Pamuk çarşamba akşamı Londra ‘nın sanat merkezi Queen Elizabeth Hall’un 900 kişilik salonunda kitapları ve yaşamı hakkında bir konuşma yaptı ve The Independent Edebiyat Editörü Boyd Tonkin ve izleyicilerin soruları yanıtladı…
Southbank’ın “Öteki Renkler: Yaşam, sanat, kitaplar ve şehirler üzerine yazılar” başlığında düzenlediği edebiyat söyleşisinin bu ayki konuğu olan Pamuk, Queen Elizabeth Hall’da “2006’da Nobel kazanan yazar, dünya edebiyatının en değerli ve tanınmış figürüdür” diye tanıtıldı.
Çoğu izleyicinin bilet bulamadığı için geri dönmek zorunda kaldığı, tamamen dolu salona seslenen Pamuk; yazılarından bölümler okudu, 25 yıllık çalışmalarını tanıttı, özel yaşamından kesitler aktardı, yazı serüvenini etkileyen olgulardan ve son kitabı Öteki Renkler’den söz etti.
Çok akıcı ve güzel bir İngilizce kullanan yazar önce sahnede The Independent Edebiyat Editörü Boyd Tonkin’in sorularını yanıtladı. Yaşam öyküsünü anlatırken, 1970’ler Türkiye’sinde toplumun sağcı ve solcu diye ikiye ayrıldığını belirten Pamuk, solcuların yüzünün batıya dönük demokrat, laik, liberal insanlar olduğunu ve hernekadar arkadaşları “burjuva” diye takılsalar bile kendisini “solcu” diye tanımladığını söyledi.
Pamuk, 1980’lerin ortasında eşinin doktarası için bulunduğu ABD’de sufileri ve metafiziği okumaya başladığını vurgulayarak Ortaçağ islam hikayelerinin yazarlığına katkısı olduğunu belirtti. Hayatı anlatmak ve yeni bir ses sunmak için geleneksel hikayelerden de yararlanarak yeni kimyasal sentezler oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
İYİ ÇOCUKLAR-KÖTÜ ÇOCUKLAR
İzleyicilerin soruları üzerine Türkiye’nin son 2 asırdır tıpkı Rusya ve Japonya gibi yüzünü batıya dönmesine karşın batıdan karşılık alamadığını belirten Pamuk yine bir soru üzerine gençliğinde ressam olmasının farklı bir algılama ve görme şansı yarattığını söyledi.
Pamuk, “Başka ülkelerde ödüller alırken diğer taraftan Türkiye’de hapise atılmak istenmesini” soran izleyiciyi de “Türkiye’de herkes beni hapse atmak istemedi” diye yanıtladı.
Türkiye’deki AB tartışmalarına da değinen Pamuk, AB tartışmalarında iyi çocuklar kötü çocuklar diye iki grubun oluştuğunu ve iyi çocuklar safında kendisininde içinde bulunduğu demokratlar, liberaller, laik ve sol kesimin yer aldığı, kötü çocukları ise fanatikler, aşırı milliyetçiler ve ulusalcıların oluşturduğunu söyledi…
İzleyiciler arasında kitaplarını üzerine doktora yapan bir İngiliz izleyicinin “Yazılarında kendisini etkileyen hangi dilin öne çıktığı ” sorusunu şakayla yanıtlayan Pamuk, “Tezini ben yazıp gönderebilirim” diye yanıtladıktan sonra annesinin kullandığı Türkçeyi de kullandığı fakat sorunun gerçek yanıtının karmaşık olduğunu söylemekle yetindi.
Suthbank Centre Queen Elizabeth Hall’deki Orhan Pamuk söyleşi için izleyiciler giriş ücreti 12 Sterlin (Yaklaşık 30YTL) ödedi.
