Salda Gölü’ne millet bahçesine iptal davası!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE- Türkiye’yi ayağa kaldıran Salda Gölü’ne millet bahçesi projesine gölün bulunduğu ilçeden 5 vatandaş iptal davası açtı…

 

Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü’nde TOKİ tarafından ihaleye açılan Millet Bahçesi projesi yargıya taşındı. Yeşilovalı 5 vatandaş, TOKİ’nin 31 Temmuz’da yapılacağını duyurduğu ihale öncesinde projenin iptali için avukatları aracılığı ile Isparta İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Antalya Barosu avukatlarından Münip Ermiş, Tuncay Koç ve Mustafa Şahin’in mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde, “İhale kararı ile ender bir ekosisteme ve habitata sahip göl ve çevresi kirlenecek, geri dönüşümü imkansız zarara uğrayacaktır ve karar açıkça hukuka aykırıdır” görüşüne yer verilerek Millet Bahçesi ihalesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istendi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz Şubat ayında partisinin Burdur’da düzenlediği mitingde dile getirdiği Salda Gölü kıyısında millet bahçesi projesi için 31 Temmuz’da ihale yapılacak. TOKİ’nin gerçekleştireceği ihale öncesinde Türkiye’nin en güzel doğal göllerinin başında gelen koruma altındaki Salda Gölü için yaşam savunucuları ayağa kalktı.

ÖÇK İLAN EDİLEN SALDA GÖLÜNDE MİLLET BAHÇESİ YAPILMAK İSTENİYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasının hemen ardından 15 Mart 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ‘Özel Çevre Koruma Alanı (ÖÇK) alanı  ilan edilen Salda Gölü’nü yapılaşmaya açacak olan millet bahçesi projesinin yaklaşık 150 bin metrekarelik alanda uygulanması planlanıyor.

YEŞİLOVALI 5 VATANDAŞ İPTAL DAVASI AÇTI

Meslek odalarından siyasi partilere, sanatçılardan sivil toplum kuruluşlarına kadar toplumun her kesiminden tepki gören millet bahçesi projesi, Yeşilovalı yurttaşlar tarafından yargıya taşındı. Antalya Barosu avukatlarından Münip Ermiş, Tuncay Koç ve Mustafa Şahin, 5 yurttaşın  açtığı davayla ilgili dilekçeyi önceki gün Isparta İdare Mahkemesi’ne sundular.

MAHKEMEDEN ‘İHALE DURDURULSUN, PROJE İPTAL EDİLSİN’ TALEBİ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine açılan dava dilekçesinde, 31 Temmuz 2019 tarihinde yapılması planlanan “Millet Bahçesi Genel Alt Yapı İşleri ve Rekreasyon Alanları ile Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar Yapım İşi” ihalesinin yürütmesinin durdurulması ve ardından iptali talep edildi.

‘İMAR PLANLARI HENÜZ KESİNLEŞMEDİ’

Millet Bahçesi yapılması planlanan alanla ilgili uygulama imar planlarının yapıldığına ilişkin ilanın Burdur Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü sayfasında 10 Temmuz 2019 tarihinde yayınlandığı bilgisine yer verilen dava dilekçesinde, “Bu planların ve planlara bağlı olarak yapılan ihale işleminin Sit Alanı olan Salda gölüne zarar vereceği, gölü besleyen su kaynaklarını azaltacağı, yoğun popülasyonla bölgenin Özel Çevre Koruma alanına hizmet edemeyeceği, SİT alanı ve Önemli Doğa alanı ile Sulak alan ve önemli kuş alanı olan bölgenin zarar göreceği, Burdur’un en önemli değerlerinden ve sulak alanlarından olan Türkiye’de de bilinen Salda gölü üzerine yapılacak bu ihalede, çevresel duyarlılık, kamu yararı, ileride topluma aktarılacak ekolojik yarar bulunmadığı, ihaleye konu projelerin nasıl onaylandığının belirsiz olduğu, projeye konu imar planları ise henüz kesinleşmediği” vurgulandı.

‘PROSEDÜRE UYMADAN İHALEYE ÇIKMAK KANUNA AYKIRI’

İmar Kanununa göre imar planlarının 30 gün süresince askıya çıktığı ve askıdan indikten sonra kesinleştiğinin altı çizilen dava dilekçesinde, “Hatta planlara itiraz varsa bu itirazlar ilgili kurumlarda görüşülerek itiraz hakkında bir karar verilir. İtiraz kabul edilirse bu kısım ayrıca ilan edilir. Dolayısıyla imar planlarının kesinleşmesi bir mevzuata ve prosedüre tabidir ve bu prosedüre uyulmadan ihaleye çıkmak kanuna aykırıdır. Ayrıca alan sulak alan olup,  mevzuata göre yapılması gereken sulak alanlar havza planlaması yapılmamış, sulak alanlar yönetmeliğine göre yapılacak projeye ait ekolojik değerlendirme raporu mevcut projede yapılmamış olup, ekosisteme ne gibi bir zarar vereceği araştırılmamıştır. Böylesine önemli bir göl üzerinde ÇED süreci de işletilmeden (en azından proje için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ÇED gerekip gerekmediğine dair görüş sorulmalı idi) bu prosedürler de işletilmeden böyle bir projeye girişmek ve ihaleye çıkmak işin ne kadar ciddiyetsiz yapıldığının kanıtıdır” ifadelerine yer verildi.

DAVA DİLEKÇESİNDE SALDA GÖLÜNÜN ÖNEMİNİN ALTI ÇİZİLDİ

Millet Bahçesi yapılmak istenen alanın Salda  Gölü ve havzasında yer aldığı kaydedilen dilekçede, havza olması nedeniyle hem Salda Gölü’nün hem de havzanın özelliklerinin bilinmesi gerektiğine vurgu yapılarak şöyle denildi: “Göl suyunun terkibinde magnezyum, soda ve kil bulunması bazı cilt hastalıklarının tedavisinde yararlı sonuçlara sebep olmaktadır. Gölün arka kısmında kalan orman örtüsü keklik, tavşan, tilki ve yaban domuzuna, göl ise yaban ördeklerine ev sahipliği yapmaktadır. Salda Gölü etrafındaki arazilerde dikenli keler, tilki, yaban domuzu, kara tosbağası gibi memeliler görülmektedir. İç su balıkları açısından önemlidir. Gölde 3 endemik balık türü yaşamaktadır. Nesli dünya ölçeğinde tehlike altında bulunan Aphanius anatoliae bu türlerden birisidir. Kış aylarında önemli sayılarda barındırdığı pasbaş patka ve dik kuyruk ördek Salda Gölü’nün uluslararası öneme sahip sulak alanlar içerisinde yer almasını sağlamaktadır. Küçük batağan, bahri, kara boyunlu batağan, karabatak, büyük ak balıkçıl, gri balıkçıl, yeşilbaş ördek, elmabaş patka, sakarmeke, karabaş martı gölde görülen diğer su kuşlarındandır. Alan, kışın büyük sayılarda pasbaş patka ve dikkuyruk barındırır. Salda Gölü, bitkiler açısından zengin bir göldür. Alanda 18 bitki çeşidi tespit edilmiştir. Bunlardan bir tür sığır kuyruğu olan Verbascum dudleyanım ve Verbascum flabellifolium türlerinin bilinen dünya dağılımları alanın güney kıyılarıyla sınırlıdır. Bu bitki çeşidi ve endemik türler olmasından dolayı Önemli Doğa Alanı ÖDA olarak tanımlanmıştır.”

‘SULAK ALANLAR YÖNETMELİĞİNE UYULMAMIŞ’

Millet Bahçesi yapılması planlanan alanın Sulak Alanları Koruma Yönetmeliği’ne göre korunacak alan kapsamında olduğu kaydedilen dava dilekçesinde, ilgili yönetmeliğin iki ayrı maddesine uyulmadığının altı çizilerek alanda yönetim planının da oluşturulmadığı anımsatılarak, “Bu durumda böyle bir projeye onay verilemez. Kaldı ki proje için gerekli yukarıda bahsedilen Sulak Alanları Koruma Yönetmeliği’nin maddelerinin hiç birisine uyulmamıştır. Alanda ekolojik rapor alınmamıştır. Su alanlarının kirletilmemesine ilişkin bir önlem raporu alınmamıştır” ifadelerine yer verildi.

‘KORUYURMUŞ GİBİ YAPIP KURALLARA UYMAMAK KANUNA AYKIRIDIR’

“Korunması gerekli alanı önce sanki koruyormuş gibi Özel Çevre koruma Alanı ilan edip ardından uygulama planı yapmak ve bu planda koruma kurallarına uymamak, sulak alan özelliğine dikkat etmemek kanuna aykırıdır” görüşüne yer verilen dava dilekçesinde, alanla ilgili uzun devreli gelişme planları hazırlanmadan ihale yapılamayacağına dikkat çekilerek şöyle denildi:

‘İHALEYE KONU PROJEDE HİÇ BİR RAPOR YOK’

Bu büyüklükte bir Parkın, Salda Gölü’nün mevcut durumu da dikkate alındığında, yıkıcı sonuçlarının olabileceği çok açıktır. Sulak alanlar ve akarsular karmaşık ekosistemlerdir ve Dünya’da bu sistemleri daha iyi anlayabilmek için bilimsel çalışmalar sürmektedir. Kısaca bilimsel belirsizlik de söz konusudur. Ramsar Sözleşmesi’nin sulak alanların seçiminde öngördüğü ekoloji, botanik, zooloji, limnoloji ve ornitoloji gibi bilim dallarında uzman kişilere yer vermiştir. Doğal olarak sulak alanların korunması için sulak alanlarda veya yakınında yapılacak tesisler için hazırlanan ekoloji raporlarında da bu disiplinlere mensup kişiler olmalıdır ama ihaleye konu projede hiçbir rapor mevcut değildir.”

GÖL UZMANI KESİCİ’NİN UYARILARI DAVA DİLEKÇESİNE DE GİRDİ

Salda Gölüyle ilgili uzun yıllardır araştırmalar yapan Türkiye’nin önemli göl ve sulak alan uzmanlarından Yard. Doç. Dr. Erol Kesici’nin konuyla ilgili uyarılarına da yer verilen Dava dilekçesinde, Kesici’nin “Burası bir dünya mirası. Bunu sağlayan özelliği ise doğal yapısıdır. Salda Gölü’ne güzelliğini ve rengini veren yapı, göldeki hidromanyezit oluşumlar. Özellikle Beyaz Adalar olarak adlandırılan bölgede yoğunlaşan karnabahar görünümlü bu oluşumlar göl için yaşamsal önemdedir. Ancak bilinçsizce üzerine basılıp geçilen bu yapılar aslında biyomineral dediğimiz canlı oluşumlar. Adı üstünde: “Biyomineral!” Yani canlı demek. Bir böceğin üzerine basıp öldürmekle Salda Gölü’ndeki bu biyominerallerin üzerine basıp öldürmek arasında bir fark yok. İkisi de canlı çünkü” ifadeleri yer aldı.

MİLLET BAHÇESİ İHALESİ HUKUKA AYKIRI BULUNDU

Bilimsel görüşlerin yanısıra ulusal ve uluslararası yasal mevzuat çerçevesinde, yapılan ihalenin hukuka aykırı olduğu görüşü savunulan dava dilekçesinde, “Yasal altlığı oluşmadan, (uygulama imar planı onayı, mimari statik tesisat projeleri ve detaylarının onaylanması, yönetim planının yasal belge haline dönüştürülmesi, inşaat ruhsatının alınmamış olması vb. gibi) eksikliklerle ihale yapılması en başta ihale kanununa ve ilgili mevzuata aykırıdır. Dava konusu ihale kararı ile ender bir ekosisteme ve habitata sahip göl ve çevresi kirlenecek, geri dönüşümü imkansız zarara uğrayacaktır ve karar açıkça hukuka aykırıdır” görüşüne yer verilerek idari işlemin yürütmesinin durdurulmasına iptali talep edildi.

 

2322350cookie-checkSalda Gölü’ne millet bahçesine iptal davası!
Önceki haberSalda Gölü’ne hem bar hem mescit!
Sonraki haberİtirazlara rağmen TOKİ: Salda Gölü’ne Millet Behçesi yapılacak!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.