İnsan düşünmeli

Yaptıklarıyla, ettikleriyle ve ortaya koyduğu işlerin sayesinde toplumda bir yere konur. Buna değişik isimler verilir. Kimi büyüleyici özellik der, kimi liderlik, yapılan işlerin sonunda faydalı olunmuşsa iyi bir unvan verilir.
İnsanların fikri yapısının önemi var mı yok mu demeden önce, insanın insanlara yaklaşımı ve insanlara verdiği değerle ölçülmesi gerekir. Elbette insan olmanın özelinde fikri yapı önemli olsa da, içimizde ki adalet duygunu hiçbir zaman yok edemeyiz.
İnsanların içinde bulunduğu toplumda ki saygınlığı, kişiliğine verdiği önem kadar olduğunu unutmamalıyız.
İnsanlar topluma faydalı olma adına verebildikleri kadar, değer verilirler. Çıkar düşünmeden hizmet sunan kişiler görünüşte mağdur olmuş hissi verir bizlere ama bu sırf iyi niyetli olması itibariyle birçok nimetlere kavuşur.
İyi olan insanlar kaybetmezler zorlukların arkasından gelen büyük nimetlerin kokusunu almıştır. Nimet derken şükür edebilme imkânını bulmasıdır.
Öncelikle düşüncemizin kalitesini ölçerken insanlara düşüncemizin doğrultusunda değil de düşüncemizin emrettiği umdeleri uygulamalıyız. İnsanlar içinde zuhur eden fikirlerde hiçbir şekilde insanın zararına olan düşünce olmamalıdır.
İnsanların düşünce örgüsünde ki temel dinamikler içerisinde hem kendini, hem de sahibi olduğu fikri yapının emrini ifa ederse herkes böyle düşünenlere olumlu bakar.
Düşüncesiyle yaptıklarının bağdaştıramayanlarsa, hiçbir şekilde makul karşılanmazlar. Düşüncelerimizin gereğini yaptığımız sürece olumlu insan oluruz.
Örneğin fikrimizin içerisinde insan sevgisine çok değer veren yapı varken, insanlara kötü davranırsak tutarlı olmamış oluruz.
Acıma duygusunun timsali olan fikir yapısının temsilcisiyim diyen insanların, varlıklara acımasızca, insafsızca davranmasını izah edemeyiz. İnsaflı olan ve fikirleriyle barışık olan insanların insanlar nezdinde büyük etkisi vardır.
Düşündüklerimizle davranışlarımızın mutabık olması gücümüze güç katacaktır. Fikir dünyamızın ayrık otlarından arınması için öncelikle nelere sahip olduklarımızın farkında olmamız şart.
İçimizdeki güzelliklere önce kendimiz inanma ihtiyacı hissetmeli ve de güzellik dolu fikir dünyamızla içimizi aydınlatırsak, etrafımızın aydınlatılması hiç de zor olmaz.
Toplumun içinde yaşayanlar olarak bilgiye, görgüye önem versek zarar eder miyiz?
Kazancımız olmaz mı?
Görgü kurallarını çiğnemeden insanlara yakışanları yapmamız uygun düşer.
Lakin işte her doğru bilineni herkesin kapasitesi almıyor. Okuduğu ve yetiştiği kültürün inkârcısı gibi davranışlar sergileyenler olabiliyor.
Hak ve hukuk kavramlarına önem verirdi bizim geçmişimiz. Kimsenin elinin emeğini gözünün nurunu alnın terine ortak olamazdı.
Zorlukların üstesinden gelebilmek kolay olmaz. Ancak insanoğlu bu geriden bakarak konuşmayla, işin içine girince ikisinin oldukça farklı dünyalar olduğu kavrarız.
Hayatın zor olduğunu bilenler vakitlerini boşa geçirmezler. Zorluklardan yılmadan hayata devam ederler.
Bizim düşüncemizde insanların insan olması ortak nokta olmalı. Önce insana insanlığından kazandığı saygı gösterilmeli.
Makamlar, mevkiiler bugün var, ya yarın var veya yok. Onu hiçbirimiz bilemiyor. Hak yemeden diğer âleme göçmek çok önem arz ediyor.