“Doğmamış Çocuğa Mektup” (1975) ve “İnşallah” (1990) adlı kitapları Türkçeye de çevrilen yazar, özellikle 11 eylül saldırılarının ardından İslam dünyası ve Araplara karşı ayrımcı yaklaşımlarıi nedeniyle tartışmaların odağı oldu.
Floransa doğumlu Fallaci’nin babası Edoardo Fallaci, Floransa’nin Naziler tarafından işgali sırasında kaçırılarak işkence görmmüştü. Oriana Fallaci genç yaşında tanık olduğu olayların ardında gazetecilik yapmaya karar verdi.
Europeo gazetesi adına 1967’de Vietnam‘a savaş muhabiri olarak gitti, sonraki yıllarda , Hint-Pakistan savaşı, Güney Amerika ve Yakın Doğu’daki gelişmeleri izledi.
2 Ekim 1968’de Meksika Olimpiyatları sırasında polisle göstericiler arasında çıkan çatışmanın ortasında kalarak ağır yaralandı. Ölduğü düşünülerek morga kaldırıldı. Ancak morgda gorevli bir rahibin nefes aldığını görmesi ile yaşadığı anlaşıldı ve tekrar hayata döndü.
Savaş muhabirliği deneyiminin ardından yazarlıkta karar kılan Fallaci, gazetecilik mesleğini dünyaca ünlü liderlerle söyleşiler yaparak sürdürdü.
11 Eylül 2001 tarihinde New York’ta ikiz kulelere duzenlenen saldırırnın ardından Müslüman dünyasını hedef alan ayrımcı yazılar kaleme alan Fallaci eleştirilerin hedefi olarak tartışma yarattı.
İlgili link
http://www.repubblica.it/
