İnternet, onurlu yazarlığın er meydanıdır!

aktaracaklarımızla, bire bir örtüşmüş olmasından ötürü her şeye karşın tercihte karar kıldık


Gelelim konumuza…
İnternet medyasında, yabancı yerli, sayısı bilinemeyecek denli çok sitede, her an okunmaya hazır sayısız köşe yazısı ve yazarın yer almakta olması, çağımız teknolojik gelişiminin ortaya koymuş olduğu harika bir gerçek. Oysa yazılı basında, baskı ve sayfa sayısı en çok olan bir kaç gazeteyi elinize aldığınızda dahi, hepsini okumak istemiş olsanız bile, okuyabileceğiniz köşe yazısı sayısı, en fazla 10 – 15 dolayındadır.


Dünyayı küçük bir köy durumuna getirmiş bulunan İnternette; ekran başına geçtiğinizde; bilgi, beceri, merak ve dayanabilme gücünüze göre, deyim yerindeyse okyanuslara açılıyorsunuz… 
Konu olarak bugün;  farklılık gösteren yönleriyle, internet ve yazılı basında yani kağıt gazetelerde köşe yazarlığı üzerinde duracağımızdan, olayı bu yönüyle ele alıp başlıkta verilmiş olan mesaj doğrultusunda, değerlendirmelerde bulunacağımızı, başlangıçta aktarmış olalım.


e-medyanın basın kulvarında ağırlıklı olarak yerini almasıyla, kağıt gazete patronlarının gücünün yavaş yavaş sona erme sürecine girmekte olduğunu artık rahatlıkla söyleyebiliriz.


e-medya sayesinde köşe yazarları için patron bağımlılığı önemli ölçüde kalkıyor.
Patrona ters düşerek kağıt gazetelerde köşe yazarı olarak kalabilmeniz mümkün değil. Patronunun istek ve çıkarları doğrultusunda yazmayan köşe yazarı ne denli doğruları yazarsa yazsın, o gazetede barınması mümkün değil!


Bab-ı ali’ye yazar olarak adım atıp yer tutabilmeniz için; eş, dost ve özel ilişkiler gerekir. Gazete patronunun himmetine sığınabilmenizin ön ve tek koşulu çevresinde önem verdiği kimilerinin sizi tanıması ve arkanızda olması gerekir.
Yoksa ağzınızla kuş tutsanız, bab-ı ali’de size yazar olarak yer yoktur.


Yazar olabilme şansını elde etmişlerin ise, yerlerini koruyabilmeleri için; ilişkileri sıcak tutmak, yukarıdan gelen ışık doğrultusunda yerine göre iktidarların yandaşı olmak, ortam gerektirdiğinde de en sert muhalefeti yapmak gibi önemli ve hassas görevleri olduğunu bilmeleri ve sadakatla yerine getirmeleri gerekir.


Bilinir ki bugün büyük gazetelerde köşe yazarı olmak, popülerlik ve yüksek maaşlar açısından pek çok eli kalem tutan kişinin özendiği konumdur. Binlerce dolarlı aylıklar, iç ve dış seyahatler, tepelerde ki zat-ı muhteremlerin bile güler yüz tatlı dil göstermek zorunda olmaları ve benzer avantajlar, kolay kolay tepilecek nimetler olamıyor. Bunu bilen patronların da köşe yazarlarını kendilerine kul köle yapmaları işten bile değil…
Yine istisnaların hariç olduğunu belirtelim.


                                                                   x


Gelelim e-medyaya, yani internet medyasına, yani “onurlu yazarlığın er meydanına”!.. e-medyada yazanların pek çoğu, cüzdanından gelen sese bağlı olarak değil vicdanının sesini dinleyerek yazarlar. Ne patron baskısına ne de yeşil dolarların cazibesine boyun eğmiş olmanın utancı pek yaşanmaz bu kulvarda!


İnternet yazarı, genellikle içinden geldiği ve yazması gerektiği gibi bağıra bağıra, haykıra haykıra, profesyonel bakış acısından ancak amötör ruhla yazar gerçekleri!
Dürüst, şerefli ve onurlu olmayı yaşamının anayasası yapmış, hayatı boyunca kimsenin önünde kul köle olmamış, çıkarcı patronlara hizmet etmemiş ve etmeyecek olan “alınları öpülesi”, “altın elli”  pek çok yazar onurlandırır bu medyayı!..


Adını sanını hiç duymadığınız, kim olduğunu bilmediğiniz sadece fotoğraflarına bakıp yüzlerini, yazılarını okuyup ruh güzelliklerini tanıdığınız ve insan olarak varlıklarına hayran olduğunuz, kimi çok genç kimi yılların birikimi ile ağabeylik, ablalık misyonuna ulaşmış, “gerçekçi yazarlar” kervanıdır internet medyası!


Bir gerçeğe daha değinelim. Yerel medyanın (İller ve bölgeler medyasının) burnundan kıl aldırmayan kağıt gazete patronu geçinen ağababaları da; hizaya gelecektir yakında e-medyanın gücü önünde! Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
“Uydu” gazetelerinde kendilerine ve iktidarlara kul köle olmayı kabul etmedikleri için yer vermedikleri yazarların, internet medyası sayesinde, dünyaya ulaşan sesleri karşısında, zaman gelip bir hiç olduklarını anladıklarında, iş işten çoktan geçmiş olacak!…


En fazla 3-5 bin baskı sayıları ile her dönemde siyasi iktidarların safına geçip onlara şirin görünmenin taktiği ile kurmuş oldukları yerel saltanatlarının kısa süre sonra sonunun gelmesiyle, bitip tükenmelerinin acı gerçeğini yaşacaklar.


Gerek genel, gerekse yerel kağıt gazetelerinde, her yönüyle saygıya layık, meslek onurlu patron ve yazarlar yok mu? Var tabi olmaz olur mu? Ancak buradan soruyorum sizlere sayıları kaç? Evet lütfen okur duyarlılığı ve sorumluluğu içersinde yanıtlar mısınız? Bir sepet dolusu çürük elma içersinde, “sağlam çıkan birkaç elma!”  Hepsi o kadar!


Öbür yandan internet medyasında, çıkarcı patronlar ve onların uydusu olan köşe yazarları yok mu? Var tabi. Olmaz olur mu? Yine soruyorum size sayıları kaç? Bir sepet dolusu elma içerisinde, tabi ki birkaç “çürük elma” çıkacaktır. Onlar da e-medyanın istisnaları!


Sayısız medya sitesinin yer aldığı elektronik medyada; her ne sebeple olursa olsun, bir sitede yüzüne kapatılan kapının, yazar yönünden hiç önemi yoktur. Çünkü ertesi gün değişik bir sitede, istediğinde pekala başka kapıların kendisine açılması her zaman mümkündür.


O nedenle, yazar işini dürüstçe ve beğenilir biçimde yapıyorsa, e-medyada  patron yalakalığına gerek kalmaz! İstisnalar dışında, özveriyle yazmakta olan dürüst ve kaliteli yazarlarını da, hiç bir dürüst amaçlı site patronunun, bile bile gözden çıkarması diye bir şey olasılık dahilinde değildir..


“Kağıt medyasının yazarları mı yoksa e-medya yazarları mı önmelidir”, tartışmasını, birkaç yazı sonrasına bırakarak; başlıkta kelamımızı yeniden hatırlatıp yazımızı noktalayalım.


İNTERNET ONURLU YAZARLIĞIN ER MEYDANIDIR!


[email protected]

686020cookie-checkİnternet, onurlu yazarlığın er meydanıdır!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.