen eksiklik için soruşturma sonunu beklemek en doğru stratejidir. Çünkü eğer bu eksiklik resmi olarak aktarıp itiraz edilirse, ceza verilmiş olsa bile soruşturma usul hatasından dolayı düşer ve ceza kaldırılır.

Yönetmeliklerin net olarak sınırları çizmiş olmasına rağmen, disiplin amirinin keyfiliği gözlenebilir. Bu keyfilik öğrencinin sakıncalı olup olmadığı, şikayet sahibinin kim olduğu ve olayın niteliğine göre değişir. Disiplin amiri genelde kendi istediği kararları tavsiye edecek kişileri komisyon üyeliğine atar ve öğrencinin kim olduğuna göre soruşturmada baskılar görülebilir. YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne göre, eğer öğrenci komisyon üyelerinin kendisine yönelik herhangi bir baskı kuracağından şüpheleniyor ise, savunmasını yazılı olarak vermeyi talep edebilir. Bu talep doğrultusunda komisyon en az 3 günlük bir savuma yazma süresi vermek zorundadır. Yine yönetmeliğe göre, soruşturma komisyonu öğrencinin kendini en rahat şekilde savunabileceği şartlarda işi yürütmeli ve objektif olmalıdır. Dolayısıyla, öğrenciye sadece kendisine isnat edilen suç konusunda sorular yöneltilebilir. Öğrencinin soruşturma dosyasının bir kopyasını ve verdiği ifadenin paraflı ve imzalı haldeki kopyasını almaya hakkı vardır. Verilen ifade ve sorulan sorular katip tarafından kayıt altına alınır. Böylelikle öğrenci kendisine soruşturma komisyonu tarafından bir baskı yapılmış ise, bunu sorulan soruların niteliğinden, soruşturmanın diğer taraflarına sorulan sorularla da karşılaştırarak belgeleyebilir ve soruşturma sonucundan sonra gerekirse itiraz eder.

Burada bir konuyu tekrar vurgulamak isterim. Eğer soruşturma sürecinde öğrenci tarafından herhangi bir usulsüzlük tespit edilirse, bunları soruşturma esnasında komisyona bildirmemek gerekir. Çünkü komisyon üyeleri farklı yönetmelik açıklarını kullanarak hatalarını örtbas yoluna gidebilirler. Öğrencinin yapması gereken bu usulsüzlükleri belgelemek ve soruşturma sonucunu beklemektir. Bir itiraz durumunda bu usulsüzlükler soruşturmayı usul hatasından dolayı düşürebilir ve kendisine haksızlık yapıldığını düşünen bir öğrenci için doğru olan strateji budur.

Gelelim itiraz durumuna… Hakkında açılan soruşturmadan ceza alan bir öğrencinin, kendisine resmi olarak ceza tebliği yapılmasına müteakip 15 gün içinde karara itiraz etme hakkı vardır. Bu itiraz rektörlüğe yapılır ve üniversite yönetim kurulunca 15 gün içinde karara bağlanmak zorundadır. Kurul ya itirazı reddedip cezayı aynen onaylar ya da cezanın kaldırılması ya da değişmesine karar verir. İşte bu aşamada öğrenci soruşturma süresinde tespit ederek belgelediği usul hatalarını üniversite yönetim kuruluna aktarır. Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus da öğrenciye YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin hangi maddesi uyarınca ceza verildiğidir. Disiplin amirinin keyfiliği burada da kendini gösterebilir ve öğrenciye isnat edilen suçla ilgisi olmayan başka bir madde gereğince daha ağır bir cezayı verebilir. Bu bağlamda, öğrenci kendisine isnat edilen suçların hangi disiplin maddesine karşılık geldiğini araştırmalı, aksi bir durum var ise bunu itirazında belirtmelidir.

Eğer üniversite yönetim kurulu tarafından da ceza aynen onaylanırsa, bir itiraz dilekçesiyle birlikte, soruşturma dosyası YÖK Hukuk Müşavirliği’ne gönderilebilir. YÖK de cezayı onaylarsa son merci idare mahkemeleridir ve dava açılması gerekir. Mahkeme sürecini başlatmadan önce durum Başbakanlık İletişim Merkezi(BİMER)’e de aktarılabilir.

859240cookie-checkÜniversite Öğrencilerine İdareye Karşı Haklarına Dair Altın Bilgiler(I)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.